Straw: Türkiye’nin desteği önemli

2003’teki Irak Operasyonu sırasında da görevde olan İngiltere Eski Dışişleri Bakanı Jack Straw, Libya’ya Nato müdahalesini değerlendirdi.

İşçi Partisinin Gölge Dışişleri Bakanı Straw, Libya Operasyonu’nda Fransa’nın öne çıkma çabalarını eleştirdi. Türkiye’nin operasyonda yer almasının bir zorunluluk olduğunu belirtti.

– Libya’daki hava harekatının komutasının NATO’ya geçmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
– Bir kriz durumunda sivil insanların hayatları tehlike altındaysa, böyle operasyonlar düşünülebilir. Kosova’da, Bosna’da da yapılan buydu. Operasyonun NATO’ya geçmesi gerekli bir adımdı. Türkiye’nin bu operasyona destek vermesi de çok önemli. çünkü Türkiye’nın operasyona katılması Arap ve Müslüman dünyasındaki imajı olumlu etkiler. Ayrıca bu operasyonun olması sadece batının talebi değildi, Körfez ülkelerinden de, Arap Liginden de çağrılar vardı.

– Türkiye’nin Libya operasyonu konusundaki konumu hakkında ne düşünüyorsunuz?
– Özellikle son yıllarda Türkiye’nin bölgedeki rolü de göz önüne alınınca Türkiye’nin bu operasyonda bulunması zorunludur. Ayrıca Türkiye NATO’nun ikinci büyük ordusuna sahip ve operasyonlar konusunda deneyimli. Müslüman ve demokratik yapısıyla bölge ülkelerinin gözünü çevirildiği bir ülke. Türkiye’nin operasyonda yer alması batının petrol için orada olmadığını, bu operasyonun bir haçlı seferi olmadığını da gösterecektir.

Paris’te düzenlenen Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi toplantısına Türkiye de katılmalıydı. Türkiye böylece operasyonla neyi hedeflediğimiz çok daha net anlardı ve toplantıdan çıkarken inanıyorum ki bizimle aynı görüşte olurdu. Salı günü Londra’da gerçekleşecek toplantı da Türkiye’de olacak ve bu toplantının çok verimli geçeceğini düşünüyorum.

– Libya’ya yapılacak operasyon konusunda Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy öne çıktı. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
– Fransa muhalifleri tanıdığını açıkladı. Biz hükümetleri değil ülkeleri tanırız. Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy, iç siyasetinde aşırı sağcı Le Pen’e karşı zor günler geçiyor. İç siyasete oynuyor. Bu yüzden Libya operasyonunda öne çıkmak istedi. Paris’te yapılan toplantıya Türkiye’nin de katılması gerekiyordu. O zaman Kaddafi, bunu haçlı güçlerin saldırısı müslümanlara karşı diyemezdi. Komutanın NATO’ya geçmesi durumu normale döndürdü. Ayrıca Kaddafi sivilleri öldürmeye başladığında bir an önce harekete geçmek gerekiyordu. Çok hızlı bir çözüm bulunması gerekiyordu ve Paris’te bir karar alındı. Bu da Sarkozy’nin öne çıkmasına neden oldu.

– Libya’daki operasyonda hedef ne? Sivil can kayıplarını mı önlemek, yoksa Kaddafi’nin görevi bırakmasını mı sağlamak?
– Libya’ya müdahalede tek hedef sivilleri korumak, Kaddafi’nin görevini bırakması ise operasyonun sonuçlarından biri olabilir. Bu nedenle operasyonlarda çok dikkatli olunması gerektiğini, yanlış anlaşılmamalara yer verilmemesi gerektiğini düşünüyorum.

– Herhangi bir kara operasyonunu olabileceğini düşünüyor musunuz?
– Kara operasyonu seçenekler arasında yok. Kimsenin Libya’yı işgal etme gibi bir niyeti yok. Yani açıkça söyleyebilirim ki bir işgal olmayacak. İleride bir barış gücü olacaksa bu da Birleşmiş Milletler şemsiyesinde olabilir. Ancak bu iş için öncelikle barışın tesis edilmesi gerekir. Bazen barış için askeri müdahalenin gerektiği zamanlar da olabilir. Tabi Libya’daki krize müdahale ederken Irak’ta yaptığımız hatalardan kaçınmamız da çok önemli.

– Sizce Libya’yı operasyonun ardından ne bekliyor? Kaos ortamı mı olacak?

