Takdir-i cehalet

21. yüzyılın ne çağı olması gerektiği üzerinde tartışmalar yeniden hızlandı. Bilim ve Uzay çağı diyenler çoğunlukta. Bilgisayar Çağı, Nano-teknoloji Çağı, Robot Çağı gibi başka öneriler de bulunuyor. İşi abartıp Demokrasi ve İnsan Hakları Çağı olduğunu ileri sürenlerimiz de bulunuyor. Bunca iyi niyetli yaklaşıma rağmen, Türkiye’de hala Cehalet Çağı’nı yaşayanlar olduğunu gördükçe, üzülmemek elde değil.


Amerikalılar Mars’a insansız araç gönderip Mars’ta su bulsalar da bizler hala Kars’ta suya ulaşmadık. Ülkenin özellikle kırsal kesiminde Parochial Culture denilebilecek “dar kafalı” bir yaşam ve düşünüş biçiminin egemen olduğunu görmek, 21. yüzyıl Türkiye’si için bir utanç kaynağımızdır.


21. yüzyılda Konya gibi büyük bir ilin kırsal kesiminde tarikat yurtları ile izinsiz biçimde dini kurslar adı altında siyasi amaçlı faaliyetler yürütülmesini hoş karşılamak, kabullenmek ve görmezden görmek olanaklı değil. Türkiye’de din eğitimi ve dinsel hizmetlerle ilgili her konuda çalışmaları yapmak ve yönlendirmekle yetkili/görevli devasa bir kurum oluşturulmuş ve köylere kadar her yönetsel birimde örgütlenerek neredeyse Milli Eğitim Bakanlığı çapında bir büyüklüğe ulaşmıştır. Buna rağmen, Türkiye’de özellikle geri kalmış ve kırsal bölgelerde on binlerce tarikatın yurt, kurs ve diğer siyasal faaliyetleri hızla sürdürülmektedir.


21. yüzyılın dünya için ne çağı olacağı tartışıla dursun, Türkiye için Cehalet Çağı ya da Tarikatlar Çağı olacağı kesin gibi görünüyor. On binlerce dinsel tarikatın denetimsiz biçimde cirit attığı Türkiye’yi çağdaş uygarlık düzeyine yükseltmek için önümüzde çok büyük engeller olduğu çok açıktır. Bu engelleri aşmak da başta Hükümet olmak üzere her bir kurum ve bireyin sorumluluğudur.


Konya’da kaçak olarak faaliyet yürüten ve bir tarikat kontrolü altında olduğu anlaşılan yurt binasında sorumsuzluk ve denetimsizlikten kaynaklanan büyük bir patlama sonucu 18 gencecik kızımızı ihmal ve cehalete kurban verdik. Hükümetin ciddi biçimde olayın üzerine gitmesini, Ak Parti’li belde belediye başkanını AK Parti’den ihraç etmesini, hızlı bir soruşturma sonucu sorumluların tutuklanmasını iyi niyetli girişimler olarak destekliyorum. Zaman geçirilmeksizin on binlerce denetimsiz tarikat faaliyetlerinin de acil olarak denetim altına alınmasında sonsuz yarar bulunmaktadır.


Olayın en vahim yanı ise korkunç kazada hayatını kaybeden ve yaralanan gencecik kız çocuklarının ailelerinin sorumlulardan şikayetçi olmaması ve bazılarının da olayı Takdir-i İlahi olarak gördüğünü açıklayıp çocuklarının cennete gittiğini, bara, diskoya ve sahilde eğlenmeye gitmediğini açıklaması cehaletini gösterebilmesidir. Bu anlayışı nereden tutarsanız tutun elinizde kalacaktır. Eğlenmek gibi insani bir etkinliği affedilmez bir günah olarak algılayan bu kafalar, ülkede cehaletin ne kadar büyük bir tehlike olduğunu ortaya koymak açısından dikkate alınmalıdır.


Türkiye, dünyanın 21. yüzyılda uzayda su aradığı günlerde, Takdir-i İlahi sığınağı ile Takdir-i Cehalet’i yaşamaktadır. Türkiye’de Takdir-i Cehalet’in bir an önce son bulması için el birliğiyle mücadele vermez ve bu güzel ülkeyi tarikatlar ve cemaatlerce paylaşılan bir geri kalmışlığa mahkum edersek; devlet, vatandaş ve toplum olarak cehalete ve çağdışı yaşam biçimine mahkum olacağız. Türkiye’yi çağdaş uygarlık düzeyine eriştirmekle sorumlu Hükümeti, devlet kurumlarını, siyasi partileri, aydınları ve her bir vatandaşı, acil olarak cehalete karşı mücadeleye davet ediyorum.

709500cookie-checkTakdir-i cehalet

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.