Talat Brüksel’de

TAK’ın aktardığı habere göre; çeşitli temaslarda bulunmak üzere Belçika’nın başkenti Brüksel’e giden Mehmet Ali Talat, basına yaptığı değerlendirmede, Kıbrıs sorununun çözüm noktasının BM olduğunu, ancak Rum kesiminin üyeliğinin ardından AB’nin de bir paralel süreç oluşturmasının kaçınılmaz duruma geldiğini belirterek, “bu alandaki sıkıntılara çözüm bulabilmek ve daha ileri adımlar atabilmek için Brüksel’e geldiğini” söyledi.

Doğrudan Ticaret Tüzüğü’nün çıkmasının gereği üzerinde duran ve bunun Kıbrıslı Türkler açısından önemine değinen Talat, AB Konseyi’nin, Kıbrıs referandumundan 2 gün sonra 26 Nisan 2004 tarihinde Ada’daki Türklere yönelik izolasyonun kaldırılması kararı aldığını, mali katkı sözü verdiğini ve AB Komisyonu’nu ileri adımları atmakla görevlendirdiğini hatırlattı.

Mali Yardım Tüzüğü’nün geçtiğini, Doğrudan Ticaret Tüzüğü’nün ise henüz somutlaştırılmadığını belirten Talat, şunları kaydetti:

“AB Adalet Divanı, 1994 yılında, Kıbrıs’ın kuzeyinden ihraç edilen mallar için Rum yönetiminin belge onaylamasını gerektiren bir karar aldı. Sağlık sertifikası gerektiren ürünleri ihraç edemiyoruz, orijin sertifikası gerektirenlerde ise gümrük vergisi ödemek durumunda kalıyoruz. Doğrudan Ticaret Tüzüğü bizi bunlardan kurtaracaktır.”

Talat, AB’de Almanya’nın dönem başkanlığıyla birlikte söz konusu tüzük çalışmalarının ivme kazandığını, sağlıklı ve uygulanabilir bir belge hazırlanması için çaba harcandığını belirterek, Rum tarafının, ihracatta güney limanlarının kullanılması yönünde zorlama yaptığını, bunun dolaylı ticaret anlamına geleceğini, doğrudan ticaret için kuzey limanlarının kullanılması gerektiğini anlattı.

Dönem başkanlığının henüz hazırlık aşamasında olduğunu, trafiğin giderek yoğunlaşacağını belirten Talat, ada içi ticaret için hazırlanan Yeşil Hat Tüzüğü’nde karşılaşılan sorunlara da dikkati çekerek, “kamyonların güneye geçememesi, sürücülerin ehliyetlerinin geçersiz sayılması, KDV sorunları yaşanması” gibi güneye mal satışını engelleyici unsurlara da değindi. Talat, “AB ile ilişkileri koparmama isteği ve çabasındayız” dedi.

PETROL KRİZİ

Talat, Akdeniz’deki petrol krizine ilişkin bir soru üzerine, KKTC’nin de Akdeniz’deki doğal zenginlikler üzerinde ortaklığı ve söz sahipliği bulunduğunu hatırlatarak, şunları söyledi:

“Politikamız uyumludur. Ada’nın birleşmesinden yana tavır koymuş bir devlet ve halk olarak Ada’nın bütünündeki doğal kaynaklarda hakkımız olduğunu söylüyoruz. Ayrıca, bizi karşılıksız ve koşulsuz destekleyen bir ülke olan Türkiye’nin de Akdeniz’deki doğal kaynaklarla ilgili iddia ve talepleri var, bunları haklı görüyoruz. Bir uzlaşmaya varılması için Kıbrıs sorununun çözülmesi gerekiyor.”

Talat, Rum kesiminde gelecek yıl seçimler yapılacağını da hatırlattı ve “Petrol zengini bir ülke vaat ederek seçim kazanacağını uman bir Rum yönetimi var. Seçimlerden sonra petrol çıkarmanın karlı ve mantıklı olmadığını söyleyip vazgeçebilirler” dedi.

Rumların, bu yöntemle sahip olmadıkları bir egemenlik hakkını savunmaya çalıştıklarını, iddialarını daha ileri götürmek istediklerini, AB’den de destek alabildiklerini kaydeden Talat, “Kuzey Kıbrıs’ta hiçbir egemenlik hakları, söz hakları yoktur. Egemenliklerinin söz konusu olmadığını biliyorlar ama kâğıtlarında öyle yazıyor diye öyle okuyorlar” diye konuştu.

Talat, bugün, AB Komisyonu’nun genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn ile görüşecek ve çeşitli temaslarda bulunacak.

1146940cookie-checkTalat Brüksel’de

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.