Türkiye’de son 15 yılda yaklaşık Tuz Gölü kadar orman yandı

YUSUF YAVUZ / AÇIK GAZETE – Türkiye’de 2004-2019 yılları arasında çıkan toplam 37 bin 46 yangında 141 bin hektar ormanlık alan kül oldu. 2019’da çıkan orman yangınlarının yarıdan fazlası ‘faili meçhul’ olarak kayıtlara geçti. İşte Türkiye’de son 15 yılda yanan ormanlar ve yanan alanların nasıl değerlendirildiğine ilişkin ayrıntılar…

Orman yangınlarının gündemden düşmediği Türkiye’de resmi verilere göre 2004-2019 yılları arasında çıkan 37 bin 46 orman yangınında toplamı 141 bin 780 hektarlık alan küle döndü.  Bu rakam, 65 bin hektarlık alanı kapsayan Beyşehir Gölü’nün iki katından fazla, 166 bin 500 hektarlık Tuz Gölünün yüzölçümüne ise yakın.15 yıllık içinde en fazla orman yangınının çıktığı yıl 29.749 hektar ile 2008 oldu. 2012, 2013 ve 2017 yıllarında yanan ormanlar 10 bin hektarın üzerinde, 2019’da ise 11 bin 332 hektar orman küle döndü. Orman Genel Müdürlüğü (OGM) verilerine göre 2019’da çıkan toplam 2688 orman yangınının yarısı ‘faili meçhul’, 372 yangın ise ‘doğal yangın’ olarak kayıtlara geçmiş. Çıkış sebebi belli olan 450 yangın kaydedilen 2019’da en çok anız yakma yüzünden yangın çıktığı kayda geçmiş.

Hatay’ın Belen, İskenderun ve Arsuz ilçelerinde yaşanan orman yangınları Türkiye’nin yüreğini yaktı. Geçtiğimiz yıl İzmir’de yaşanan orman yangınlarına benzer şekilde eş zamanlı başlayan Hatay yangınları, geniş ormanlık alanların yanı sıra yerleşimleri de etkiledi.

Tarım Orman Bakanı Bekir Pakdemirli Yangın Yönetim Merkezi’nde Hatay ilçelerindeki yangınla ilgili bilgi aldı

YILIN 12 AYI YANGIN SEZONU OLARAK GÖRÜLMELİ

Türkiye’de Mayıs ve Ekim ayları arasındaki dönem ‘yangın sezonu’ olarak adlandırılıyor ve önlemler bu dönemde yoğunlaşıyor. Ancak uzmanlara göre artık orman yangınları yalnızca yaz dönemleriyle sınırlı değil ve yılın tamamı ‘yangın sezonu’ olarak görülmesi gerekiyor. Aralık 2019’da Karadeniz Bölgesinde Trabzon, Ordu, Giresun ve Samsun gibi illerde aralıklarla çıkan orman ve örtü yangınları, dikkatsizlik ve ihmalle birlikte küresel iklim krizinin etkilerine işaret ediyordu. Kış mevsimi yaşanmasına karşın beklenen yağışların gelmemesi orman altı örtüsünün kurumasına neden oluyor ve adeta bir kıvılcımla tutuşmaya hazır yanıcı malzeme haline getiriyor.

SON 15 YILDA TUZ GÖLÜ BÜYÜKLÜĞÜNE YAKIN ORMAN YANDI

Türkiye’nin son 15 yıllık orman yangını verileri, bu konuda hızlı şekilde yeni politikalar geliştirilmesi gerekliliğini ortaya koyuyor. Orman Genel Müdürlüğü (OGM) resmi istatistik verilerine göre 2004-2019 yılları arasında yanan ormanlık alanların toplamı 141 bin 780 hektar.  Bu rakam, 65 bin hektarlık alanı kapsayan Beyşehir Gölü’nün iki katından fazla, 166 bin 500 hektarlık Tuz Gölünün yüzölçümüne ise yakın bir oran. Son 15 yılda yanan ormanların kapladığı alanı daha kolay göz önüne getirebilmek için, 375 bin 500 hektarlık Van Gölü’nün yarısına yakın, 48.200 hektarlık Eğirdir Gölü’nün 3 katı, 25 bin hektarlık burdur gölünün yaklaşık 6 katı olduğunu söylemek mümkün.

