Teori mi yoksa komplo’nun ta kendisi mi?

Türk dil kurumu sözlüğünde inanç kelimesi “Bir düşünceye gönülden bağlı bulunma durumu” olarak açıklanıyor. Uygarlık var olduğundan beri ortaya çıkanlar dinler de hep inanç üzerine var oldu. Kimisi tek tanrıya, kimisi çok tanrılara, kimisi dağa, kimisi kavanoza taptı. Yaşadığımız çağda  Hindistan’da göbekli heykele tapan ve batıda gökteki tanrıya inan arasındaki ortak bağlantı da işte bu “inanç”. Tabii bu durum kutsal kitaplara göre inanların yaşayış şekillerinde farklılık gösteriyor. Binlerce yıl önce yazılan kutsal kitaplar din adamları tarafından çağa uygun restore edilerek devamlılığını sürdürurken bunu kabul etmeyen bazı inananlar ise kitabı olduğu gibi kabul etmeyi uygun görüyor. Bu da hristiyanlıkta da, yahudilikte de, müslümanlıkta da kendi içinde ayrışmalara neden olan ve beraberinde de bir guruplaşmayı ortaya çıkaran bir sorun oluyor.

Işid de Müslümanlık içinde bu gurupların bir tarafı ortaya çıkarken pek çok Müslüman kesim tarafından ret edildi. Madalyonun diğer tarafında ise Işid de diğer gurupları red ederek kutsal kitabın yoruma açık olmadığını iddia etti. Kitapta yazılanları bire bir uygulamayı kendi inanç görüşleri olarak savunan Işid’liler bu kez “gerçek İslam hangisi” tartışmasına sebep oldu. Müslümanlar birbirini öldürürken her iki taraf da kaybettiklerini şehit ilan etti. Bu da doğal olarak ciddi sorunlara yol açmaya başladı. Kimin kaybı şehit? Bu asla yanıtını veremeyeceğimiz bir sorun çünkü bu iki gurup da Allah için öldürüyor.

Işid İçin Komplolar ve komplo teorileri

Son 10 yılda az okuyup çok fikir sahibi olmanın sonucu ülkemiz 7’den 70’e komplo teorisyeni oldu. Artık toplumumuz şizofreni boyutlarına yaklaşan bir şekilde her şeyin altında başka bir şey aramaya  başladı. Basit bir kaza olduğunda bile bunun sadece basit bir kaza olduğuna insanları ikna etmek artık imkansız hale geldi. Işid kurulduğunda da insanlar hep “Arkasında ABD var, İsrail kurdu, Suudiler destekliyor” diye başlayan sonsuz sayıda komplo teorisi üretti.

Isid asla bir komple teorisi değil komplonun ta kendisiydi ve artık insanlar bunu yavaş yavaş anlamaya başladı. Işid batılıların uyguladığı hatalı Ortadoğu stratejisinin bir sonucu olarak intikam almaya çalışan insanlar tarafından kuruldu. Savaşta aile bireylerinden en az birini kaybeden, yasama umudu elinden alınmış, geleceği yok edilmiş, açlık sınırında yaşayan bu insanların böyle bir oluşumu kurmasa inanmaktan çok insanların bunu kabul etmemek için harcadıkları eforun incelenmesi gerekir.

Işid Ortadoğu’daki sayısı bile artık bilinmeyen pek çok “çakma” terör örgütünden farklıydı ve su anda zaten bunların tamamiyle de savaş halinde. Işid’in bu kadar taraftar bulmasının ve üyelerinin örgüte inanç göstermesinin altında  yatan bu gerçek  örgütün bulduğu bu büyük desteği açıklamaya yetiyor. Işid sadece ortadoğu’da değil Fransa’dan, ABD’ye, Azarbaycan’dan Endonezya’ya kadar dünyanın her yanında kendini boşlukta hisseden ezilmiş müslümanlar için bir yuva oldu. Işid onlara bir kimlik verdi. Var olma ve gelecek vaat etti. Ölümü kutsadı ve ölmenin güzelliğine onları ikna etti.

