İstanbul’ dan çıkmadan tatil mi?

Bu arada şehirden ayrılmamamız gerekiyordu ki bizim düşündüğümüz sadece bir hafta sonu kaçamağı hatta bir Cumartesi kaçamağı olmalıydı. Sabahın erken saatinde eşim ve ben arabamıza atladık ve bakalım bizim tekerlekler bizi nereye götürecek derken kendimizi Maslak’ tan Kilyos sapağına girerken bulduk. Başta yoğun geçen trafiğin bizi Kilyos’ a kadar takip edeceğini düşünürken yanıldığımızı kısa süre sonra anladık. Zira bu yol sağlı sollu oldukça yeşil ve sakindi. Bu yolda, ilk defa ciğerlerimize eksoz dumanından başka oksijen girdiğini hissettik.


Yol üzerinde, ‘İstanbul köylüleri‘ dut, böğürtlen gibi bahçelerinde yetiştirdikleri sebze ve meyveleri sergiliyorlardı. Biz de onlardan almadan edemedik elbet. Yol boyunca yeşilin tüm tonlarını görebilmek gerçekten keyifliydi. Bu keyifin deniz kısmının da devam edip etmeyeceğini bilmeden Kilyos merkeze geldik. Zira herkes bilir ki Karadeniz kimseye sınırsız güvenlik sözü vermez. Hatta oldukça tehditkardır. Özellikle son dönemlerde, insan ziyanı haline dönüşen Karadeniz sahillerinde güvenli bir yer bulmak oldukça güçtür. ( neyse ki biz böyle bir yer bulduk, bu konuya daha sonra değineceğim )


Kilyos merkez, küçük bir belde. İkinci adı da öğrendik ki Kumköymüş. Nedeni ise botanik açıdan en zengin kumul alanları arasındaymış. En zengin bitki çeşitliliğine sahip ikinci kumul sistemi olması nedeniyle de oldukça önemliymiş.


Ayrıca bir de Kilyos Kalesi var. Kalenin yapım tarihi bilinmiyor, Sultan II. Mahmut zamanında restore edilmiş. Ortasında bir sarnıç bulunuyor. Yağmur yağdığı zaman sarnıçların dolması için su toplayacak bir sistem kurulmuş. Hicri 1197-1241 tarihinde Bahçeköy’e kadar tüm sarnıçlar bu dönemde imar ve restorasyon görmüş. Taş yapımı kalenin temizliği ile dikkat çeken kemerli, korunaklı muhafız bölümleri aynen korunmuş. II. Dünya savaşında Boğazların korunması amacıyla Almanlar tarafından verilen 19.yy Krupp Kamalı çelik top kalenin burçlarında ki yerinden Karadeniz’i seyrederken, kale içinde 8 ayrı top sergileniyor. Kale kapısı üzerinde Sultan II. Mahmut tuğrası, her iki yanında iki savaş topu, karşısında kalenin ele geçirilişi şerefine o dönem dikilip günümüze ulaşan anıt çınar ağacı bulunuyor. 26 metre yüksekliğinde, 5,4 metre gövde çevresine sahip çınarın dikim tarihini gösteren tabelada 1460 yılı yazıyor.


Bu kadar tarihi bilgiden sonra, size o güvenle, hem denize girdiğimiz hem de leziz yemeklerini tattığımız yerle karşılaşmamızı anlatayım.
Eşimin ısrarıyla gezdiğimiz beachlerin arasında Seanergy Beach’ e de girdik ve bir daha da çıkmadık, çıkamadık.


Başta, girişinden etkilendiğimizi söylemeden edemeyeceğiz. Zira bu giriş sizi suyla değil büyük bir ormanlık alanla karşılıyor. Arabamızı park yerine bıraktıktan sonra inanılmaz ince ve sarı kumların üzerine inşa edilmiş patika yoldan geçtik. Bizi, mayolarımızı giyip hemen güneşlenmek için cazibe merkezi haline getirilmiş, tahtadan bir platform ve bu platformun üzerine atılmış rengarenk minderler karşıladı. Cumartesi olması dolayısıyla herhalde, oldukça hareketliydi. Bir yanda gençler beach volley oynarken diğer yanda  denize çocuklarıyla beraber giren aileler. Fonda sizi rahatsız etmeyecek bir müzik, güler yüzle servis yapan elemanlar ve birbirinden güzel ve makul fiyatlı salata, makarna ve ızgaralar… içecekler de cabası. E daha ne isteriz. 


Kilyos’ da böyle bir yer olması bizi şaşırtmıştı. Meğer burası yeni açılmış. Eee serde gazetecilik var. Yeni açılmışsa mesul müdürleriyle görüşmek boynumuzun borcu, tatilde de olsak. Sorduğumuz soruları Ahmet Bey ve İrfan bey samimiyetle yanıtladılar. İlk sorduğumuz soru, biz kocaman halimizle denize girmekte endişe ederken ailelerin çocuklarıyla birlikte denize böylesine güvenle girmelerinin nedeniydi? Aldığımız yanıt bu güveni haklı çıkaracak nitelikteydi. Denizdeki güvenlik,  profesyonel sahil güvenlik ekipleriyle beraber, bir zodyak bot ve bir kanoyla sağlanıyordu. Sabah 09:00 akşam 18:00 arası ellerinde dürbünlerle görevliler denizi bekliyorlarmış. ‘Dolayısıyla, zaman zaman saniyelere bağlı olan hayatları, zodyak botla, saniyeleri geride bırakarak koruyoruz’  diyor sonradan, Seanergy Beach’ in sahibi olduğunu öğrendiğimiz İrfan Bey; ve devam ediyor.


Seanergy Beach, 23 dönümlük bir arazi üzerine kurulmuş. 20 dönümlük ormanlık alanı var ve bu alanda, bir yandan piknik yaparken, nargile içebilirsiniz, nargilenizi içerken de okey oynamanız mümkün. 300 metre uzunluğunda ise bir plaj bandı varmış. 1000 araçlık otopark da cabası. Başka neler var diye sorduğumuzda söze devam ediyor İrfan Bey, ‘Seanergy Beach’te,  2 adet beach volley sahası, 1 adet beach soccer sahası,  1 cafe – restaurant,  2 adet sigara satış alanı, bir adet su sporları merkezi ve çocuklarınızın güvenle oynayabileceği oyun parkı var ‘ diyor. Haa bu arada önümüzdeki yıl bungalov evlerle konaklama hizmeti sunacaklarınnın da müjdesini aldık.


Böyle sohbet, deniz kum güneş ve birbirinden leziz yemeklerle zamanın nasıl geçtiğini anlamadan bizim de gitme vaktimiz gelmişti. Ayrılırken yüzlerimizde nihayet kendimizi ait hissettiğimiz bir yer bulmanın keyfi vardı.



SEANERGY BEACH
Gümüşdere kumluk mevkii
Tel : ( 212 ) 203 08 61/62/63
Fax : ( 212 ) 203 08 64
www.seanergybeach.com
[email protected]


 

691480cookie-checkİstanbul’ dan çıkmadan tatil mi?

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.