Rum Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu, Rum Fileleftheros gazetesine verdiği demeçte, "Kıbrıs sorununun çabucak çözülmesi gerektiği, aksi halde taksimin yasallaşacağı görüşü yanlış ve zararlıdır… Başkan Hristofyas'a; 'Kıbrıs' AB üyesi olduğuna göre AB'nin ve ABD'nin 'sahte' devleti tanıyamayacağını söyledim. Tezim taksimin yasallaşması değildir. İmzamızın önemi var. Türkiye, imzamızı ve 'sahte' devletin bizim tarafımızdan tanınmasını istiyor. Dolayısıyla Kıbrıs sorununu, bizi bugünkünden daha kötü bir duruma sürükleyecek kötü şartlarla çözmek için acele etmememiz gerekiyor" diye konuştu.
"TÜRKLERDEN ÇOK İNGİLİZLERDEN KORKUYORUM"
Başpiskopos 2. Hrisostomos, "Kıbrıs sorununun çözümü yönünde başlayan yeni süreçte perde gerisinde İngilizlerin başrol oynadığına inandığını" söyledi.
"Türkiye'nin politikası ortada olduğu için Türklerden çok İngilizlerden korktuğunu" ifade eden Rum Başpiskopos, "İngiliz üsleri konusunu gündeme getirmemekle hata ettik. İngilizler kira ödemeli ve üsler 'Kıbrıs' mevzuatına tabi olmalı, aksi halde İngiliz üsleri gitmelidir. Üslerin egemen olduğunu, yani İngiliz toprağı olduğunu kabul etmiyoruz" dedi.
"HRİSTOFYAS'A DESTEĞİMİZ AÇIK ÇEK DEĞİL"
Kıbrıs Rum yönetimi lideri Dimitris Hristofyas'a, "konuştukları çerçeve içerisinde hareket etmesi" şartıyla Kıbrıs sorununun çözümü yönündeki çabalarına destek verdiğini kaydeden 2. Hrisostomos, Hristofyas'a verdiği desteğin "açık çek" olmadığını belirtti ve "Hristofyas'ın, baskı görse dahi Kıbrıs'ta iki ayrı devleti kabul edeceğine inanmıyorum. Federasyon partenojenezle (bakir doğum) oluşturulamaz" diye konuştu.
Hristofyas'la yapığı görüşmede, "çözümden sonra 50 bin Türkiye kökenli KKTC vatandaşının adada kalmasını neden kabul ettiğini" sorduğunu, Hristofyas'ın da kendisine bazı izahatlarda bulunduğunu aktaran 2. Hrisostomos, "Bana bazı gerekçeler aktardı, ancak kendisine, müzakereler başlamadan önce bunu kabul etmekle kötü ettiğini söyledim. Müzakerelerdeki al-verde özlü bir şeyler elde edilse o zaman mesele başka olurdu" ifadesini kullandı.
