TEMA Vakfı yetkilileri, yaptığı açıklamada, metrekareye yıllık 250 milimetrenin altında yağış düşen alanların kurak olarak nitelendirildiğini söyledi. Bu anlamda kurak bölgelerin dünyanın yüzde 40’ını kapsadığını ifade eden yetkililer, 2 milyardan fazla insanın bu kurak bölgelerde yaşadığını kaydetti.
Bu bölgelerdeki insanların daha çok hayvancılıkla uğraştığını vurgulayan yetkililer, “Toprak tam anlamıyla beslenemiyor ve kapasitesinden fazla tarım ve hayvancılık yapılıyor. Toprak bir süre sonra adeta iflas ediyor ve sonuçta çoraklaşıyor” dedi.
Karapınar’ın da bu şekilde toprağı çoraklaşmış bölgelerden birisi olduğunu belirten yetkililer, ülkede buna benzer olayların yaşanmaması için bölgedeki çölleşmeyi mercek altına aldıklarını söyledi. TEMA yetkilileri, 1960’lı yıllarda rüzgar erozyonu nedeniyle Karapınar’ın verimli topraklarının özelliğini kaybettiğini ve bölgede çölleşme başladığını anımsatarak, şunları kaydetti:
“O dönemde rüzgar erozyonunun yol açtığı kum fırtınaları yaşandı. Kum sabit değil sürekli hareket halindeydi. zaman zaman otoyollar bile kapanıyordu. Çölleşme nedeniyle birçok aile yaşadığı yerleri terk etmek zorunda kaldı. Karapınar dünyada, erozyon sonucu yaşanan çölleşmeye örnek gösterilmeye başlandı. Bölgenin kurtarılması izin ciddi bir çalışma başlatıldı. Toplam 13 bin hektarlık erozyonla mücadele istasyonu kuruldu ve bu büyük alanda ağaçlandırma çalışması yapıldı.”
Ağaçlandırmanın yanı sıra bazı bitki türlerinin de bu bölgeye dikildiğini belirten yetkililer, bitkilendirmenin üzerinden yaklaşık 40 yıl geçtiğini ve halen çalışmaların sürdüğünü anlattı.
“ORGANİK KARBON YÖNETİMİ” OLUŞTURULACAK
Kendilerinin bu alandaki bitkilendirmeden sonra topraktaki değişikliği görmek için bir çalışma başlattıklarını vurgulayan yetkililer, şöyle devam etti:
“Topraktaki organik karbon değişikliğini araştırıyoruz. Bitkiler sayesinde oluşan organik karbon toprağı besliyor, verimliliğini artırıyor. Bitki yoksa organik karbon ve verimlilik de olmuyor. Bu yüzden bölgedeki karbon değişikliği bizim için çok önemli. Yapılan araştırma sonucunda ortaya çıkacak verilerle ‘Organik Karbon Yönetimi’ adı altında bir rapor hazırlanacak ve ülkenin diğer bölgelerinde yaşanan benzer erozyon olaylarının önüne geçilecek.”
Yetkililer, bu raporla topraktan kapasitesinin üzerinde yararlanılmasının da önüne geçileceğini, böylece çölleşmenin önemli etkenlerinden birinin ortadan kaldırılacağını bildirdi. Çalışmanın ardından toprak yapısı bozulmaya yüz tutan tehlikeli bölgelerin kullanıma kapatılacağını ve rehabilite edilmesinin sağlanacağını dile getiren yetkililer, böylece geriye dönüşün sağlanacağını ve toprağın eski verimine kavuşturulacağını söylediler.
Araştırmanın, bitkilendirmenin toprağın korunması üzerindeki olumlu etkisini de kanıtlayacağını belirten yetkililer, “Çalışma kapsamında Karapınar ve benzeri bölgelerde uygun tarım teknikleri konusunda eğitim verilecek. Toprağın daha akılcı kullanımı sağlanacak” diye konuştular.
