Statüko gardiyanları…

Türkiye’nin bütün engellere rağmen batılılaşmasını istiyorum.
Bütün çelmelere rağmen ülkenin çağdaş uygarlık düzeyine ulaşacağını inanıyorum.

Bu ülkede statükonun korunması ve müesses nizamın devam etmesi için çaba sarfedenlerin çok olduğunu biliyorum.
Bu türden kafalar, sadece siyasette değil, sivil toplum ve meslek kuruluşlarında ve özellikle de medyada çizgilerini hiç bozmuyorlar, eski düzenin devam etmesini vargüçleriyle savunuyorlar.

Bunlar kimler?
Laik ve aydın geçinenlerin medyası.
Aynı düşünceye destek veren sivil toplum kuruluşları..
İttihat ve Terakki alışkanlığını sürdüren siyasi Partileri.
Bunların hepsi Atatürk’ü sadece laiklik penceresinden analiz ediyorlar.
Bir de Büyük Kurtarıcı’nın işaret ettiği “Muasır Medeniyet” hedefini savunur “gibi” yapıyorlar.

“Gibi” yapmaları şundan anlaşılıyor.

Avrupa Birliğine şiddetle karşılar.
Batılı yasalardan korkuyorlar.
Çağdaş anayasalardan ürküyorlar.
Askeri Anayasaların değişmesini istemiyorlar.
Geçmişteki hatalarla yüzleşilmesine aldırış dahi etmiyorlar.
İhtilalcilerin hesap vermesine yanaşmıyorlar.
Her daim ve kayıtsız şartsız askerin yanında yer alıyor, kulaklarını Genel Kurmay Başkanından gelecek açıklamaya odaklıyorlar.
Bunlar aslında idamdan da yanalar.
Bunlar esasen iktidara gelseler, çıkarılmış çağdaş yasaları süratle eski hallerine getirirler.
Bunlar Türk Parasının serbest dolaşımına da karşılar ama paranın tadını aldıkları için seslerini çıkarmıyorlar.
Esasen laik cenah tam da takiye yapan taraf.
Çocuklarını Avrupa ve ABD’de okutmaktan geri kalmıyorlar.
Türk üniversitelerini savunur gibi yapıyorlar ama özel konuşmalarda aşağılamaktan geri kalmıyorlar.
Bunlar ellerinden gelse, iktidarda olsalar liberal ekonomi uygulamasını dahi değiştirirler.
Kapalı ekonomiden yana olduklarını söylemiyorlar ama niyetleri biliniyor. Planlı ancak tutucu ve kapalı ekonomik modeli geçmişte de savundular, hala onun hayali ile yaşıyorlar..
Niyetlerini saklamasını biliyorlar, karşı tarafın niyetlerini ise okuduklarını sanarak siyaset üretmeye çalışıyorlar.

Güneydoğu’da, Doğu’da veya İç Anadolu’daki geri kalmışlık, eşitsizlik, ezilmişlik umurlarında değil.
Gelir dağılımındaki adaletsizlik onlara bir şey ifade etmiyor.
Kürt açılımı veya demokratik açılım onlara göre gereksiz.
Tüm olanakların İstanbul’da toplanmasını, yatırımların, sanayiin, köprilerin, kulelerin, bankaların, turizmin sadece ve sadece Istanbul için gerektiğinden yanalar.
Bunlar aslında insanlarımızdan, halkımızdan da yana değiller.
Göbeğini kaşıyan adam örneği, insanımızı aşağılama değilse nedir?

Ama bütün bunlara rağmen bu ülke çağdaş uygarlık düzeyine ulaşacak.
Atatürk’ün “Muasır medeniyet düzeyine ulaşma” şeklindeki yol gösterici hedefini benimseyenlerin sayısı, Büyük Kurtarıcı’nın arkasına sığınan laik takiyecilerden daha fazla.
Ben buna inanıyorum.

1626810cookie-checkStatüko gardiyanları…

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.