Bu haber patlaması AKP iktidarında daha da arttı. Son yıllarda Türkiye ile ilgili verilen haberlerin konuları gazetecilere tutuklama, Kürt Açılım Süreci, Haziran Direnişi, maden ocaklarında kazalar, Ergenekon, Balyoz Davaları, Suruç, İstanbul, Ankara‘daki terör eylemleri, son olarak Fetullahçıların tutuklanmaları ve Zaman Gazetesi’ne kayyum atanması oldu.
14 Mart günü Ankara’da bombanın patlatılarak 37 insanın hayatını kaybetmesi, yüzlercesin yaralanmasını gazeteler gördü ve haber yaptılar. Bazı gazeteler sadece iki cümleyle haberi geçiştirirken, Türkiye’de temsilcisi olan gazeteler konuya biraz daha geniş yer verdi.
Son dönemlerde görülen Avusturya basınında habercilik anlayışı saldırılarda hayatını kaybeden insan sayısı arttıkça ve Türkiye’nin başarılı bir harekete imza arttıkça haberin hacmi küçülmekte, tersi durumda ise büyümekte. Türkiye’de temsilcisi bulunan Der Standard Gazetesi AKP’yi artık eskisi gibi övmemekte, artık AKP’ye karşı olan güçlere dair haberi allayıp pullayıp vermekte. 15 Mart tarihli sayıda Ankara saldırısına dair „Terör, Ankara PKK!yı gösteriyor“ haberinin dışında Türkiye ile ilgili daha geniş başka bir haber dikkat çekiyordu.
Zaman Gazetesi’nin Almanya temsilcisi Viyana’yı ziyaret etmiş, ayağının tozuyla Der Standard’ı bulmuş. Zaman Gazetesi’ni hükümet karşıtı bir gazete olduğunu ve Cihan Haber Ajansı ve Zaman’a atanan Kayyumun haksızlığını anlattığı görülmekteydi.
Sağ liberal gazete Die Presse de konuya 15 Mart tarihli sayısının sayfalarında yer verirken, Türkiye’nin intikam almak istediğini ön plana çıkardı. Haberde Ankara saldırısını yapan kadın teröristin kimliğinin tespit edildiği belirtilirken, PKK adına Cemil Bayık’ın yapmış olduğu açıklamayı da sayfalarına taşıdı.Cemil Bayık’ın İngiliz The Times Gazetesi‘ne verdiği söyleşide „Türk Sihalı Kuvvetleri’ne karşı verdikleri savaşı dağlardan şehirlere indireceklerini“ belirten açıklamaya da yer verdiği görüldü.
Türkiye’de olan olaylar, yapılan acıklamalar sadece haber olarak kalmıyor, köşe yazarları konuları köşelerine taşıyorlar. Hatta bazı gazeteler sık sık ilginç olay ve açıklamaları bağyazı olarak veriyorlar.
Şubat ayında Avusturya’da görev yapan imamların İslam Yasası’ndan dolayı vize alamamışlar ve bazılarının ülkeyi terk ettiği basına yansıdığı görülmüştü. Bu konu Der Standard’a “Diyanet” başlığı ile başyazı olduğu dikkat öekmişti. Başyazıda, İslam Yasası’na dayanarak vize verilmeyen imamların Diyanet’e bağlı derneklerde çalıştıkları anlatılırken, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın son dönemlerde tepki çeken açıklamalarının vize verilmemesine katkısının büyük olduğu belirtildi.
Der Standard Gazetesi geçtiğimiz Pazar sayılarının birinde Emine Erdoğan’ın Harem konsunda yapmış olduğu açıklamayı gazetenin başyazısına konu edindi. Başyazıda haremde kadınların seks kölesi olarak yaşadıklarını, bazılarının boğularak öldürüldürüldükleri ve Boğaz’a atıldıkları anlatıldığı dikkat çekmekteydi.
Osmanlı geleneği olan harem anlatıldıktan sonra Erdoğan’ın Yeni Osmanlıcı olduğunu ve Mustafa Kemal Atatürk’ün laik ve sekuler cumhuriyetini yıkmaya yönelik çalışmaların olduğu gözlemlenmekte olduğunun altı çizildiği dikkat çekti. “Mülteci sorununun işte böyle birileriyle Avrupa Birliği’nin pazarlık ettiğini, Avrupa’nın Wladimir Putin gibi birisiyle görüşmesi gerektiği” sözleriyle başyazının bittiği dikkat çeken başka nokta oldu.
