Tacizcinizi her gün görseydiniz ne olurdu?

Ülkemiz son günlerde arka arkaya taciz olaylarına sahne oluyor. Hiç görmediklerimizi görüyor, duymadıklarımızı duyuyoruz bu hayvandan aşağı insanlar sayesinde.
Mağdurlar çoğunlukla savunmasız küçük çocuklar.
Zaten normal ilişki kurmakta sorunu olan hasta ruhlu insanların işi taciz/ tecavüz. Denkleri karşısında yetersiz olduklarını düşünen bu aşağılıkların gücü ancak çocuklara yetiyor.
En ağır hakaretlerin dahi yetersiz kalacağını düşündüğüm bu kişilere kanun gereken cezayı verecek ancak bu olayların mağdurlarının durumu esas sorun. Bu çocukların yaşadıkları travmayı atlatması çok zor diyordum ki beterin beteri bir durumla karşılaştım.
10 yaşındaki çocuğu, komşusu tarafından cinsel tacize uğrayan anne, tacizcinin teminatla salıverilmesi nedeniyle evine döndüğünü, dolayısıyla her gün yüz yüze olduklarını söylüyor.
“Çocuğum çok korkuyor. Geceleri uyku uyuyamıyor” diyen anne kapıyı her açtıklarında bu kişiyi gördüklerini ifade ediyor.
Annenin polislerden duyduğuna göre komşunun ilk vukuatı değilmiş bu. Daha öncede benzer suçları işlemiş ancak nedense ceza almamış. (Belki somut bir delil bulunamadı.)
O annenin yaşadıklarını bir içselleştirin bakalım. Empati yapın, “benim başıma gelseydi ve ben her gün bu kişinin yüzünü görseydim ne yapardım” diye düşünün.
Eminim aklınızdan fiiliyatı halinde suç teşkil edecek birçok seçenek geçecek.
Benim geçiyor çünkü…
Şimdi biraz detay verelim; Geçtiğimiz yıllarda –sanırım üç yıl kadar önce- bir baba oğul cinsel taciz suçundan tutuklanmıştı. Babanın suçu kızını, oğulun suçu ise kız kardeşini taciz etmekti. Mahkemeye çıkarıldılar, ne olduysa salıverildiler. Burada güvenlik güçlerine ve yargıya sonsuz güvenimiz olduğunu söyleyelim. Sanırım yeterli kanıt bulamadılar suçla ilgili. İşin en tuhaf kısmı annenin, eşini ve oğlunu savunmasıydı. Bana “benim kızım doğru söylemiyor. Benim kocam öyle şey yapmaz. Tamam porno filan izler ama onu yapmaz” demişti. Ben “bir kız niçin babam ve erkek kardeşim beni taciz ediyor desin” diye sorduğumda kızının akli dengesinin yerinde olmadığını savunan kadın, “peki ya yaptıysa hala kocanın yanında olur musun” demem üzerine de “nereye gideyim, o benim kocam” yanıtını vermişti.
“O da senin kızın” demem beyhudeydi. Belli ki düzeninin bozulmasından daha kötü değildi kızın cinsel tacize uğraması… İşte 10 yaşındaki çocuğu taciz edende bu kadının erkek kardeşi Nuri’ydi.
***
Nuri’ye gelirsek; Nuri denen şahsın pek akıllı bir adam olduğunu söyleyemeyiz. Zekası normal insanlardan biraz kıttır. Kendisi gibi bir kadınla evlenip, bir kız çocuk sahibi olmuştur. Allahtan devlet bu konuda gerekeni yapmış, çocuğu aileden almıştır.
Şimdi bazıları “aklı kıt olduğundan” cinsel tacizde bulunmuş olabileceğini söyleyebilirler ki esas sıkıntı buradadır. Tacizin kanıksandığı bir ailede yaşayan ve cinsel duygularına gem vuramayan bir kişinin elini kolunu sallayarak ortada dolaşması çok daha büyük tehlikedir.
Eminim ki bu kişi cezai ehliyeti varsa gereken cezayı alacak, cezai ehliyeti yoksa bir süre toplumdan tecrit edilip tedavi edilecek.
Neticede bu ve bu gibi olayların arkasında olduğumuzu söyleyelim. Eğer şu küçücük toplumda bu kadar taciz tecavüz olayları yaşanmaya başladıysa ok yaydan çıkmış demektir. Burada basına da, yargıya da, hükümete de, polise de, psikiyatrist/psikologlara da çok iş düşmekte. Hiçbir anne baba bu gibi pislikler ayıklanmadan rahat uyku uyuyamaz.