Dergide yayımlanan iki ayrı makalede, kriterleri yerine getirdiği sürece Türkiye’ye ‘hayır’ denmesi için bir neden olmadığı vurgulandı.
DÖRT ENGEL
‘Avrupa’nın Türkiye’ye ‘evet’ demek zorunda olmasının nedeni’ başlıklı makalede, Türkiye’nin üyeliğine karşı öne sürülen ve dört başlık altında toplanan sorunlar olduğu belirtildi.
Dergi bu sorunları, Türkiye’nin kalabalık, yoksul ve müslüman olması ile topraklarının büyük bir kısmının Avrupa’da bulunmaması olarak sıralıyor.
Ancak, The Economist’e göre bu argümanlar yeterli değil. Çünkü, ‘bir ülkeyi sadece büyük olduğu gerekçesiyle reddetmenin hiçbir mantığı yok’.
Makalede, “Brüksel, 1963’te Türkiye’nin bir gün aday ülke olabilecek kadar Avrupalı olduğuna karar vermişti. Şimdi coğrafi nedenlerle kararından geri dönemez” ifadelerine yer verildi.
Türkiye hakkındaki en büyük endişenin müslüman bir ülke olması olduğunu yazan The Economist, Avrupa Birliği’nin bir hıristiyan kulübü olmadığını, zaten 12 milyon müslüman AB vatandaşının bulunduğunu yazdı.
Ayrıca, Türkiye’nin demokratik sicilinin AB’ye mayıs ayında üye olan bazı ülkelerden çok daha temiz olduğuna dikkat çekildi.
HAYIR DEMEK ZOR
The Economist’te yer alan Türkiye’yle ilgili diğer makalenin başlığı ise ‘Hayır Demenin İmkansızlığı’.
Bu makalede, birçok AB ülkesi hükümetinin Türkiye’nin üyeliği fikrine sıcak bakmadığı, ancak yine de önümüzdeki aralık ayında Türkiye’yle üyelik müzakerelerinin başlamasına onay vermeleri ihtimalinin yüksek olduğu belirtiliyor.
Makalede, “aralık ayında alınacak karar sadece Kopenhag kriterleri temelinde olacaksa, ‘hayır’ demek zor olacak” görüşü dile getirildi.
Ayrıca, Türkiye’nin ekonomik, siyasi ve hukuki reformları göz önüne alındığında, 2007’de AB’ye katılmayı ümid eden Romanya’dan çok daha ileri bir noktada olduğu ifade edildi.
AB ülkelerini rahatsız eden başlıca konunun Türkiye’nin nüfusu olduğunu yazan The Economist, karar alma mekanizmasında Türkiye’nin gücünün yüzde 14 olacağını belirtti.
Makalede bu oranın, karar alma mekanizmasında birliğin en etkin üyesi olan Almanya’nın hemen ardından geldiğine işaret edildi.
11 eylül olaylarından bu yana, batı dünyasının bir ‘medeniyetler çatışması’nı önlemeye ve demokrasi ve liberal ekonominin islamla bağdaştığını göstermeye çalıştığını hatırlatan dergi “Bunu yapmanın en iyi yollarından biri Türkiye’yi AB’ye almaktır” yorumunu yaptı.
