Tarih affeder mi?

Her bıyıklı adam Hitler değildir ama her Hitler diktatördür.
Diktatörlerin ortak özellikleri vardır; kendilerine yönetilen eleştiriyi saldırı olarak algılar ve düşman olarak gördüğü kesime koşulsuz saldırır.
Her diktatör; sadece kendisinin doğru düşündüğünü ve hareket ettiğini sanır.
Her diktatör; çocuk sever, çocukların babalarına / annelerine ve de yetişkin kardeşlerine her türlü eziyeti doğal görür.
Her diktatör; çevresinde yağdanlık takımının oluşmasına izin verir ve çevresindekilerinin kendisinden aptal olmasına önem verir. Akıllı gördüklerini ise, aptalların yönetmesine izin verir. Her akıllının başında, bir aptal yönetici olmasına özen gösterir, çünkü aptallar; her hareketi, her düşünceyi, her davranışı kendisine jurnalleyeceğini bilir.
Her diktatör; gençleri rayından çıkmış, raya zor ile oturtulması gereken bir kuşak olarak görür ve gençleri sadece kendi gördüğü cephesinde savaşan asker olarak görür ve mutlak itaat bekler. İtaat etmeyenlere karşı her türlü yasal düzenleme yapmaktan da kendisini alamaz.
Her diktatör; yaptıklarını yasalara uydurmaz, yasaları davranışlarına uydurur. Önüne çıkan her engelli yasal düzenleme ile aşar ve ona göre davranır.
Diktatör; kendi koyduğu yasalar ile yargılanamaz, çünkü kendi oluşturmuş olduğu yasalar, kendisini hep haklı çıkaracak konumdadır, eğer bir pürüz hissederse, o yasa da değiştirilir.
Diktatörler, sanıldığı gibi başına buyruk, kestiği kestik, astığı astık insanlar değildir. Diktatörlerin isteklerini yerine getirmek için; yasalar düzenlenir ve yasalar istekleri yerine getirmesi için kurumlar oluşturur. O kurumlar ise, yasalar uygun davrandıkları için ileride yargılanamazlar, çünkü yasalar devlet kurumlarını korumak ve kollamak ile yükümlüdür. Verilen emri sadece yerine getirmişlerdir. O emri yerine getirecek gönüllü işsiz binlercesi kapı önünde beklemektedir ve emir kulları olduklarını söyleyerek ileride oluşacak durumlar için savunmaları hazırdır. En kötü uygulamayı yapan bile yasadan aldığı güç ile vicdanı rahat, görevini yapmanın getirmiş olduğu huzur içinde bu dünyadan göçecektir. Fakat tarih; bunları yazmaya ve mahkum etmeye sessizce devam edecektir.
Diktatörler tek başlarına suç işleyemezler, çevresi ve kurumları ile birlikte suç işleyebilirler evrensel hukuk kuralları içinde, o yüzden iktidarını kaybetmiş bir diktatör ya kendisi gibi bir diktatörün yanında yaşar, ya da kendi ülkesinde özel korumalar alanda yaşamaya mahkum olur. Eski diktatörleri, koruyan ve kollayan hep yeni iktidarlar mevcut olur, çünkü yeni gelenler eskilerden aldığı güç ile iktidar olmuşlardır ve onların yollarını eleştirir gibi durmuş olsalar da, onların oluşturmuş olduğu devlet yapılanmasını ve hukuk kurallarını uygulayarak kendi iktidarlarını güçlendirmeye özen gösterirler.
Her diktatör bıyıklı olmak zorunda değildir, asker kökenli diktatörlerin çoğunda bıyık yoktur ama her Mussolini diktatördür.
Her diktatörün propaganda birimi olur, o birimde bazıları gönüllü çalışır, bazıları profesyonel. Profesyoneller her gelene paşam gözü ile bakarlar ve her gelene övgü dizmekten geri durmazlar. Gözden düşen diktatörler hakkında ise, bildiklerini söylemekten de geri durmazlar, her profesyonel bir anlamda dedikoducudur. Zamanı gelince çıkarına uygun ve vicdanını rahatlatmak için gerçekleri saptırmaktan geri durmaz. Her profesyonel; bir anlamda güçlünün lehinde yalan söyleyendir, çünkü o parası karşılığında, bekleneni yerine getirmiştir.
Tarih, diktatörler zamanında yazı yazan, yağdanlık yapan profesyonel gazetecileri ve tarih yazıcıları da not etmeye devam etmektedir.
Her profesyonel oluşan ve oluşacak olan ortama göre şekil ve biçim değiştiren yaşam tarzına sahip omurgasızlardan oluşur. Her dönemin adamı olurlar, kendilerini savunurken, dün dündür, bugün bugündür, o gün öyle düşünmem gerekliydi, bugün böyle düşünmem ve davranmam gereklidir. Bu sayede her profesyonelin vicdanı rahattır, çünkü güçlerini diktatörün izin verdiği yaşam alanından alırlar ve onun oluşturmuş olduğu yasalar ile biçimlendirdiği toplum ahlakı ve yaşam tarzından beslenirler. Her beslenen, kendisine göre yaşam alanı yaratır ve bu yaşam alanında hem savunur, hem de savunmazmış gibi davranış gösterir. Onları diğerlerinden ayırmak için; iktidara karşı yaptıkları eleştirilere bakın, çünkü gerçek profesyonel; iktidarda gücün etkisine göre eleştirilerini ya sınırlarlar ya da hiç eleştiri yapmazlar. Yaşamda bakılacak o kadar alan vardır ki, iktidarı görme gitsin, eğer iktidar çok güçlü ise. Gücünü kaybettiği anda, ilk eleştirileri bu kapı kulu özelliği gösteren profesyoneller yapacaktır, çünkü gelmekte olana göre şekil değiştirmeye başlamıştır.
Tarih diktatörler zamanında yaşananları not eder ve sessizce gelecek günleri bekler, çünkü tarih; hiç biz zaman yaşananları unutmaz, bir gün mutlaka bir yerde bu yaşananlar evrensel hukuk kuralları içinde sorgulanacaktır. Hitler ve adamları hiçbir zaman gerçek anlamda yargılanamadılar ama tarih onları ve Hitler’in kapsında kapı kullu yapanları unutmamıştır, vicdanlar içinde yargılamış ve mahkum etmiştir.


—————————————
http://cemoezkan.blogcu.com

1587250cookie-checkTarih affeder mi?

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.