Türbülans

Egemen bloktaki çatlağın yarattığı türbülans herkesi etkiliyor ve bu sürecin sonuçlarının seçimlere nasıl yansıyacağı da belirsizliğini koruyor.
AKP’yi iktidardan seçim dışında düşürmenin meşru bir yol olmadığı açık. YSGP eş sözcüsü Naci Sönmez’in vurguladığı, yolsuzlukların sonucunun sandıktan çok, mahkemelerde görüleceği saptaması doğru. Her zaman en devrimci tutum daima doğrulardan yana olmaktır.
Yaşadığımız süreç Erdoğan’ın ABD ziyaretinde ayyuka çıkan anlaşmazlığın tezahürü de olsa hiçbir iktidarın yolsuzluk ve rüşvet konularına mazeret üretmek, üstünü örtmek keyfiyeti bulunmuyor.
Bu kavgada yolsuzlukların da paralel yapıların da paralize edilmesinden yanayız, ama bu paralel yapı diye adlandırılan kesimlerin atamalarını da bu siyasi iktidar yapmıştı.
Pusuda bekleyen insanların olması, sizin pusuya düşmenizi açıklamıyor.
Geçenlerde katıldığımız Abant Platformu toplantısında ilginç yan yana gelişlerin olabileceği izlenimi aldık, ama seçim sonuçlarına nasıl yansıyacağı belirsizliğini koruyor.
Platformun konusu Alevilerin ve Sünnilerin geleceği nasıl birlikte kuracaklarıydı, ama toplumun farklı kesiminden katılımcılar önemli çıkarımlarda bulunarak önümüzdeki süreci daha net görmemizi sağladılar.
Alevi sorununun tıpkı Kürt sorunu gibi, bu konulardaki başat aktörler bypass edilerek adım atılamayacağı açıkça görülüyor.
Toplantıda zaman zaman dini zeminde ve temrinlerle konuyu ele alan, karşısındakini şah-mat yapmaya çalışan eğilimler olduysa da sonuç bildirgesinde de görüldüğü üzere, herkesin pozisyonunu veri alarak bir arada yaşama kültürünün adımlarını atmak gerekiyor.
Sorunun esası da AKP iktidarının herkesi çalıştay manyağı yapsa da somut adım atmamasından kaynaklanıyor.
Herkesin yetersiz bulduğu demokratikleşme paketinin ardından, kimilerine göre 1 ay içinde Alevi paketi çıkacaktı, ama tık yok, hatta konu unutuldu bile.
Genel olarak kutuplaşmaya karşı olumsuz bir tutum gördüm bu toplantıda, orada da belirttiğim gibi çağdaş toplumlar kutupsallığı içerir, kutuplaşma iyidir, olumsuz olan kutupların nasıl bir ilişki üzerinden kendilerini kurguladıklarıdır. Kurulan ilişkinin mahiyeti değişirse, yaşadığımız sorunları da aşabilmek imkânımız vardır.
Cemaatin, Kürt siyasi hareketine karşı tutumunu gözden geçirmesi gerektiği de ortada. Medeniyetler buluşması derken medeniyetler çatışması projelerinden uzak durmak gerekiyor.
Bu yılın en önemli gelişmesi, Öcalan ile BDP arasında başlayan İmralı görüşmeleriydi. Basına servis edilen Öcalan fotoğrafları muhtemelen bunu hatırlatmaya yönelikti, ama yılın sonu itibariyle bu çok kıymetli süreçte bir türlü yeni bir aşamaya geçilemedi.
Belki de o yüzden kendi gündemimizle ve kendi dinamiklerimizle 3. seçenek yaratmak durumundayız.
Ateş Arabaları filmini anımsarsınız, yarışan atletin gözü diğer rakiplerinde olduğu için ipi göğüslemeyi başaramaz. Biz kendi işimize bakalım. Bu uzun koşuda sağımızdan solumuzdan geçenlere aldırmayalım, hedefe konsantre olalım.
Bütün bu sıkıntıların çözümü acil bir demokratikleşme dalgasını gerektiriyor.
Sahile doğru uzanan dalgalar kırıldıkça, bir dalga “yok olup gideceğiz” diye paniğe kapılırken, arkadan gelen dalga, “biz sadece dalga değil, denizin bir parçasıyız. Ona kavuşacağız,”der.
O büyük denize kavuşmak ve kendimizi aşmak için herkes elinden gelen katkıyı sunmalıdır.
Umutsuzluk insanı mücadeleden uzak tutar. Yaşlanmak umudun yitirilmesidir. Umutlarımızı hep diri tutalım ki genç kalabilelim. Barışçıl ve adil bir toplum hedefi bugün geçerliliğini koruyan yegâne yaklaşımdır.
Dünyanın efendilerinin iradesine mi tabi olacağız, kendi irademizin efendisi mi olacağız sorusuna vereceğimiz yanıt, bizleri günlük pratikte yan yana getirecektir.

[email protected]

1584160cookie-checkTürbülans

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.