Ahir Zaman ve Işid’i anlayabilmek

Doğal olarak bu örgüte inanan bu kadar insanın tamamını akıl hastası olarak kabul edemeyiz. Öyleyse Işid bunu nasıl başardı diye araştırmak onları anlamanın ilk adımı olacaktır. Işid, dünya arenasında ses getirmeye başladığından beri komplo teorileri üretileceğine örgütün felsefesini öğrenmek bize gerçeği gösterebilirdi.

Işid tüm inancını, felsefesini ve motivasyonunu “Ahir Zaman” fikrine sabitlemiş insanlar tarafından kurulan bir örgüt. Ahir zaman kelime kökeni Farsça olan, dünya ve evrenin yok olacağı, kıyamet gününün yaşanacağı son evre olarak açıklanabilir. Yani örgüt ve militanları kendilerini şu an kıyamet savaşında olduklarını kabul ederken Işid’i de bu savaşın bir kutbu olarak görmektedir.

Yani o savaş başlamış ve saflardan biri de Işid’dir. Belki siz farkında değilsiniz ama tek taraflı da olsa bu savaş başlatıldı. Duymak ve bilmek istemeyenlere de intihar saldırılarıyla hatırlatma yapılıyor. Mehdi’nin gelişine kadar süreceğine inanılan bu savaş’a dahil olmamanız da mümkün değil zira bu insanlar size durmadan saldıracaklar, Bu uğurda ölmek onlar için çok büyük anlamlar ifade ediyor. Çünkü Kutsal kitaba göre Ahir zaman’da şehit olanlar direk olarak cennete gitmekle ödüllendirilecek.

Işid kullandıkları bayraktan, kıyafetlerini ve her türlü ritüellerine kadar sembolle yüklü. Saçları niye uzun, niye siyah bayrakları var, bayraktaki o mühür ne anlama geliyor, o bayrak niye hep küçük, girdikleri tarihi yerlerde niye bazı yerleri dinamitle uçurup niye diğerlerine dokunmuyorlar? Böylesine uzayan pek çok sorunun karşılığı kutsal kitaptaki kıyamet hadislerinde gizli.
1) Ahir zaman başlangıcı : (Gaybet-i Numanı sayfa 228) “Doğu’dan ilk siyah bayraklılar ortaya çıkacak.”  

Bu bölüm cihadda ilk olarak ortaya çıkan El-kaide olarak kabul ediliyor.

2-Işid’in ortaya çıkışı: (Hadis no 7.77- sayfa 61) “Onlar bir süre var olduktan sonra bu kez küçük bayraklılar ortaya çıkacak.”

Bu bölümden bölgeye hakim olacak yeni gurubun Işid olacağı ön görülüyor.

3-Alametlerin başlangıcı: (Biharu’l-envar 14) “Alametlerin çıkışından sonra mehdinin gelişini bekleyin. Bu alametler nelerdir diye sordular. Suriyeli’lerin karşılıklı savaşı, doğudan siyah bayraklıların gelmesi ve ramazan ayında korku, dedi.”

Suriye’de yaşanan iç savaş, Işid’in ortaya çıkışı ve ramazan ayında bile durmayan savaş bir başka alamet olarak görülüyor.

4-Kıyamet savaşının başlangıcı: “Siyah bayraklılar Ebu-Sufyan soyundan gelenlerle savaşacak.”

Bu bölüm Suriye savaşının aslında neden çıktığını bizlere anlatıyor. Bilindiği gibi Suriye’nin Başkanı Beşsar Esed Ebu Sufyan soyundan gelmektedir. Işid’lilere göre bu da en büyük kıyamet alametidir. Belki de bu yüzden AKP hükümeti üyeleri Esad gitmeden bu savaş bitmez diye takılmış plak gibi açıklamalar yapmaktadır.

5-Kıyamet savaşının ilk başlangıç yeri: (Gaybet-i Numanı sayfa 327) “Siyah bayraklılar Fırat kıyılarındaki şehirlerinde, karada ve denizde ona karşı gelenleri öldüreceklerdir”

Özellikle Fırat kıyısında Suriye ile Işid  arasındaki savaşa belki de neden bizim de dahil olduğumuzu açıklayacak bir diğer işaret. Sonuç olarak hükümetimizin de bu ayetlerden etkilendiği açık. O zaman  ordumuz neden  Fırat’a kadar girdi diye merakımız bir derece giderilmiş oluyor. Bir diğer taraftan operasyonun ismi olan “Fırat Kalkanı”nın da seçilmesinin rastlantı olmadığını gösteriyor.

