Tüketirken tüketmek ya da üretmek…

Bizim evde bir kaç gündür bir tartışma sürüyor ve de gidiyor. Tartışma konusu; eve klima mı alalım, bulaşık makinesi mi? Her iki tarafında kendisine göre kendisine göre haklı tarafı var, çünkü tüketim çağında tüketim ve üretim ilişkileri masaya yatırılıyor ve hangisine gerçekten ihtiyaç duyup duymadığımız tartışılıyor.

Yaşamın geniş açısından bakarsanız her ikisine de ihtiyacımız yok, fakat öyle bir eğitim (medya, okul, kışla, cami) bombardımanından geçiyoruz ki, bir bakmışsınız doğada olmayan şeylere ihtiyaç duyar hale geliyoruz. Teknoloji ilerliyor, ilerleyen teknoloji yeni tüketim ürünlerinin de piyasaya sürülmesi anlamına geliyor. Yaşamın dinamikliğini en iyi izleyeceğimiz alan oluveriyor tüketim. Ekonomi, şehirleşme gibi kavramların temelinde tüketim yattığını düşünmeyiz ama kanıksadığımız ve içeriğini düşünmeden kullandığımız kavramlar içinde yaşamı anlamaya ve algılamaya çalışıyoruz.

Klima almak isteyen tarafın gerekçesi, global ısınmanın yaratmış olduğu aşırı sıcaklar ve sıcaklara karşı en azından akşamları da olsa serinlemek. Gün içinde iş yerinde klima altında çalışınca insan, şehrin sıcağına çıktığında, caddelerden, arabalardan ve binalardan yansıyan ısı ile kaynama noktasına geliyor ve vücudun toplamış olduğu ısıyı evde dengeleyecek en basit yol duş almak oluğu düşünülür ama artık duş bile ısı dengesi sağlayacak konumda değildir. Bir de modern şehrimiz İstanbul’da gözle görünmeyen arızalardan dolayı sular giderse vay halinize. Klima doğanın daha çok ısınmasına yol açan gaz salımı yapmaktadır, ısının daha da fazla hissedilmesine yol açan nedenlerden biri klimalar olduğu kabul ediliyor. Evrenimizi seraya dönüşmesinin nedenlerinden biridir, klimalar ve araçlardan yayılan gazlar. Fabrikalardan yayılan gazlar nedense hiç gündeme gelmez, çünkü onlar baştan sona doğaya karşı yapılmakta olan savaşın araçlarıdır. Fabrikalar tüketim için gereklidir, tüketeceğimiz ürünler oradan oluşturulur. Çağdaş, modern yaşam kalitemizin yüksek olmasını sağlayan ürünler fabrikalardan gelir ama hiç sorgulamayız, fabrikaların dünyamıza verdiği zararları. Tüketiriz, tüketirken yaşadığımız dünyayı da yok ederiz. Fakat sorun dünyanın yok olması değil, anlık soruna anlık çözüm yolu aramaktır. Tüketim yapılırken uzun soluklu sonuçlar düşünülmez, tüket ve tükettiğini çöpe at düşüncesi hakimdir.

Çöpler son yıllarda önem kazanmaya başladı, çünkü tüketip attığımız çöpler artık şehrin merkezine kadar yanaştı. Yaşadığımız alanı ve çevresini kuşatan çöplerden geri dönüşüm elde etme düşüncesi, çöplerin dağ olması ile ortaya çıkan yeni bir ekonomik kavram olarak hayatımıza girdi, geri dönüşüm ekonominin yeni yüzü olacak ama bu son amacı değiştirmiyor, tüketim. Geri dönüşende tüketilecektir.

Bulaşık makinesi isteyen tarafın gerekçesi; bulaşık makinesi su tüketiminin daha az olmasını sağlıyor. Aynı zamanda zamandan tasarruf ediliyor. Bulaşıkların daha hijyenik olmasını sağlamaktadır. Doğaya yayılan kimyasal maddelerin daha minimum olmasını sağlarken, hem sudan hem de enerjiden tasarruftan söz edilir. Ev ekonomisine sağlayacağı yarar, su faturasına yansıyarak, kendi kendisini amorti edeceği fikri ortaya çıkmaktadır.

Bulaşık makinesi geri dönüşümün bizim ev ekonomisine sağlayacağı yarar açısından incelenmektedir. Klima öyle mi? Bir serinlik için elektrik faturasını yükseltmekten başka ne işe yaramaktadır? (Son günlerde tasarruflu klima reklamları çoğaldı, uzaktan sms gönder ve evi soğutmaya başlasın modelleri de artık hayatımızda. (gerçi uzun yıllardır bilgisayar programları ile yapılıyordu bu iş ama artık sms ile de yapılacak bir eklenti yapmışlardı) Bulaşık makinesi sayesinde bulaşık yıkama zamanı içinde eşler bir birleri ile daha çok zamanı geçirir! (Ekran önünde sessizce dizi izleme demiyorlar!…)

Bulaşık makinesi ile klima arasında yapılan tartışma bizim evde uzun bir süre daha devam edeceğe benzer. (Uzunluk kavramı görecelidir, zaman belirtilemez!)

Sonuç ne mi olacak; tüketim çağında tüketeceğiz, tüketirken geri dönüşümü düşüneceğiz, geri dönenini de tüketeceğiz. Tüketirken hayatımızı, dünyamızı da tüketeceğiz… Ev içindeki tartışma sonucunu merak edenler için bir not vereyim, ikisini de alacağız, borçlanacağız! Tüketim çağında, tüketirken hem borçlanacağız, hem de yaşam kalitemizi yükseltmek adına daha çok çalışıp, evde daha az zaman geçireceğiz…

1587970cookie-checkTüketirken tüketmek ya da üretmek…

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.