Bazı kadınlar cinselliklerini egemenlik silahı gibi kullanıp erkekleri bir güzel parmaklarında oynatırken aynı şeyi kardeşimiz niye yapmasın? Neyi eksik? Her kadında olan mücevheri o da onurla taşıyor. Önemli olan silahı iyi kullanmak! Şiddetli geçimsizlik nedeniyle kocasından ayrılıyor. İyi de ediyor. Belli ki adam doğru dürüst biri değil. Adam doğru dürüst biri olsa kardeşimiz Kayseri’den kalkıp gidip Kütahya’da sığınma evine yerleşir mi? Daha yeni ayrılmış kocasından, önce şöyle bir soluk alayım demiyor, orada evli ve iki çocuk babası bir adamla tanışıyor. İki genç hemen halvet oluyorlar. Kardeşimiz sığınma evinden çıkıyor, bir ev kiralıyor ve bu evli adamla yaşamaya başlıyor. Ancak adamdan kısa sürede gönlü geçiyor. Yeniden eski kocasıyla buluşuyor, daha doğrusu eski kocasını Kütahya’ya çağırıyor. Bu arada kendisinin belli bir işi olmadığı gibi herhangi bir geliri de yok. Eski koca o eve gelip yerleşiyor. İki çocuklu adam bunu duyunca küplere biniyor. Öyle ya kadının yeni sahibi odur: az zamanda bir hukuk oluşmuş aralarında. Kadının peşini bırakmıyor ve başınızı ağrıtmayayım bir gün tak diye kapıya dayanıyor. Polisler adamı evden uzaklaştırıyorlar ama o bu işin ucunu bırakacak gibi değil. Kim malını gözden çıkarır! Bir tahta merdiven buluyor, polisler gittikten sonra arka balkondan eve giriyor. Şimdi erkek olmaktan başka özelliği olmayan iki erkek karşı karşıyadır. Yenisi eskisini bıçaklayarak yere seriyor. Koca kanlar içinde yerde yatarken katil sevgili dayadığı merdivenden inip gidiyor. Yaralıyı kurtaramıyorlar.
Bir kadının çekiciliğinden gelen bir güç müdür bu yoksa yalnızca kadınlığı kötüye kullanmanın sağladığı bir güç müdür? Fotoğraftan çok bir şey anlayamasak da bu kadın elimi sallasam ellisi diyebilecek gibi görünmüyor, bir polisin kolunda ağır adımlarla bilinmez bir geleceğe doğru yürürken daha çok aptallığının kurbanı gibi görünüyor. Cinselliğin ışığında kısa yoldan çıkar sağlamak özellikle toplumsal anlamda geleceğinden çok bir şey bekleyemez durumda olan kadınların vazgeçilmez yöntemidir. Olay başka türlü gelişebilirdi. Cinselliğini ussallığıyla dengeleyecek düzeyde olmayan bu iki sözde erkekten biri bu kargaşık düzende bu kadını maazallah iki bıçak vuruşuyla öbür dünyaya gönderebilirdi. O zaman da kadınlığın koruyucusu olan kadıncı kardeşlerimiz haklı olarak ayaklanırlar, erkeklere lanet okuyup erkek egemenliği son bulsun kadına şiddet son bulsun diye toplantılar gösteriler paneller yaparlardı.
Burada zavallı bir kadının iki erkeğe akılsızca uyguladığı bir şiddet var. Bu şiddetin altında denetlenememiş duygusallıklar olsa hadi neyse diyeceğiz. Diyelim kadın evliliğin kargaşası içinde gönlünü bir adama kaptırdı, o yolda başını derde soktu. O durumda ne diyebiliriz? Elimizden bir şey gelse keşke! Ama burada bütün garipliğiyle düz bir hesap var, kardeşimizin cinselliğini kullanarak insanların ruhsallığını zedelemesi var. Sen git öbürü gelsin yöntemi çocukluktan gençliğe adım atan şımarık gençlerin bir uygulaması olabilir ama yirmi beş yaşında bir kadının, bir başka deyişle yasal olarak yedi yıl önce çocukluktan çıkmış bir kadının böyle bir yol tutması çıkarcılıktan güç alan bir erkek avcılığının ürünüdür. Adamlardan biri kafayı kullanıp bu sefil kadın için serçe parmağımı bile oynatmam deseydi, arkasını dönüp gitseydi sarsıntı bu kadar büyük olmayacaktı. Bu gibi işleri birçok kadın ustalıkla yapıyor, o yüzden kan akmadığı gibi patırtı da çıkmıyor. Salt kurnazlık iyi bir yöntem değil, biraz da kafayı kullanmak gerekiyor. Süslü “bayan”ların magazin sayfalarındaki haberlerini izliyorsunuzdur siz de benim gibi. Örneğin ikoncan Süheyla İlgibekler hanımefendi kardeşimiz sanayici sevgilisinden ayrılmış ve arayı çok açmadan ithalatçı bir sevgili bulmuştur, yaşadığı sıkıntılı günlerin acısını Miami’de yeni sevgiliyle çıkarmaktadır. Oh, sefam olsun!
Sen bu işi beceremedin Kayseri’li kardeş, ne dersen de. Bana kızma ama yüzüne gözüne bulaştırdın her şeyi. Neyse şimdilik bir ölü var, bu oyunları sürdürmezsen bir ölüde kalırsın, yoksa başına neler gelebileceğini bilemeyiz. Bu güçlü olduğunu sanan, bu çocuktan da çocuk zavallı aptal salak erkek milletini çağırmanın da kovmanın da bir yolu ve yordamı olmalı, o yol ve yordam senin anladığından çok daha başkadır sanırım. Senin yüzünden biri mezara gitti öbürünü eşek cennetine attılar. Öte yanda kaldı mı bir kadın iki çocuğuyla. Şimdi sen benim bir suçum yoktu diyeceksin ve paçayı kurtaracaksın. Hukukçu olmadığım için yasaları bilmesem de bu yolda senin suçlu sayılacağını hiç sanmıyorum. İşin kötüsü sen de asıl suçlunun sen olduğunu düşünemeyecek kadar havalarda yaşıyorsun. Şimdi belki yeni bir adam bulman gerekecek, öyle değil mi? Beni dinle, bulmasına bul da bir sıraya koy, gözünü seveyim, biri öbürünü bilmesin. Erkeleri kullanmanın bir takım incelikleri olmalı.
