Taşın ve ahşabın sırlarına yolculuk var

YUSUF YAVUZ / AÇIK GAZETE – Divriği Gazetesi’nin her yıl düzenlediği kültür gezilerinin bu yılki durağı Anadolu’nun özgün mimari yapılarıyla dikkat çeken bölgesi olan Mengücekoğulları Beyliği’nin kültür ve tarihi coğrafyası olacak. 22-27 Mayıs tarihleri arasında gerçekleştirilecek olan İstanbul çıkışlı kültür gezisi, Amasya, Sivas, Divriği, Kemaliye (Eğin) ve Arapgir gibi kentlerdeki tarihi mekânlar ve doğa alanlarını kapsıyor. Türkiye’nin UNESCO Dünya Mirası Listesine alınan mimari başyapıtlarından biri olan ancak bir süredir restorasyon çalışması sürdürülen Divriği Ulu Camii ve Şifahanesi de kültür gezisi kapsamında ziyaret edilecek tarihi mekanlar arasında yer alıyor.
 
Yıl 1228. Üçü Ahlatlı, biri Tiflisli dört usta, bugün dünyanın en çarpıcı mimari başyapıtlarından biri olan Divriği Ulu Cami ve Şifahanesini inşa etmeye başladı. Ahlatlı baş mimar Hürrem Şah taşların, Ahlatlı nakkaş Ahmet nakışların, Ahlatlı Mehmet yazının sırrına erdi. Yeryüzünün en dayanıklı ağacı olan abanozun ruhuna karışan Tiflisli İbrahimoğlu Ahmet, kendi ruhunu da katarak yıllarca sürdürdüğü yolculuğun sonunda, adına ‘kündekari’ denilen tekniğin ahşaptan yazılmış bir kitabıyla geri döndü…
ORTAÇAĞDA ANADOLU’NUN KALBİNDEN DOĞAN IŞIKLI KÜLTÜR MİRASI
1243 yılına gelindiğinde taç kapılarından mimberine, zemininden tavanına kadar her ayrıntısıyla görenleri büyüleyen bir başyapıt ortaya çıkmıştı. Camiyi Süleyman Şah’ın oğlu Ahmet Şah, Şifahane’yi ise eşi Melike Turan’ın yaptırdığı biliniyor. Avrupa’nın kendi ‘karanlık’ Ortaçağını yaşadığı bir dönemde Anadolu’daki binlerce yıllık kültürel birikimle, Asya’nın kalbinden, Türkistan coğrafyasından taşınan heyecan ve coşku dolu imar etme tutkusu birleşince, bu topraklar yüzyıllara direnen ve bugün bile insanlığı etkileyen benzersiz bir kültür mirasına sahip oldu.
DÖRT EFSANE USTA İLE YÜZLERCE DERVİŞ GÖNÜLLÜ İŞÇİNİN ESERİ
‘Anadolu’nun El Hamra’sı olarak anılan Divriği Ulu Cami ve Şifahanesi, 1985 yılında UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası Listesine alındı. Divriği Ulu Camii ve Şifahanesi’ne ruhlarını nakşedip bu dünyadan göçüp giden bu dört usta ile adı bilinmeyen yüzlerce derviş gönüllü işçinin geride bıraktığı kültür mirası bugün halen bütün sırlarıyla insanoğlunun hayal gücünü sarsmayı sürdürüyor. Batıda Rönesans akımını başlatan Gotik mimari akımının ortaya çıktığı 12. Yüzyılın ikinci yarısında, Batıdan çok uzakta, bugün Sivas’a bağlı bir ilçe olan Divriği’de 1228-1229 yıllarında inşa edilen Divriği Ulu Camii ve Şifahanesi’nde dikkat çekici biçimde Gotik üslubun izleri görülür.
MENGÜCÜK GAZİ’NİN HÜKÜM SÜRDÜĞÜ TOPRAKLAR
Anadolu’nun kapılarının Malazgirt Zaferi ile Türkler’e açılmasının ardından Divriği ve çevresinde hüküm süren, Mengücük Gazi’nin kurduğu Mengücekoğulları Beyliği döneminde Divriği Ulu Cami ve Şifahanesi ile birlikte bölgede çok sayıda mimari eser inşa edildi. Anadolu Selçuklu Devleti sultanları ile hem akrabalık ilişkisi hem de iktidar çatışmaları yaşayan Mengücekoğulları döneminin özgün kültür mirasının günümüze ulaşabilen eserleri çoğu yerde bugünün betonarme hayatları arasında geçmişin anıtları gibi duruyor.
DİVRİĞİ GAZETESİ TAŞIN VE AHŞABIN SIRLARINA ÇAĞIRIYOR
İşte bu eşsiz kültür mirasını görüp yaşamanın şimdi tam zamanı. Divriği’nin geçmişten bugüne taşıdığı değerlere sahip çıkma ve koruma gayretindeki Divriği Gazetesi, 22-27 Mayıs tarihleri arasında bölgeye bir kültür gezisi düzenliyor. İstanbul çıkışlı olan kültürel gezi kapsamında Amasya, Sivas, Divriği, Eğin (Kemaliye) ve Arapgir gibi merkezlerde, Hitit, Urartu, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerini yansıtan tarihi alanlar ve mimari yapılar ziyaret edilecek.
TOKİ’YE RAĞMEN KİMLİĞİNİ KORUMAK İÇİN DİRENEN KENT: DİVRİĞİ
Organizasyon sorumlularından Saadet Bayar, beş gün, dört gece sürecek olan kültür gezisinde konaklama için Mengücekoğulları Beyliği’nin kalbi konumundaki Divriği’yi seçtiklerini belirterek, “Kalesi, Ulu Cami ve Şifahanesi, tarihi konakları ve Cumhuriyet Meydanı ile Divriği tarihi ve kültürel değerlerini korumaya çalışan bir kent. Son yıllarda TOKİ konutları gibi yapılaşmalarla bu doku biraz bozulsa da görülmesi gereken Anadolu kentlerinden biri. Biz Divriği Gazetesi olarak yıl bu tür kültürel geziler düzenliyoruz. Amacımız bölgemizin zengin kültür mirasını ve doğasını insanımızın yaşamasına hizmet etmek” diye konuştu.
KORUMADA KEMALİYE YOL ALDI, DİVRİĞİ YOLUN BAŞINDA
Gezi rotası kapsamındaki Erzincan’ın Kemaliye ilçesinin son yıllarda yapılan çalışmalarla geleneksel mimari dokusunu yeniden canlandırmayı başardığını dile getiren Bayar, Divriği’nin de bu konuda adımlar attığını ancak henüz yolun başında olunduğunu söyledi. Bayar, beş gün sürecek olan kültür gezisi ücretinin ise 550 TL olarak belirlendiğini kaydetti.
 