EN FAZLA ORMANLIK ALAN 2008’DE YANDI

Türkiye’de 2004-2019 yılları arasında en fazla orman yangınının çıktığı yıl 29.749 hektar ile 2008 oldu. Temmuz 2008’de Antalya’da Manavgat’a bağlı Taşağıl beldesinde çıkan büyük orman yangını geniş alana yayılarak yaklaşık 1 hafta sürmüş ve 16 bin hektarın üzerinde alan yanmıştı. 2012, 2013 ve 2017 yıllarında 10 bin hektarın üzerine çıkan orman yangınları 2019’da ise 11332 hektar olarak kayıtlara geçti.

2019’DA 2 BİN 688 ORMAN YANGINI ÇIKTI, YARISI FAİLİ MEÇHUL

Ülke genelinde 2019’da 2688 adet orman yangını çıktı. OGM istatistiklerine göre geçtiğimiz yıl çıkan yangınların sebepleri arasında 1309 sayısı ile faili meçhul yangınlar var. Bunu sırasıyla 428 ‘diğer’, 372 ‘doğal’ yangın izliyor. Daha net bir sebebi olan yangınlar arasında ilk sırada 184 yangınla ‘anız yakılması’ var. 2019’da sigaradan 46, enerji nakil hatlarından 94, piknik ateşinden 28, kundaklamadan 42, çöplükten 36 yangın çıktı. Avcılık ve çoban ateşi yüzünden ise 6’şar, trafikten ise 7 yangın kayıtlara geçmiş. Ancak OGM verilerinde sebebi belli olan yangınların toplamı, 450 olarak kayıtlara geçerken, faili meçhul, doğal ve diğer gibi belirsiz nedenlere dayandırılan yangınların sayısı ise 2238.

FAİLİ MEÇHUL YANGINLARDA İSTANBUL BAŞTA GELİYOR

2019’da 163 yangınla en fazla faili meçhul yangın İstanbul’da kayıtlara geçmiş. Bu, İstanbul’da aynı yıl içinde çıkan toplam 204 yangının yaklaşık 4’te 3’ü oranında. İstanbul gibi bir kentte her 4 yangından 3’ünün faili meçhul olarak kayıtlara geçmesi dikkat çekici. Geçtiğimiz yıl Muğla’da 124, Elazığ’da 118, Antalya’da 101, Kahramanmaraş’ta 99, Adana’da 75, faili meçhul yangın kayıtlara geçti.

ORMAN YANGININDA SAYI OLARAK MUĞLA, ALAN OLARAK İZMİR ÖNDE

2019 yılında ülke genelinde çıkan yangınlarda toplam 11 bin 332 hektar (110 bin dönümden fazla) ormanlık alan yandı.  Yangınların illere göre dağılımında ise yangın sayısına göre Muğla (264 adet yangın), yanan alan büyüklüğüne göre ise İzmir (4858 ha.) ilk sırada. Aynı yıl içinde Antalya’da çıkan 199 yangında 234 hektar ormanlık alan yanarken,  Adana’da 132 yangında 52 hektar, Mersin’de 90 yangında 360 hektar, Kahramanmaraş’ta 55 yangında 122 hektar, Trabzon’da 42 yangında 381, Çanakkale’de ise 74 yangında 238 hektar ormanlık alan kül oldu.

TÜRKİYE’DE HİÇ ORMAN YANGINI ÇIKMAYAN SADECE İKİ İL VAR

Akdeniz,  Ege, Karadeniz, Marmara ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yoğunlaşan orman yangınlarının sık görüldüğü iller arasında Gaziantep, Mardin, Şırnak, Elazığ, Malatya, Tunceli, Bitlis, Bingöl, Adıyaman ve Şanlıurfa da yer alıyor. Türkiye’de 2019’da hiç yangın çıkmayan iller ise Ağrı ve Iğdır olarak kayıtlara geçti. Orman dokusu yok denecek kadar az olan (Ağrı: 5905 ha., Iğdır: 161 ha.) bu iki ilde hiç orman yangını kaydedilmedi.

