Dün, 22 gün süren işgalden sonra İsrail’in Gazze’den tamamen çekildiği bildirildi. İşgalin bilançosu hayli ağır… Ölü sayısının 1300’ü geçtiği söyleniyor; ancak bölgede yaşanan kargaşadan ve belirsizlikten dolayı net olarak bir rakam verilemiyor. Halen enkaz altından cesetler çıkarılıyor. Yaralı sayısı ise 5 bini geçmiş durumda.
İsrail hava, kara ve denizden sürdürdüğü bombardımanlarda konut olarak kullanılan 20 bin binaya hasar verdi. 4 binden fazla binayı yıktı.
Yıkılan binalar arasında okul ve üniversiteler de var. Ayrıca bölgedeki yollar, köprüler, elektrik hatları ve kanalizasyon boruları da saldırılardan nasibini almış durumda.
Kısaca Gazze Şeridi’ndeki maddi hasar 1,5 milyar doları geçiyor.
Kim ne derse desin Gazze’de yaşanan katliamın suçlusu biraz da medyadır. Çünkü medya Filistin’in sesine hiçbir zaman kulak vermedi. Diyeceksiniz ki, dünyada medyayı Museviler yönetiyor. Bu yüzden Filistin bilinçli olarak ilgi alanlarına girmemiştir. Bu mantıklı bir açıklamadır ama, olayın bir de başka bir boyutu var. Nedense dünyada kimse savaşlarla, açlıklarla, yoksulluklarla yüzleşmek istemiyor. Sömürü sistemine dayanan kapitalizm bunlarla beslenirken, insanlık başka uyuşturucularla uyutuluyor. Dolayısıyla bunları yok sayarak bir anlamda vicdanlarını rahatlatıyorlar.
Açıkçası bizde de durum pek farklı değil. Düşünün bakalım, Tük medyasının hangi anlı şanlı araştırmacı gazetecisi Filistin mülteci kamplarına gitti ve oradaki yaşamı bize olduğu gibi aktardı.
Medyada Filistinliler sadece terörist olarak, canlı bomba olarak yer alıyor. Ya da el yapımı roketleriyle İsrail’i vurmaya çalışan Hamas’la bütünleştiriliyor Filistin.
Medya Filistinlilerin neden kendi topraklarında mülteci durumuna düşürüldüğünü sorgulamıyor bile. Böyle olunca da İsrail biraz daha legalleştiriliyor.
Oysa Filistin halkına mikrofon uzatılsa, onların yaşam koşullarının gerçek nedenlerine değinilse belki dünyadan daha farklı bir tepki yayılacak. İsrail o zaman bu kadar acımasız olamayacak. Savunmasız, güçsüz insanlara saldırmanın onu yüceltmediğini, aksine yok ettiğini fark edecek.
Bu 22 günlük vahşet bir tek buna yaramıştır. Dünyanın gözü ister istemez Filistin’e çevrilmiştir. Ve İsrail’in hiçbir haklı gerekçesi olmadığı görülmüştür. Dünya kamuoyunun gözünde İsrail’e karşı sempati kalmamıştır.
İnsanlar dünyanın her yerinde sokaklara dökülüp İsrail’i lanetlemiştir. Bunların arasında Museviler de yer almıştır.
Çünkü İsrail savaşmamış, öldürmüştür. Havadan, karadan ve denizden saldırmış, Filistinliler de ölmüştür.
Bu yüzden İsrail kaybeden olmuştur. Gazze yerle bir olsa da, binlerce insan ölse ve yaralansa da Filistin kazanmıştır. İsrail, Filistinlileri öldüre öldüre bitiremeyeceğini bir kez daha görmüştür.
Gelecek günlerde İsrail gene öldürmeye devam edecek, Filistinliler ise ölmeye. Çünkü onlar İsrail’in saldırılarına karşı yapacak fazla bir şeyleri olmadığını biliyor. Onların doğru dürüst bir ordusu yok. Silahları da yok. Yani İsrail tek taraflı savaşmaya devam edecek. Savaştığı müddetçe de kaybedecek.
