Türkiye’nin dağları işte böyle yok ediliyor!

YUSUF YAVUZ / AÇIK GAZETE – Bu ruhsat iptal edilmezse Türkiye’nin en önemli dağcılık merkezi, su kaynakları, tarım ve hayvancılık yok olacak. Dağcılar isyanda, TDF ‘Dedegöl kaderine terkedilemez!’ dedi.

Isparta’nın dünyaca ünlü dağcılık merkezi Kuzukulağı Yaylası’ndaki kaya tırmanışı parkurlarının da içinde olduğu alanda mermer ocağı ruhsatı verilmesine Türkiye Dağcılık Federasyonu’ndan da tepki geldi. Dedegöl Dağlarında yer alan Kuzukulağı yaylasındaki otuzdan fazla tırmanış parkurunun mermer ocaklarına kurban edilmek üzere olduğuna dikkat çeken TDF’nin, “Dedegöl kaderine terk edilemez” başlığıyla yaptığı açıklamada, “Dedegöl Dağları sadece muhteşem kaya duvarlarıyla değil, biyolojik çeşitliliği ile de bir doğal anıt niteliğindedir. Bu alanın koruma altına alınması gerekirken mermer ocaklarının insafına bırakılması anlaşılabilir değildir” görüşüne yer verildi.

KAYA TIRMANIŞI İÇİN DÜNYANIN EN ÖNEMLİ BEŞ BÖLGESİNDEN BİRİ

Isparta’nın Aksu ilçesine bağlı Eldere köyünde bulunan Kuzukulağı Yaylası, dünyanın en ünlü dağcıları tarafından her yıl ziyaret edilen bir kaya tırmanışı bölgesi. Dünyanın önemli kaya tırmanıcılarından biri olan bu konuda 15 kitabı bulunan İsviçreli dağcı Michel Piola’ya göre Dedegöl kayalıkları dünyadaki en önemli 5 bölgeden biri. Ancak Dedegöl Dağının sahip olduğu değerler bununla sınırlı değil.

DEDEGÖL DAĞI SU KAYNAKLARI VE MAĞARA CENNETİ

Bir bölümü Kızıldağ Milli Parkı içerisinde bulunan Dedegöl Dağında onlarca su kaynağı bulunuyor. Sularıyla Beyşehir Gölü’nün yanısıra Köprüçay, Kartoz Çayı ve Başakdere’nin de içinde olduğu irili ufaklı onlarca akarsuyu besleyen Dedegöl, 12 kilometrelik uzunluğu ile Türkiye’nin en uzun mağaralarından biri olan Pınargözü su kaynağına da ev sahipliği yapıyor. Pınargözü’nün yanısıra Dedegöl masifinde 1972 yılından itibaren yapılan araştırmalarda, çok sayıda mağara sistemleri tespit edildi. Türkiye Mağacılar Birliği’nin raporunda yer verilen bilgilere göre Dedegöl’de 1993-1998 arasında yabancı uzmanların yaptığı bilimsel çalışmalarda 55 mağara incelenirken, Kuyukule adında büyük bir mağara daha keşfedildi.

YAKLAŞIK 1000 DÖNÜMLÜK ALANDA MERMER OCAĞI RUHSATI VERİLDİ

Ancak Türkiye’nin gözü gibi koruması gereken bu bölgeye akıl almaz bir karar ile mermer ocağı ruhsatı verildi. Batı Asya Madencilik Gıda Su Ürünleri İnş. San. Tic. Ltd. Şti. Adlı özel bir firmaya verilen mermer ön arama ruhsatının kapsadığı alan 99,75 hektar (yaklaşık bin dönüm) büyüklüğünde. Maden İşleri Genel Müdürlüğü (MİGEM) tarafından mermer ocağı ruhsatı verilen alan, hem dünyaca ünlü kaya tırmanışı parkurlarını hem de mağara ekosistemlerinin bir bölümünü kapsıyor.

MERMER OCAĞI RUHSATINA TEPKİ YAĞDI

Konuyla ilgili haberimizin ardından gündeme gelen Kuzukulağı Yaylası’ndaki mermer ocağı iznine tepki yağarken ruhsatın iptali için bölgedeki dağcılık kulüpleri girişim başlattı. Isparta Valiliği başta olmak üzere ilgili kurumlara yazılı başvuru yapan dağcılık kulüplerinin tedirgin bekleyişi sürerken Türkiye Dağcılık Federasyonu Genel Merkezi de konuyla ilgili bir açıklama yaparak mermer ocağı iznine tepkisini gösterdi.