YANAN ORMANLAR NASIL DEĞERLENDİRİLİYOR

Orman Genel Müdürlüğü verilerine göre 2019 yılında yanan alanların 1402 hektarı yeniden ağaçlandırma programına alınırken, 2002 hektarında yapay gençleştirme uygulandı, 151 hektarlık kısmında ise iyileştirme çalışması başlatıldı. Aynı yıl yanan orman alanlarının 591 hektarlık kısmında yapılacak teknik bir işlem olmadığı belirlenerek korumaya alınırken 3730 hektarlık kısmı ise doğal gençleştirme kapsamına alındı. 2019’da örtü yangınına maruz kalan ve ağaçların çok zarar görmediği alanların toplamı ise 3454 hektar oldu.

ORMANLAR YAKILMADA DA OTEL VE MADEN İÇİN TAHSİS EDİLEBİLİYOR

Tarım ve Orman Bakanlığı’nın kamuoyundan en çok eleştiri aldığı konuların başında orman yangınları geliyor. Yanan orman alanlarının turizm, madencilik ya da benzeri amaçlarla yatırımcılara tahsis edildiği iddiaları her yangının ardından dolaşıma sokuluyor. Ancak bu tür tahsislerin yapılması için orman alanlarının yakılması gerekmiyor. Bu tür kaygılar ve gerçeği yansıtmayan iddialar, gerçekte çok daha büyük orman alanlarının sessiz sedasız tahsis edilmesine yönelik ayrıntıların da görmezden gelinmesine neden oluyor. 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 16. Maddesi, ormanlık alanların maden faaliyetleri için tahsisine ilişkin iş ve işlemleri düzenliyor.

SADECE 2015’TE 46 BİN HA. ORMAN ARAZİSİ ‘YAKILMADAN’ TAHSİS EDİLDİ

Buna göre 2012 yılında 2810 maden, 671 enerji ve turizm, eğitim, ulaşım, savunma, altyapı, sağlık gibi faaliyetler için 1664 orman arazisi tahsisi yapıldı. Toplam 5145 orman arazisi tahsisinin yapıldığı 2012 yılında bu alanların yüzölçümü ise 20 bin 746 hektar oldu. 2013’de 38.301, 2014’te 40.937, 2015’te 46.938, 2016’da 42.393, 2017’de 56.942, 2018’de 25.192, 2019’da ise 22.373 hektarlık orman alanı maden, enerji, turizm, altyapı vb. yatırımlar için tahsis edildi.

DEFİNE ARANMASI İÇİN BİLE ORMAN TAHSİSİ YAPILDI

Herhangi bir orman yangını geçirmesine gerek olmadan yasal olarak izin verilen orman arazilerinde yapılan faaliyetler arasında enerji nakil hatları, HES’ler, barajlar, göletler, RES türbinleri, termik santraller, petrol ve doğalgaz boru hatları, turizm tesisleri, kömür ocakları, fabrikalar, sokak hayvanları bakımevi, mezarlıklar ve spor tesisleri gibi başlıklar da yer alıyor. Orman arazilerinden yapılan tahsislerde definecilik faaliyetleri de yer alıyor. 2012’de 11 adet define arama başvurusuna toplam 1 hektar (10 bin metrekare), 2013’te ise 6 başvuruya 1 hektarlık ormanlık alanda define arama izni verildi.

ODUN SERVETİNE ODAKLANAN OGM’NİN STRATEJİK PLANI NE?

Orman Genel Müdürlüğü’nün 2019-2023 yılları arasını kapsayan ‘Stratejik Planı’nda orman varlığının ve odun servetinin artırılması, endüstriyel ağaçlandırma uygulamalarına hız verilmesi, eko-turizmin yaygınlaştırılması ve ormancılık alt yapısının güçlendirilmesi gibi hedefler arasında orman yangınlarıyla mücadeleye de yer veriliyor. Ancak kurumun yanan alanların nasıl yönetildiğine ilişkin kamuoyunu yeterli ve doğru biçimde bilgilendiremediği belirtiliyor. Kamu kurumlarına yönelik güvensizliğin de artmasıyla her yangının ardından orman arazilerinin amaç dışı tahsislere konu edileceği endişeleri bilgi kirliliğine neden oluyor.

