“Türkiye‘nin seviyesinde bulunmak istemiyorum”

Avusturya’nın sarışın, uzun boylu eski Dışişleri Bakanı Ursula Plassnik’in Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı genel sekreterliği Türkiye tarafından veto edilmesi gündeme bomba gibi düştü. Bombanın etkisi ateş, yakma yıkma olur. Ancak bu bomba daha çok dondurucu bir bomba oldu. Yakıcı bomba yerine, dondurucu bomba kavramını kullanmak daha doğru olacak.

Zira pek de beklenilmeyen bu veto siyasilerin suratlarının donmasını ve gazetelerin sayfalarının donmasına sebep oldu. Ursula Plassnik’in partisi Avusturya Halk Partisi’ne yakınlığı ile tanınan Avusturya’nın ciddi gazetelerinden Die Presse veto olayını birinci sayfasında tek haber olarak veririrken, Türkiye ile Avusturya’nın ilişkilerinin buzul çağında olduğunu yazdı. Buzul çağında olduğunu yazarken de birinci sayfayı buzlarla kaplamıştı.

Muhafazakâr gazete Die Presse Buzul çağı sözcüğünü manşetlere taşırken diğer gazeteler daha çok Abdullah Gül ile Ursula Plassnik’in baş başa vererek konuşmalarını manşetlere veya iç sayfalarına taşımışlardı. Gül ile Plassnik’i baş başa vermiş samimi bir şekilde vermiş bu fotoğraf bazı gazeteler tarafından ortadan yırtılmış olarak sayfalarında kullanıldı.

2005 öncesi Plassnik’in Türkiye ziyareti sonrasında kendisiyle yapılmış söyleşiler hatıralardadır. Takıları çok sevdiği, onları severek ve büyük bir zevk ile taşıdığı bilinen Plassnik, Türkiye dönüşünde getirmiş olduğu bilezik ve kolyelerle basında yer almıştı. Başta Avrupa ve Avusturya’da yayım yapan Türk gazeteleri bu takılarla süslenmiş olan Ursula Plassnik ile yapılan söyleşileri yayımlamışlardı.

Bu takıların hediye olduğunu anlatmıştı o zamanlar Plassnik. Hediyeleri kimler vermişlerdi acaba?

Plassnik’in Türkiye tarafından veto edilmesi basında tepkiyle karşılanırken, her zaman olduğu gibi Türkiye ile ilgili haberler okuyucu tarafından en fazla yorumlanan haber ve yorumlar oldu. Aslında Türk düşmanlığına gün doğmuştu. AGİT’in görevinin ne olduğunu bilmeyen Avusturyalı yorum yazarı okurlar, kendilerine tek taraflı olarak enjekte edilen “Ermeni soykırımını hatırlattılar. “Kendi tarihleriyle barışık olmayan Türkler, önce tarihleriyle yüzleşsinler, ondan sonra da gelsin üyelik görüşmeleri yapsınlar” yorumların özetidir.

Avusturya’da seçimler öncesinde yapılan propagandanın merkezinde ülkede yaşayan Türkler hep rahatsız edilmişlerdi. Türklere karşı yapılan ırkçılık ciddi boyutta olur ve rahatsızlık verir hep. Son bir yıl içerisinde seçimlerden kulaklarımız dinç diyen Türkler önce Türkiye’nin Viyana Büyükelçisi Kadri Ecvet Tezcan’ın açıklamalarından sonra rahatsız edildiler. Bu rahatsız edilemeler bir yenisi daha eklendi, bu da Plassnik’in veto edilmesidir. Bütün bunların etkisini Avusturya’da yaşayan Türkler gelecek seçimlerde daha şiddetli hissedecektir.

Avusturya ile Türkiye arasında arasında diplomatikkrize dönen bu veto olayı hakkında haberler, yorumlar ve televizyon programlarının ardı arkası kesilmiyor. Türkiye’ninPlassnik’i veto etmesi ülkede Avusturya’nın Türkiye Avrupa Birliği’ne üyeliğine sert tutum takınmasından dolayı “Öç almak” olarak yorumlandı. Bu Dışişleri Bakanı ve diğer siyasetçiler tarafından dile getirildi. Parti farkı olmadan Avusturya ve Avrupa Parlamentosunda temsil edilen partilerin hepsi, veto olayını ulusal bir sorun olarak görerek Türkiye’nin tavrına tepki gösterdiler.

Dışişleri Bakanı Michael Spindelegger ciddi gazetelere açıklamalarda bulundu. Bu açıklamalar çok ciddi açıklamalardı. Die Presse adlı gazetenin “Plassnik’in veto edilmesinden sonra Avusturya tarafından Türkiye karşı uygulamalarla karşılaşacak mı” sorusuna “intikamcı değilim” dedikten sonra Spindelegger “Plassnik’in üyelik görüşmelerinin başladığı 2005 yılındaki tavrının intikamıyla hareket eden Türkiye’nin seviyesinde bulunmak istemiyorum” sözlerini kullandı. Türkiye’nin Plassnik’in ret edileceğinin sinyalleri verilmişti iddiasına karşılık Spindelegger, Plassnik’in aday gösterilmesinden önce Davutoğlu ile konuştuğunu; kendisiyle, Türkiye’nin adayının veya Plassnik’in arasında iyi olanın kazanması prensibinde anlaşmış ve bir centilmenlik anlaşmasına varmış olduklarını ifade etti.

Spindelegger ayrıca Adullah Gül’ün tavrı konusunda da düşünce belirtti. Abdullah Gül’ün Avusturya ziyareti sırasında tarihi Hofburg Sarayı’ında “bana Plassnik’in Türkiye tarafından engellenmeyeceğini söyledi” açıklamasında bulundu. “Verilen sözlerin tutulmadığı bir dış politika yapılabilir mi sorusunu kendime soruyorum, bu profesyonel olmayan bir tutumdur, böylece Türkiye sadece kendisini izole etmiş olur” ifadelerini kullandı. Türk Dışişleri tarafından Gül’ün böyle bir söz vermediği açıklamasını ise Dışişleri Bakanı Spindelegger “şahitlerinin huzurunda dile gelmiştir, başkalarının yanında, eşim ve kardinal Schönborn’un da bulunduğu ortamda Türk Cumhurbaşkanı’nın ne dediği açık seçik duyulmuştur” dedi.

1598410cookie-check“Türkiye‘nin seviyesinde bulunmak istemiyorum”

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.