– Libya’da zaten şu anda bir kaos var. NATO belki daha önce Kaddafi’yi zorlayabilirdi ama olmadı. Şu anda uluslararası toplumun Libya’daki operasyonun ardından ne yapacağını da düşünmesi gerekiyor. Libya’yı yeniden inşa etmek gerekecek, bu sadece fiziksel bir inşa değil. Fiziki, duygusal, ekonomik ve politik anlamda Libya’nın yeniden yapılanma sürecine girmesi gerekiyor. Türkiye, bu süreçte de çok önemli bir rol oynayabilir. Çünkü bölgeyi ve tarihi iyi bilen, Osmanlı İmparatorluğu’ndan bu yana Libya ile bağları olan, yüzde 98’i Müslüman ve demokrasinin olduğu bir ülke Türkiye. Libya’nın Türkiye’den öğreneceği çok şey var. Olaylardan sonra Libya’yı yeniden inşa ederken, Kaddafi’nin yanında yer alan insanları da kazanmalısınız, çünkü bunlardan çoğu bir işe ihtiyaçları olduğu, bir aileleri olduğu için Kaddafi’nin yanındalar. Bu Irak’ta da, İkinci Dünya Savaşı’nın ardından Almanya’da da böyleydi. Yeni politik bir süreç kurarken, olabildiğince çok kişinin katılımını ve uzlaşmasını sağlamalısınız.

– Arap ülkelerinde birbiri ardına yaşanan isyanları nasıl değerlendiriyorsunuz? Örneğin Suriye ve Yemen’i neler bekliyor?
– Bölgede yaşananları bir Arap baharı olarak nitelendiriyorum. Her ülkenin kendine has özellikleri var. Ve herkes bir an önce kendi içinde reformlar yapmalı. Ama halkın talepleri gözönüne alınmalı Kaddafi gibi kapıları kapamamalılar.

Bu tarz olaylar, ekonomik güçsüzlük durumlarında ortaya çıkar, insanlar kendilerini baskı altında hissederler ve bir kıvılcım herşeyi tetikler. Şu anda şahit olduğumuz da buna benzer şeyler.

Suriye, halka karşı reform paketleri sundu. İstenmeyen olaylar oldu ama bir yandan da hükümet uzlaşmaya çalışıyor gibi görünüyor. Çünkü insanlar haklarını talep ediyorlar. Yemen de durum biraz daha karışık. Yemen bölgenin en çok dikkat edilmesi gereken ülkelerinden biri. Çünkü Yemen’i düşünürken aynı zamanda bölgedeki El-Kaide faktörünü ve ülkenin konumunu da düşünmelisiniz. Tabi ki bu demek değildir ki Yemen de insanların hakları verilmesin. Ama batılı ülkeler bazı durumlarda çok dikkatli politikalar yürütmek zorunda.

– Peki ya Bahreyn?
– Bahreyn de stratejik önemi olan bir ülke. Amerika’nın 6. filosu burada bulunuyor. Bahreyn Kralı, Kaddafi gibi önerilere kulağını da tıkamıyor, bir çözüm bulunmaya çalışıyor. Herhangi bir operasyon düşünmeden önce sorunu uluslararası baskı yoluyla nasıl çözebileceğinizi düşünmelisiniz.

– Batı ülkeleri size bu bölgedeki politikalarında bir değişiklik yapmalı mı?
– Ancak, burada kilit sorun İsrail’dir. İsrail bu ortamda politikalarını gözden geçirmeli ve Filistinlilerin topraklarını çalmayı bırakmalı. Örneğin Türkiye’nin İsrail ile olan sorunlarında İsrail’in çok fazla tepki verdiğini düşünüyorum. İsrail, bölgesinde insan hakları ihlalleri yapıyor. İsrail artık bir bölge ülkesi olarak barışın sağlanması yönünde politikalarını değiştirmeli. İngiltere’deki yeni hükümet İsrail politikası konusunda bağımsız bir duruş sergiliyor. Aynı şeyi ABD’nin de yapması gerektiğini düşünüyorum. Öte yandan biliyorsunuz, ABD’de çok güçlü bir İsrail lobisi var ve bu nedenle İsrail’in yaptığı bir çok şey görmezden geliniyor. Bölgede bir barış istiyorsa, İsrail’in de barışa yanaşması gerekli.

733900cookie-checkStraw: Türkiye’nin desteği önemli

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.