‘GÖÇ NEDENİYLE KÖY NÜFUSU AZALDI, YANGIN PERSONELİ AZALDI’

OGM’nin stratejik planında, ormanlara yakın alanlardaki yerleşimler ile orman içinden geçen ulaşım yolları ve enerji nakil hatları yangın için risk faktörleri arasında anılırken, iklim değişikliği ve meteorolojik şartlar da yangınlar için risk faktörlerinin başında geliyor. Yangın öncesi eğitim ve bilinçlendirme faaliyetleriyle erken uyarı sistemleri geliştirilerek orman yangınlarıyla mücadelede önleyici tedbirlerin artırılacağı kaydedilen OGM’nin stratejik planında “Göç nedeniyle orman içi köy nüfusu azalmış ve yaşlanmıştır. Emeklilik nedeniyle orman yangınlarıyla mücadelede çalışan personel sayısı azalmıştır” ifadelerine yer verilerek, “Araç ve ekipman eksikliklerinin tamamlanması, personel ihtiyacının giderilmesi, teknolojik imkânların etkin bir şekilde kullanılması” gerekliliği vurgulanıyor.

 

2460210cookie-checkTürkiye’de son 15 yılda yaklaşık Tuz Gölü kadar orman yandı
Önceki haberDENİZ ALP “KARAKTERİNİN İŞİNİ SEÇMİŞ”
Sonraki haberIMF’nin Türkiye tahminleri YEP ile örtüşmedi
YUSUF YAVUZ
YUSUF YAVUZ (GAZETECİ-YAZAR) Isparta, Sütçüler'de doğdu. 1990’da edebiyatla ilgilenmeye başladı. Deneme ve inceleme tarzındaki ilk yazıları 1996 yılında 'Atatürkçü Ses' Dergisi’nde yayımlandı. Aynı yıl yerel ölçekte yayın yapan kanallarda 'Dönence' başlıklı radyo ve televizyon programları hazırlayıp sundu. 1999 yılında Antalya'da kurulan Müdafaa-i Hukuk Dergisi’nde yazmaya başladı. 2001’de Gazete Müdafaa-i Hukuk’ta Muhabir-Temsilci olarak görev aldı. Daha sonra adı 'Yeniden Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk' olan dergiyle bağını temsilci-yazar olarak sürdürdü. 2001-2007 yılları arasında Kaş Kitap Şenliğini organize ederek başta çocuklar ve gençler olmak üzere yöre insanının kültür, sanat ve edebiyat çevreleriyle buluşmasını sağladı. 2005 yılında Muğla ve Antalya arasındaki sahil bandında yaşanan yabancılara toprak satışına ilişkin yaptığı araştırmalar önemli etkiler yarattı. Deneme, inceleme, röportaj, düz yazı, haber ve yorumları; Cumhuriyet Akdeniz, Odatv, Yeni Harman, Edebiyat ve Eleştiri, Yolculuk, Evrensel, Atlas, Magma, Aydınlık, Birgün, Açık Gazete gibi dergi ve gazetelerde yayımlandı. Antalya merkezli VTV Televizyonunda, Pelin Gel Ağan'la birlikte 'İki Ağaç İçin' adıyla 16 bölümden oluşan bir program hazırlayıp ve sundu. Kanal V Televizyonunda, Biyomühendis Çağlar İnce ile birlikte, Yörük kültürünü ve tarihsel köklerini ele alan 'Islak Çarıklar' adlı belgesel haber programı hazırlayıp sundu. Araştırma yazılarından bazıları, 'Yer Bize Çimen Verdi' ve 'Darağacına Takılan Düşler' adıyla belgesel filmlere de konu olan Yavuz, şu sıralar 'Islak Çarıklar' adlı bir belgesel haber programı için çalışmalarını sürdürüyor. Ağırlıklı olarak arkeoloji, çevre, kentsel dönüşüm ve tarım konularını ele alan çalışmalar yapmayı yazılı ve görsel medyada sürdüren Yavuz, yıkım politikalarıyla tarımdan hayvancılığa, kültürden mimariye kırsal yaşamın dönüşümünü ele alan araştırma yazılarıyla tanınıyor. Ziraat Mühendisleri Odası Basın Ödülü, Çağdaş Gazeteciler Derneği Belgesel ödülü, Türkiye Ziraatçılar Derneği Tarım ödülü, Kubaba Derneği kültür hizmeti ödülü'nün yanı sıra Türkiye Ormancılar Derneği gibi çeşitli meslek odası, kurum ve kuruluşlar tarafından ödüle layık görülen Gazeteci Yusuf Yavuz, Likya'dan Teke yöresine uzanan coğrafyadaki su kültürüne ilişkin uluslararası bir sanat projesinin de danışmanlığını ve metin yazarlığını üstleniyor.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.