6- İşid’li tanımı (gaybet-i Numan’ı 303): “Siyah bayraklıların komutanı’nın askerlerinin saçları ve bıyıkları çok uzun olacak, onların elbiseleri siyahtır ve onlar kara bayraklı adamlardır.”

Bu bölüm açıkça averaj birI şid’linin neden böyle göründüğünü açıkça ortaya koyuyor. Saç sakal niye bir birine karışmış diye merak edenler yanıtını bu ayette bulabilirler.

7-Savaş takvimi (hadis 7.12 sayfa 61) “Siyah bayraklılar Küfe’ye iner. “

Küfe, Irak’ın Necef ilinde Fırat Nehri kıyısındaki bir şehirdir. Burada yoğun çatışmalar olmuş ancak yerel halk siyah bayraklı olduklarına inandıkları Işid’lilere destek verince şehir kolayca İşid’in eline geçmiştir.

8-Mehdi beklentisi (Hadis no 7.26 sayfa 61) “Büyük bir savaş olur. Neticede siyah bayraklılar galip gelir. Sufyanı (Suriye) kuvvetleri kaçar. İşte o zaman insanlar Mehdi’yi temenni eder ve ararlar”.  

Bu hadis açıkça Mehdi beklentisini ortaya koyarken özellikle İstanbul’a dünyanın dört bir yanından her yıl kendinin Mehdi olduğunu iddia eden yüzlerce şizofren geliyor. Bu adamların pek çoğu da yıllık bütçesi 1 milyar Lira olan diyanet başkanlığımız tarafından özenle inceleniyor.

9- Son kale Kudüs : ( hadis 7.3 sayfa 61) “Horasandan(doğu) siyah bayraklılar çıkar ve İlya’ya ( Kudüs’e) bayraklarını dikene kadar onları kimse durduramaz”.

Pek çok komplo teorisyenin kaybolduğu nokta aslında bu hadiste yatıyor. Komplo teorisyenleri Işid’in İsrail tarafında kullanıldığını ve hatta kurulduğunu iddia ediyor. Bu fikri desteklemek için de Işid’in İsrail’e henüz saldırmamış olmasını buna delil gösteriyorlar. Ancak gerçekte Işid sadece bir takvimi uyguluyor. İşid Suriye’de işini bitmeden Kudüs’e saldırmayacaktır. Tabii ilk önce kendileri bitmezse.

10-İşid’in kendini fesh-i : (İmam’ı Suyut-i) “Ve Mehdinin itaatine girerler!”

Gelen mehdi’ye biat edecek Işid’liler kendilerini tamamen fesih ederek onun itaatine tabi olacaklar. Yani bir şekilde kendilerine verildiği o kutsal görevi tamamlamış olacaklar.

Kutsal kitaba inanlar doğal olarak hadislerde yer alan bu iddialara da inanmaktadır. Bu inananlar da şu an iktidar ve ülkemizi yönetiyor. Doğal olarak bir kıyamet savaşının başladığına inanan hükümet’in neden 2023 yılını ısrarla telaffuz ettiğini artık anlayabiliyoruz. Neyin hazırlığının yapıldığını, Fırat’ın kuzeyine niye girdiğimizi, AKP’nin Esad sülalesine niye kafayı taktığını, Suriye’nin kuzey batısında Halep ili’ne bağlı Azez ilçesinde bir kasaba olan Dabık’ı neden ele geçirmek istediklerini ve bu uğurda mehmetçiklerimizin niye şehit olduğunu anlamak için sadece sembolleri takip etmek yeterlidir. Komplo teorisi mi yoksa komplo’nun ta kendisi mi siz karar verin.

__________________

www.sinanolcayto.com

2047640cookie-checkTeori mi yoksa komplo’nun ta kendisi mi?

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.