Milano Sanat Fuarı özetle MiArt, İtalya’nın çağdaş sanat alanındaki en önemli fuarlarından biri. Milano gibi bir kent, halen bir çağdaş sanat müzesinden yoksun olsa da, MiArt uluslar arası çapta özellikle çağdaş sanat alanında işler veren sanatçılar ve galeriler açısından önemli bir adres.
Her yıl ziyaret etmeye çalıştığım MiArt’ın bu yıl düzenlenen 10’cusunu görmek için MiArt’ın yolunu tuttum. Tıka basa dolu metrodaki boğucu sıcağın ardından (çünkü çoğu genç yüzlerce Milanolu sanat fuarın gidiyorlar bugünlerde) 10 bin metrekarelik devasa bir alanda, ferah olarak niteleyebileceğim standlarda kurulu çok renkli fuarı gezmek gerçekten keyifliydi
Bu yıl 13 ülkeden 224 sanat galerisi katılıyor MiArt’a. Milano’daki kültür yaşamı, 1970’ler ve 1980’lerden farklı bir süreç izlese de, çağdaş ve modern sanat alanında işler veren sanatçılar ve bu alanda aktif galeriler açısından halen önemli bir buluşma noktası bu kent.
MiArt’da ne var ne yok? Oldukça renkli bir dünyanın kapılarını açıyor bu yıl fuar. Fuar girişinde on sanatçının gerçekleştirdiği çok renkli bir Porsche 911 karşılıyor ziyaretçileri. Fuar alanına adım atar atmaz ise dev fuar alanında, dört metre yüksekliğindeki duvarlarla çevrelenen standlar, önceki yıllara oranla daha rahat gezilebilen ve soluk alınan bir mekanda bulunduğunuzu hissettiriyor.
MiArt Modern, fuarın klasik seksiyonlarından biri. Bu bölümde 1900’lerden 1960’lara kadar devam eden süreçte iz bırakmış De Chirico, Campigli, Licini ve Fontana gibi İtalyan sanatçıların yapıtları sergileniyor. Fuarın yine klasik olarak niteleyebileceğim çağdaş Sanat ve genç sanatçılara ayrılan diğer iki bölümü ise, ziyaretçiyi modern işler ve tasarım baş yapıtları ile buluşturuyor.
Özellikle genç sanatçıların yapıtlarına yer veren bölüm İtalya’nın yanı sıra çok sayıda yabancı sanat galerisinin kümelendiği bir alan. Çağdaş sanat alanında dünyada ne olup bitiyor, farklı kültürler ve coğrafyalardan Milano’ya gelen sanatçılar ne tür işler yapıyor? MiArt özellikle çağdaş ve modern sanat meraklılarının bu yöndeki sorularına örnekler oluşturacak işleri görmek için güzel bir fırsat hiç kuşkusuz.
MiArt’da bu yıl Almanlar çok büyük bir standa sahip. Hatta anıtsal diyebileceğim kadar iddialı bir alan kiralamışlar. Alman Sprüth,Magers-Lee Milanolu Le Case d’Arte Pasquale ile birlikte bir anlamda fuarın motor görevi gören galerilerinden. Lewis Bvaltz ve Walker Evans adlı sanatçıların güzel fotoğrafları da bu bölümde bekliyor sanat meraklılarını.
MiArt’ı hakkını vererek gezmek için bir tam gününüzü feda etmeniz gerekli. Çağdaş sanatın bu önemli adresinde stand ücretleri de Milano’daki ev fiyatları gibi astronomik rakamlarda. Ağırlıklı olarak genç sanatçıların işlerine yer veren bölümde standlarda 16 metrekarelik bir alan 3.000 euroya kiralanıyor. 130 metrekarelik bir stand kiralamayı tasarlayan bir galerinin 40 ila 50 bin euro ödemesi gerekiyor. Bu bölüm bir anlamda fuarın en canlı ve hayat dolu standlarını konuk ediyor, işleri Milano’da ilk defa ziyaretçi
karşısında genç sanatçıların çoğu 35 yaşın altında.
Tüm fuarlarda olduğu gibi bir dizi yan etkinlik de fuarın gündelik takvimi içinde. Bunlardan biri de Milano Belediyesi’nin cuma günü öğleden sonra düzenleyeceği “Geleceğin Bienalleri” konulu yuvarlak masa toplantısı. Elbette bu toplantıya dünyaca ünlü pek çok küratör katılıyor.
MiArt oldukça renkli, gündelik yaşamın koşturmacası içinde ziyaretçileri farklı dünyalara sürükleyen yüzlerce iş sergileniyor. Ama her şey toz pembe değil. Her şeyden önce Milano, MiArt’ı ile Bolonya ve Torino’da düzenlenen fuarlarla rekabet ediyor. Özellikler Torino, son birkaç yıldır kültür-sanat alanında bir hayli etkin ve yaratıcı organizasyonlara ev sahipliği yaptığı için de kültür başkenti Milano açısından ciddi bir rakip.
Milanolu yöneticiler rekabet söz konusu olunca ne yapsak diye düşünüyorlar. Önce de kısaca değindim çağdaş sanata bu denli yatırım yapan, MiArt’ın yanı sıra sezon boyunca onlarca sanat galerisinde birbirinden ilginç sergilere ev sahipliği yapan Milano’nun bir Çağdaş Sanat Müzesi’nden yoksun oluşu kent yöneticilerini uzun zamandır düşündürüyor olmalı ki, şimdi Milano’nun banliyösü Bovisa’da Londra, Paris, Madrid ve Berlin’dekilerin misali bir çağdaş sanat müzesi tasarlanmakta. Bu çağdaş sanat müzesinde Miart’la eşzamanlı uluslar arası çağdaş sanat sergileri planlanmakta.
