İSVİÇRE’DEN… Irkçı yasa tekrar oylanıyor

Bu yazıyı yazarken içimden şöyle bir ah çekmek geldi. 21. yüzyılda insanoğlu çok buluşlara imza attı, uzaya gitti, genleri çözdü, balıklar gibi yüzdü, kuşlar gibi uçtu da çok basit bir sanatı, kardeşce yaşamayı  unuttu diyorum

Eğer yeryüzünde anlamlı ve güzel bir şey aranacaksa, işte en anlamlısı, insanların birbirini ayırmadan, eşit ve kardeşcesine birbirini horlamadan yaşama hakkı. Bu hakkı istemek ve almak için binlerce nedenimiz var.

Özgür daha demokratik ve daha eşitlikçi bir dünya istemek için İsviçre halkına bir şans daha.

Değerli dostlar, İsviçre’li Türkler ve oy kullanma hakkına sahip bütün göçmenler; sandık başına. Küçük bir anımsatma yapacak olursak, İsviçre Meclisi Aralık 2005 de yapmış olduğu oylama ile yabancılar yasasını değiştirdi. Yeni yasaya göre yabancılar AB ve AB dışı ülke yabancıları olarak ikiye ayırdı. Türkleri’de kapsamına alan bu yasa 700 bin göçmeni ikinci sınıf yabancı konumuna düşürdü.

İşe almada ilk tercih AB ülkeleri yabancılarına tanınırken, diğer yabancıların iş güvenliği bir kalemde yokedildi. Çeşitli sivil toplum örgütleri, sendikalar ve sol partilerin desteği ile yapılan imza kampanyası hedefine ulaştı. Gerekli olan 50 bin imza fazlasıyla toplandı. Irkçı yasa 24 Eylül’de referanduma götürülüyor.

Şimdi görevimiz 24 Eylül 2006 da sandık başına giderek ya da evlerimize gelecek oy pusulaları ile bu ırkçı yasanın iptali için oy kullanmak.

Bir sorunun çözümünden sözediliyorsa, önce sorunun ne oldugu tarif edilmelidir. Bu dünya arı bir ırk yaratma uğruna milyonlarca insanın boğazlandığına şahit oldu. Irkçılık bir insanlık suçudur, ne yazık ki bu suçu işleyenlerde insanlardır ama hiçbir gerekçe bu suçun işlenmesini hoş gösteremez.

Bir arada eşit olarak yaşamak dünyadaki kavga ve acıları azaltmak için bir çare olmalıdır, bir başka kavga sebebi değil.

Eğer bugün İsviçre gençliğinin ırkçı görüş ve eylemlerinden yakınıyorsak, önce oturup halk ve siyasetciler olarak kendimizi sorgulamalıyız. Hiçbir kimse deve dikenleri ektikleri yerden, buğday başağı veya gonca gül derleyemez.

Hepiniz bu yıl Almanya’da oynanan Dünya kupası maçlarını duymuş ya da izlemişinizdir. 23 Haziran günü İsviçre Güney Kore’yi 2-0 mağlüp ettiğinde bende televizyon başında sevindim ve alkışlarımı eksik etmedim. Dikkatimi çeken çok ilginç bir nokta, o gün İsviçre kadrosunda Bosnalısın’dan tutunda Sırp, İspanyol, Türk, Kosova ve Afrikalı olmak üzere 6 tane yabancı asıllı genç yer aldı. İsviçre için ter döktüler mücadele ettiler ve kazandılar. Şimdi sevgili İsviçre’li dostlarımız soru sorma sırası bizde oy kullanma sırası sizde.

Fabrikalarınız’da genç ve ucuz işgücüne evet, futbol sahalarınızda, tenis kortlarınızda yabancı gençlerle başarılara evet, beraber vergi ödemeye evet, insanca, kardeşce din ırk, ülke ayırımı yapmadan eşit yaşamaya hayır mı?

Hamlet’in ünlü sözünü ufak bir değişikle hatırlayacak olursak, 24 Eylül’de bu sözün yanıtını İsviçre halkı verecek. İnsanları insan olarak sevmek: ya da sevmemek, işte bütün sorun buna karar verme de.

1090460cookie-checkİSVİÇRE’DEN… Irkçı yasa tekrar oylanıyor

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.