Bu gün yağmur var İstanbul’da. Televizyon ve radyolar halka tedbirli olmaya cağırıp duruyorlar. İstanbul’un carpık yapılaşması içinde, dere yataklarına elleriyle yaptıkları tek odalı gecekondularda oturanlar tedirgin. Mazhar Alanson’un dediği gibi bu gün yağmur var İstanbul’da. Ve sel korkusu yaşayanlar, anne sözü dinler gibi mahsun.
İstanbul’un sokaklarında yürürken artık Londralı bir tatılcının gözü ile bakamadığımı keşfediyorum İstanbula. Her yerde insanlar var. Ve ne kadar çoklar, yollar caddeler otobusler vapurlar meydanlar hatta en tenha sokaklar insan dolu. İstanbul’da insanların merakla gözlerinden kurtuluş kacış yok. Herkes telasla herkes kaygılı herkes gemisini yüzdürmeye calışan kaptan, herkes biraz iyi, biraz kötü ve vazgecmiyor çokca uyanık olma çabasından.
Bu gün yağmur var İstanbul’da.
Vapur iskelesi önünde elindeki kagıt mendilleri satmaya calışan 71 yaşındaki ihtiyarla ayak üzeri laflıyoruz. İki oğlu varmış, gelinleri istememiş, bir otelde geceliği 10 milyon’a 3 yıldır kalıyormuş. Bu günku otel parasına cıkarınca da Allaha bin şükürmüş. Dört paket mendil aldığım için ve yine Allah benden de razı olsunmuş. Hepsi bu kadar işte ..
BİLİYOR MUSUNUZ yaşlı amca ve onunla aynı kaderi paylaşanları saydım. Yasayıp duruyorlar işte o kadar insanın içinde, İstanbul’da ,kimse onların farkında bile olmadan.
Birilerine sormalı, ögrenmeli nedir raconu İstanbul’da yaşamanın?
Yine yağmur var İstanbul’da…
Paralardan atılan sıfırlarla enflasyonu sabitlemeye planlayanlar, küçük işlerle büyük paralar vuranlar, büyük konuşanlar iste o ağbiler, amcalar, bu dev kentte yasэyanların mutsuzluğuna da bir çare bulsalar. Saydam yaşayanlara yeniden hayata katsalar. Hayat bayram olsa şu vapur artık gelse, yağmur dinse, günes çıksa . Veya hic durmadan yağsa yagmur. İstanbul akça pakça olana kadar.
Yine yagmur var İstanbul’da ve herkes anne sözü dinler gibi mahsun…