Türkiye ve dış siyasetin hassas dengeleri

Salı günü Azerbaycan ve Gürcistan liderlerinin de katıldığı bir törenle Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı projesinin temellerini atan cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bir taraftan da Rusya Federasyonu devlet başkanı Vladimir Putin’le telefonda görüştü. Suriye politikasındaki görüş ayrılıklarına ragmen, Türkiye-Rusya ilişkileri son derece yakın. Aynı sıcaklığı, Türkiye-Avrupa Birliği ilişkileri için söylemek ise mümkün değil. Ama son zamanlarda, kapalı kapılar ardında, Avrupa Birliği ile ilişkileri, özellikle de ticari alanlarda onarma ve geliştirme çabalarının da hız kazandığı görülüyor. Nitekim, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Rus mevkidaşını bilgilendirdiği saatlerde, Türkiye ile Avrupa Birliği arasında üst düzey enerji diyaloğu ve stratejik işbirliği sürecinin somut adımları atılıyordu.

Nereden bakılırsa bakılsın, Türkiye açısından önemli bir haftayı geride bıraktık. Ülkenin enerji hatları üzerinde merkez ve köprü konumu, tüm ana oyuncular tarafından bir kez daha teyid edildi. Rusya ve Avrupa, hem karşılıklı bağımlı hem de hasmane ilişkiler içerisinde ama her iki taraf da Türkiye’yi kendi yanında görmek istiyor.

Rusya, Avrupa’nın doğal gaz ihtiyacını sağlayan en büyük kaynak. Tam bir yıl önce Kırım’ı ilhak eden Rusya’nın Ukrayna’yla tutuştuğu kavga, enerji piyasasını anında altüst etti ve alternatif doğal gaz kaynakları arayışını daha da acil hale getirdi.

Avrupa Birliği, Türkiye gibi güvenilir transit ülkelerle stratejik enerji ortaklığı oluşturmaya her zamankinden daha hevesli. Ukrayna krizi, Türkiye’nin enerji açısından Avrupa için önemini artırdı ama aynı zamanda Türkiye’yi Rusya açısından da vazgeçilmez komşu konumuna getirdi. Rusya için önemli bir müttefik olan Türkiye, doğal gazını dış pazarlara ulaştırması için Rusya’ya seçenek sunuyor. Putin’in geçen yıl 1 Aralık’ta Türkiye ziyareti sırasında yaptığı bekenmedik açıklamayla Güney Akım boru hattı projesinin askıya alındığını ve Türkiye üzerinden yeni bir rota çizileceğini ilan etmesi, Batıya bir tür meydan okumaydı.

Türkiye’nin enerji alanında sürdürdüğü denge politikası, şu ana kadar başarılı görünüyor. Rusya’nın Güney Akımı Türk Akımı’na dönüşmekle kalmadı, Avrupa’nın Güney Doğal Gaz Koridorunun da Türkiye’deki temelleri atıldı. 1850 kilometre uzunluğundaki TANAP boru hattı projesi, Azerbaycan doğal gazını, varolan hatlarla bağlantılı hale getirip Avrupa’ya ulaştıracak.

Bunlar, Türkiye için olumlu gelişmeler. Hükümetin küresel çapta büyük oyuncu, Orta Doğu’da oyun kurucu olmak gibi abartılı iddialarının tersine, Türkiye enerji alanında gerçekten ağırlığı olan bir aktör. Hem, coğrafi pozisyonundan hem de önde gelen güçlerle varolan siyasi ve ekonomik ilişkilerinden ötürü.

Kendi içinde ortak bir enerji politikası oluşturmakta zorlanan Avrupa Birliğinin Türkiye ile enerji ortaklığı kurması, enerji birliğini yaratmasından daha kolay. Avrupa Birliği, Rusya’ya uyguladığı yaptırımları sürdürmekte bile güçlük çekiyor. Kaldı ki, Rusya lideri, hiç de geri adım atmaya niyetli görünmüyor. Kırım’I ilhak ettiği günün birinci yıldönmünde, Putin, Gürcistan’ın Güney Osetya bölgesini Rusya’ya entegre eden bir anlaşma imzaladı. Avrupa Birliği, Nato ve Amerika Birleşik Devletleri Rusya’yı Gürcistan’ın toprak bütünlüğü ve egemenliğini ve uluslararası hukuku çiğnemekle suçladılar.

Siyasi ve ekonomik çıkarlarını korurken, bir yandan da uluslararası yükümlülüklerini yerine getirmek zorunda olan Türkiye, birden fazla mayın tarlasında ilerliyor. Recep Tayyip Erdoğan, 20 Mart’ta cumhurbaşkanı olarak ilk kez Ukrayna’ya resmi bir ziyaret gerçekleştirecek. Rusya ile savaş yüzünden Ukrayna ile Türkiye arasındaki ticari illişkiler kesintiye uğradı. Batının yaptırımları ardından Rusya ekonomisi de bunalımda ve Türkiye-Rusya ticaretinde keskin düşüşler yaşandı.

Ukrayna krizi, Türkiye’yi bölgede enerji bakımından kilit önemde ülke konumuna getirmiş olabilir ama ticaretini olumsuz etkilediğine de kuşku yok. NATO üyesi, Avrupa Birliği üyelik adayı ve bölge halkıyla tarihsel ilişkilerin sahibi Türkiye, Rusya’nın Kırım’ı ilhakına yeterince itiraz etmediği, sesini yükseltmediği için eleştirilmekte. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Ukrayna seferinin gündeminde, üst düzey siyasi ve ekonomik temasların yanısıra Kırım Tatarlarının temsilcileriyle buluşma da var. Türkiye’nin birden fazla topu havada tutup tutamayacağını göstermesi bakımından enteresan bir görüşme olacak.

_______________________________

* Yazarın diğer yazıları için lütfen tıklayınız:
http://www.firdevstalkturkey.com/tr/

1571370cookie-checkTürkiye ve dış siyasetin hassas dengeleri

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.