Geçtiğimiz hafta CİA ve FBİ Başkanları Türkiye’de ne arıyorlardı dersiniz.
Türkiye`nin sıkıntılı günler yaşadığı koşullarda ne getirdiler, ne götürdüler?
İlk baharda, sıcak iklimlerden dönen leylekler, yerleşim bölgelerinin üzerinden uçarak, yuva yapacak bir yer ararlar. Anadolu halk inanışına göre, Leylekler, ağızlarında geldikleri ülkelerden aldıkları kanlı çaput parçaları veya buğday başaklarıyla dönerler.Eğer, buğday başağı ile gelmişlerse, o yaz çok bereketli geçecek, mahsul bol olacak, çiftçinin, köylünün yüzü gülecek demektir. Ama, kanlı çaputla dönmüşlerse, o yıl doğal felaketlerle geçer, çok savaş olur, çok kan dökülür..
Leyleklerin gelmesine daha çok zaman var, şimdilik bunu düşünmenin sırası değil.
Ama, CİA ve FBİ Başkanı gelirken Türkiye’nin güvenliğini ilgilendiren konularda ne getirdiler,ne götürdüler?
Bunu sormanın sırası.
Aynı günlerde Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın Amerika’da olması ne ölçüde rastlantı, birbiriyle ne ölçüde ilişkili?
Bu da sorulacak sorular arasında..
***
Türkiye, değerlerini hızla tüketen bir ülke.Dışarıdan bakılınca, her gün biraz daha, sinsi bir iç kavgaya doğru sürüklenmek isteniyormuş izlenimi veriyor. AB’ye doğru gidiyormuş gibi yaparken, bir iç çatışmalara doğru koşuyor.
Sorun sadece Kürtler’den kaynaklanmıyor. Kavga ortamını asıl tetikleyenler, “Büyükanıt Paşa, Amerika’ya, Genel Kurmay Başkanlığı için icazet almaya gitti” dedikodusunu yayan yobaz çevreler…
Ülkede, “laik” , “anti-laik” ekseninde tırmandırılan bir gerilim yaşanıyor.
Tırmandırılan gerilimin ateş hattına askerler de çekilmek isteniyor.
Bu günlerde adı en çok konuşulan yüksek rütbeli askerlerimizin başında Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt geliyor.
28 Şubat benzeri bir hareket beklentisi içinde olduklarını gizlemeyen “Ulusalcı”larımız Orgeneral Büyükanıt’ı kendilerine yakın bir isim olarak görüyorlar. Daha doğrusu öyle sanıyorlar.Saanıyorlar ki, 28 Şubat’ın bu dirayetli Paşa’sı Genel Kurmay Başkanı olursa, ürkiye’de çok şey değişir.Dinci kalkışmaya karşı yeni bir “İnce/ balans ayarı” yapılır.Bu hüzünlü bekleyiş güvenilen dağlara kar yağarak da sonuçlanabilir.Gelen gideni aratabilir de..
Herakleitos, “Aynı nehirde iki kez yıkanılmaz “ diyor.
“Ulusal”cılarımız, Recep Tayyip Erdoğan ve AKP’nin , 28 Şubat’ın küllerinden doğduğunun hala farkında değiller.
12 Eylül’ün küllerinden Turgut Özal doğdu; 28 Şubat’ın küllerinden Recep Tayyip..
28 Şubat benzeri yeni bir sürecin milletin başına daha büyük çoraplar öreceğini öngörmek zor değil..
Ulusalcı “laik”lerimiz için bir “umut” olan bu beklenti, “anti- laik”lerimiz için bir karabasana dönüşüyor.Ya, korkular gerçek olursa? Ya, askerler, “İrtica tehlikesi var!” diyerek yine çanlarına ot tıkarlarsa..
Paşa, onların kâbusu..
Öyleyse, yol yakınken bir “çelmeleme” hareketi başlatmalı..Gayretkeş “Ulema” Korkut Özal’ın, “Genel Kurmay Başkanı Hilmi Özkök’ün görev süresi bir yıl daha uzatılsın” demesinin nedeni buydu.
“Paşa, Amerika’ya icazet almaya gitti” dedikodularını üretmelerinin nedeni bu..
Paşa’nın Amerika’dan icazet alıp almadığını biz bilemeyiz.
Ama, bu “Ulemacı” çevrenin aklının hep “almak” ve “vermek” üzerine çalıştığını anlamak zor değil..
“Paşa Amerika’ya icazet almaya” gitmiş..
Dinime küfür eden bari Müslüman olsa!
Amerika’ya mitili atmış Fetullah Gülen Hoca Efendileri ,acaba orada ne işle “iştigal” ediyor?
Ne alıyor?
Ne veriyor?
Bu sorunun yanıtını bilen yok..
***
“Laik”lerimize, askerlerle ilgili akla zarar düş kurmamalarını öğütlerken,
“Anti-laiklere” korkularının yersiz olduğunu söylemeli..
Gerçek şu ki:
TSK’nın bir geleneği var.
Bir emir-komuta zinciri var.
“Temayülleri” var…
Kırk yıllık Kâni,
Olur mu yani….
Asker üzerinden siyaset,
Yararsız bir çaba..
***
Şimdi,
Burnumuzun önüne bakmaktan kurtularak,
Gözlerimizi biraz Dünyaya çevirme zamanıdır..
Orta Doğu’da,
Gümbür gümbür gelen
Büyük Orta Doğu Projesi’dir.
ABD, Irak seçimlerinden sonra bölgedeki askeri gücünü azaltmayı planlıyor.
Doğacak güvenlik boşluğunu “güvenilir ellere” teslim etmek istiyor.
Hedefte Suriye ve Iran’a saldırı planları var.
CİA ve FBİ Başkanları ne amaçla geldiler dersiniz ;
Beykoz’da, Kanlıca yoğurdu yemeye mi?
İşin içinde başka hesaplar var..
Ufukta Türkiye’nin “güçlü pazularına” gereksinmeleri var yine..
“Gel Memet, Irak’a gel!”
“1 Mart’ta gelemedin, şimdi gel!..”
“PKK mı? Hele şu işler bir hallolsun, onu da çözeriz canım, lafı mı olur?”
Topraklar başıma vay deli gönül..
Yine yangın söndürmeye mi gideceğiz,
Evimizdeki yangını unutarak..
Yangın söndürmeye giderken evi yanan itfaiyecilere mi döneceğiz yine?
Bu kaçıncı Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olmalar?
Yemen’de böyle.
Sarıkamış’ta böyle.
Kore’de böyle. .
Ölürsek, “şehit”,
Kalırsak “gazi”.
Bir de “niyazi” olmak var,
Vatan sağ olsun!
***
Yaşar Büyükanıt Paşa, bir “katakülle”ye gelmez de 30 Ağustos’ta Genel Kurmay Başkanı olursa, kendisini bu ateş yumağının ortasında bulacak.
Sizce, Paşa bunca sorunun altından nasıl kalkar?
Nasıl hareket eder?
Ne yapar?
Bu soruların yanıtlarını bulabilmek için baharda leyleklerin dönmesini bekleyelim mi?
Ne dersiniz?…