Ekonomik üretimde büyük bir artış gözlenmesine rağmen, yaşam standartları hâla 2008’deki kriz seviyesinde kaldığı gözlemlendi. Fabrika üretimi genel ekonominin yüzde 10’nu temsil etmesine rağmen, genel olarak maaş artışlarına ve hayat standartlarının yükselmesinin ana faktörüdür.
Ekonomik verilerin açıklanmasının hemen ardından Çarşamba günü yatırımcılar, Sterlin’in değerini Amerikan Doları karşısında, son altı yılın en yüksek rakamı olan 1.716 seviyesine getirecek hamleler yaptılar. Sürekli yükselen Birleşik Krallık ekonomisindeki büyüme, geçtiğimiz sene içerisinde Pound’un değerini Dolar karşısında %11 ve Euro karşısında %7 güçlendirdi.
Pound’un güçlenmesi, ihracat yapan sektörlerin karını azaltmasına rağmen, pozitif yönden, ülkeye gelen malların ucuzlaması nedeniyle tüketici harcamalarını arttırıyor. Markit tarafından geçtiğimiz çarşamba sonuçları yayınlanan araştırmaya göre, yerel ve yurtdışı siparişlerinde artış olduğu ve işe alımların son 3 senenin en yüksek seviyesine ulaştığı belirtildi.
Fabrika üretimlerindeki artışa rağmen, başka bir rapora göre her fabrikada işçi başına düşen üretimde azalma görülüyor. 2014’ün ilk üç ayında saat başına düşen üretimdeki verimlilik %1’e düşerken bu rakam ekonomik krizin başladığı 2008’e göre yüzde 4.3 daha düşük. İhracat ve fabrikalarda üretimin artmasına rağmen bu gelişmeler maalesef işçilerin aldıkları maaşlara yansımıyor.
Ekonomik şartlar nedeniyle fabrikalarda çalışan işçilerin, ‘işsiz kalmayayım’ diyerek düşük maaşlarla çalışması tabi ki üretimde yeteri kadar verimli olamıyor. Bu da fabrikaların kar oranını etkilerken maaş artışlarına engel oluyor. Yaşam standartlarındaki düşüşe katkısı olan bir ikinci faktör ise, hükümetin sosyal yardımlarda yapmış olduğu kesintilerdir.
2010 yılında iktidara gelen koalisyon hükümetinin almış olduğu kararlarla yapmış olduğu kesintilerin etkileri özellikle 2013-2014 yıllarında hissedilmeye başlanmıştı…
