Trafik hız kameraları

Trafiği düzenleyen ve tehlikeli olabilecek yerlere konarak olası kazaları önleyen aygıtlar bunlar.
Trafik polislerimizi de ceza yazmak gibi zor bir görevden kurtarıyorlar. Eminim bir çoğunun yüreği sızlamıştır ceza yazarken, görev yapmak uğruna. Tanıdıklarının yüzüne baka baka ceza yazmak zor olsa gerek.

Aniden, iktidar değiştikten sonra sayıları hızla artmaya başladı bu kameraların.
Trafik konusu ülkemizde, aslında bir kaosun içinde.
Üç başlı bir sistem kurulmuş yıllar önce.
Her Bakanlık bir krallık ve hiç biri de kendi yetkisini diğerine devretmek gibi bir incelik göstermemiş yıllardır.
İşin içinde üç Bakanlık var.
Ulaştırma Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ve Maliye Bakanlığı.

İçişleri Bakanlığı Trafik ile ilgili birçok belgeye izin veren, yasal düzenlemeleri yapan, hazırlayan ve uygulamaya koyan Bakanlık.
Maliye Bakanlığı, verilen izinlerin ücretini ve yazılan trafik cezalarını tahsil eden, yapılacak yatırımları da finanse eden Bakanlık.
Ulaştırma Bakanlığı ise trafiği oluşturan araçların kullandığı yolları yapan, bakımını sürdüren ve trafik işaretlerini koyan makam.
Bu işe karışmayan bir ben kalmışım.

Pasta diyorum çünkü bu “Trafik Hız Kameraları” büyük bir pasta oluşturuyor ve giden hükümet bunu sağlam bir kazığa bağlamış.
Aynen tarım alanlarının helikopterle ilaçlanması işinin bir başka partiliye uzun vadeli verildiği gibi.

“Trafik Hız Kameraları” Hollanda kökenli bir firmadan alınıyor.
Toplam sayıları ise yüzün üstünde.
Faturası korkunç bir meblağ tutuyor.
Yükünü kaldıramayacağımız denli kazık bir fatura bu.

Ülkemizdeki üniversitelerimden bazıları bu sistemi kurmak için ilgili Bakanlığa, sistem kurulmadan çok önce başvurmuşlar.
Verdikleri fiyat ise şimdi bu kameraların takıldığı fiyatın tam onda biri.
Yanlış duymadınız.
Yazı ile “onda biri”, sayı ile “1/10”.

Teklif tamamen aynı.
Aynı kameralar, aynı sistem, aynı iletişim ağı, aynı yazılım ve aynı fotoğraf basma teknolojisi.
Zaten öyle bir düzen kurulmuş ki, resimler de devletin dışında bir yerde basılıyor ve devlete para karşılığı satılıyor, daha doğrusu sürücüye ödetiliyor.
İddiaya göre, ihaleyi açanlar bir bahane ile üniversitelerimizden gelen düşük teklifi ekarte etmişler ve işi ballı bir fiyata, sağlam bir kontratla bağlamışlar.

Aldığım bu bilgileri, doğru veya yanlış, aynen devletimizin ilgili birimine ve her üç Bakanımıza da aktarıyorum.

Lütfen soruşturma açın.
İhale dosyasını çıkarttırın ve inceletin.
Üniversitelerimizden teklif alın.
Üniversitelerimizden gönderildiği ve dosyada bulunduğu iddia edilen teklifleri inceletin.
Eğer iddia edildiği gibi, bu sistemin yerli maliyeti şimdi ödediğimizin onda biri ise bu ihaleyi iptal edin ve devlete, dolayısı ile de Kıbrıs Türk Halkına bu kazığı atanlara en ağır cezanın verilebilmesi için her türlü tedbiri alın. Gerekirse de, tüm mal varlıklarına el koydurun.
Artık bu devleti soymak ve Kıbrıs Türk Halkına kazık atmak düzenine bir son verilmelidir.

Bu aralar bana gönderilen yolsuzluk belgelerinin sayısı artmaya başladı.
İncelemelerim bittikten sonra bazılarına bu köşede gene yer vereceğim.
Ama görünen o ki, geçmiş hükümet döneminde kurumların Yönetim Kurullarına atanmış kişilerden bazıları, sanki o makamlardan gitmeyeceklermiş gibi, alabildiğine görevlerini suiistimal etmişler.

Prof. Dr. Ata ATUN
http://www.ataatun.com

657760cookie-checkTrafik hız kameraları

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.