 
2189900cookie-checkTaşın ve ahşabın sırlarına yolculuk var
Önceki haberMilyonlar harcayıp Kılıçarslan Köşkü’nü bu hale getirdiler!
Sonraki haberTarım Bakanlığı’na göre bu develer yok!
YUSUF YAVUZ
YUSUF YAVUZ (GAZETECİ-YAZAR) Isparta, Sütçüler'de doğdu. 1990’da edebiyatla ilgilenmeye başladı. Deneme ve inceleme tarzındaki ilk yazıları 1996 yılında 'Atatürkçü Ses' Dergisi’nde yayımlandı. Aynı yıl yerel ölçekte yayın yapan kanallarda 'Dönence' başlıklı radyo ve televizyon programları hazırlayıp sundu. 1999 yılında Antalya'da kurulan Müdafaa-i Hukuk Dergisi’nde yazmaya başladı. 2001’de Gazete Müdafaa-i Hukuk’ta Muhabir-Temsilci olarak görev aldı. Daha sonra adı 'Yeniden Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk' olan dergiyle bağını temsilci-yazar olarak sürdürdü. 2001-2007 yılları arasında Kaş Kitap Şenliğini organize ederek başta çocuklar ve gençler olmak üzere yöre insanının kültür, sanat ve edebiyat çevreleriyle buluşmasını sağladı. 2005 yılında Muğla ve Antalya arasındaki sahil bandında yaşanan yabancılara toprak satışına ilişkin yaptığı araştırmalar önemli etkiler yarattı. Deneme, inceleme, röportaj, düz yazı, haber ve yorumları; Cumhuriyet Akdeniz, Odatv, Yeni Harman, Edebiyat ve Eleştiri, Yolculuk, Evrensel, Atlas, Magma, Aydınlık, Birgün, Açık Gazete gibi dergi ve gazetelerde yayımlandı. Antalya merkezli VTV Televizyonunda, Pelin Gel Ağan'la birlikte 'İki Ağaç İçin' adıyla 16 bölümden oluşan bir program hazırlayıp ve sundu. Kanal V Televizyonunda, Biyomühendis Çağlar İnce ile birlikte, Yörük kültürünü ve tarihsel köklerini ele alan 'Islak Çarıklar' adlı belgesel haber programı hazırlayıp sundu. Araştırma yazılarından bazıları, 'Yer Bize Çimen Verdi' ve 'Darağacına Takılan Düşler' adıyla belgesel filmlere de konu olan Yavuz, şu sıralar 'Islak Çarıklar' adlı bir belgesel haber programı için çalışmalarını sürdürüyor. Ağırlıklı olarak arkeoloji, çevre, kentsel dönüşüm ve tarım konularını ele alan çalışmalar yapmayı yazılı ve görsel medyada sürdüren Yavuz, yıkım politikalarıyla tarımdan hayvancılığa, kültürden mimariye kırsal yaşamın dönüşümünü ele alan araştırma yazılarıyla tanınıyor. Ziraat Mühendisleri Odası Basın Ödülü, Çağdaş Gazeteciler Derneği Belgesel ödülü, Türkiye Ziraatçılar Derneği Tarım ödülü, Kubaba Derneği kültür hizmeti ödülü'nün yanı sıra Türkiye Ormancılar Derneği gibi çeşitli meslek odası, kurum ve kuruluşlar tarafından ödüle layık görülen Gazeteci Yusuf Yavuz, Likya'dan Teke yöresine uzanan coğrafyadaki su kültürüne ilişkin uluslararası bir sanat projesinin de danışmanlığını ve metin yazarlığını üstleniyor.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.