Bazen bazı zaman aralıklarına ihtiyaç duyarsın
bir savunmasızlık bir hareketsizlik hissi gelir…
ne unutmak ne hatırlamak ..
sadece durmak istersin.
seni o an başkalarının gitmeye yönelttiği yoldan,
verdiği fikirden, uzandığı koldan alıkoyan
bir akıl yavaşlığı gelir.
böyle anlarda
‘hadi atla artık şu körolasıca trene’ diye
bağıran da vardır belki ama
duymazsın..
son anonsla hareket eden tren,
seni bir başına bırakıp uzaklaşırken ıssız istasyondan,
neyi bıraktığını ve neyi karşılayacağını bilmeksizin
bakarsın arkasından…
bir trenin kurtarıcı olma misyonu var mıdır sen istemedikçe?
böyle bir kurtarıcıyı en son masallarda gördün belki de…
Bazıları
sendeki bu kabuksu duruşu görür ve şöyle der:
‘kim üzdü seni bu kadar’
ve onlar da üzer…
çünkü yaralar bulaşıcıdır
yaralı eller tarafından,
ve yaralı eller, acıyı cilalar…
oysa ne unutmaktır istediğin
ne hatırlamak
ne gitmektir ne durmak..
kabuk değişinceye kadar saklanmaktır…
bazen..
bazen gitmek istersin…
gitmek için bir sebebe gereksinmeden..
kimine kaçak olursun kimine beklenen…
gitmek için bir kelime yetecektir kimine
bazen sadece gitmektir bütün mesele…
bazen kimse kimseye ilaç değildir,
bazen de sevginin sığınağı aziz ve sıcak bir tendir.
‘bak bir de şu var’ diyesim gelmiyor
varsayımlar sessiz bahanelerdir…
bir gün nasılsa
gitsen de dursan da
sararıp soğuyacaktır kelimeler gibi fotoğraflarda..
o saatten sonra
bir selam çakmaktır yakışan
pek muhterem yıllara…
elbet gelecektir zamanı,
yeni yollara yeni şarkılarla uzanmanın da..
aynı nakaratta takılı kalmadan
yarayı yarayla havasız bırakmadan…
bir gün nasılsa…
durmanın acı vermediği bir yer var mıdır, giden için?
gitmenin acı vermediği bir yer, kalan için?
zevk vaadeden bir özlem var mıdır, duran için?
düşün;
kimbilir kimler ne trenler uğurladı
ne kabuklar soyundu
bütün bu yollar boyunca
senden önce…
bir gün bir zaman aralığında
durmak istediğinde…
bir gün bir zaman aralığında
bir tren beklediğinde..
gözlerini kapat ve şimdiye dokun,
sevgi dolu bir elle
tüy gibi hafif, taze…
işte o zaman bil ki öğrenmişsin
kendini her halinle sabırla sevmeyi de…