TÜRKİYE DAĞCILIK FEDERASYONU: ‘DEDEGÖL KADERİNE TERK EDİLEMEZ’

Türkiye Dağcılık Federasyonu’nun, “Dedegöl kaderine terkedilemez” başlığıyla yaptığı açıklamada şu görüşlere yer verildi: “Türkiye’nin en önemli ve en görkemli, her biri adeta bir sanat eseri olan uzun duvarlarına sahip Dedegöl Dağları, mermer ocaklarına kurban edilmek üzere. Isparta ili sınırları içinde bulunan ve dünya çapında üne sahip olan Kuzukulağı Tırmanış Bölgesi eğer karar değişmezse kısa bir süre içinde yok olma tehlikesi yaşamaya başlayacak.

Türkiye’nin dağları

‘DEDEGÖL’DE 30’DAN FAZLA TIRMANIŞ PARKURU VAR’

Dedegöl Dağları ve civarında uzunlukları 20 ila 600 metre arasında değişen 30’dan fazla tırmanış parkuru yerli ve yabancı rota açıcılar tarafından uluslararası standartlarda açılmıştır. Bu rotalar dünyaca tanınan son derece uygun sportif tırmanış alanlardır. Bu bölge dört mevsim boyunca binlerce yerli ve yabancı doğa sporcusu tarafından kaya tırmanışı, uzun duvar tırmanışı, sportif kaya tırmanışı, dağcılık, dağ kayağı, kampçılık ve doğa yürüyüşü için kullanılmaktadır. Bu etkinlikler eko-turizm yolu ile Isparta’nın ve civar köylerinin ekonomisine ve kırsal kalkınmaya ciddi katkıda bulunmaktadır. Ne yazık ki bölgenin sürdürülebilir kalkınması için bu denli öneme sahip bu doğa harikası alandaki ana tırmanış kaya bandının üstüne ve etrafına maden arama ruhsatları verilmiştir.

DAĞCILIK FEDERASYONU RUHSAT AŞAMASINDA BAKANLIKLARI UYARDI

Dağcılık Federasyonu tarafından 2017 yılının başında henüz ruhsat alma aşamasında ilgili tüm Bakanlıklar ve ilgili kuruluşlara bu durum anlatılmış ve ruhsat işleminin durdurulması için yazılı uyarılar yapmıştır. Yine 2018 yılında bu alanın sportif anlamda dağcılık açısından tescilli bir yer olduğu yerli ve yabancı dağcılar açısından bir cazibe noktası haline geldiği resmi yazılar ile ilgili kurumlara tekrar hatırlatılmıştır. Maden arama işlemleri ve akabinde işletmenin açılması bölgeye geri dönüşü mümkün olmayan zararlar verecektir. Madencilik ve taş ocağı faaliyetleri her türlü sportif faaliyetleri ve beraberinde sürdürülebilir turizmi bitireceği gibi hayvancılık ve tarım gibi yaşamsal döngülere de zarar verecektir.

‘MADEN ARAMA RUHSATI İPTAL EDİLMELİ’

Dedegöl Dağları sadece muhteşem kaya duvarlarıyla değil, biyolojik çeşitliliği ile de bir doğal anıt niteliğindedir. Bu alanın koruma altına alınması gerekirken mermer ocaklarının insafına bırakılması anlaşılabilir değildir. Bu nedenle; dağcılığımızın ve tırmanış sporumuzun önemli faaliyet alanlarından olan Dedegöl Dağları Kuzukulağı bölgesinde maden arama ruhsatının iptal edilerek, bölgenin koruma altına alınmasını ve bölgenin yerel kalkınmasına katkı sağlayacak sürdürülebilir dağcılık ile kırsal turizm potansiyelinin desteklenmesi talep etmekteyiz.”

2162880cookie-checkTürkiye’nin dağları işte böyle yok ediliyor!
Önceki haberRize şehir merkezi taşınacak
Sonraki haberVali ve Bakan uyarıları dinlemedi, milyonluk projeyi dev dalgalar parçaladı!
YUSUF YAVUZ
YUSUF YAVUZ (GAZETECİ-YAZAR) Isparta, Sütçüler'de doğdu. 1990’da edebiyatla ilgilenmeye başladı. Deneme ve inceleme tarzındaki ilk yazıları 1996 yılında 'Atatürkçü Ses' Dergisi’nde yayımlandı. Aynı yıl yerel ölçekte yayın yapan kanallarda 'Dönence' başlıklı radyo ve televizyon programları hazırlayıp sundu. 1999 yılında Antalya'da kurulan Müdafaa-i Hukuk Dergisi’nde yazmaya başladı. 2001’de Gazete Müdafaa-i Hukuk’ta Muhabir-Temsilci olarak görev aldı. Daha sonra adı 'Yeniden Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk' olan dergiyle bağını temsilci-yazar olarak sürdürdü. 2001-2007 yılları arasında Kaş Kitap Şenliğini organize ederek başta çocuklar ve gençler olmak üzere yöre insanının kültür, sanat ve edebiyat çevreleriyle buluşmasını sağladı. 2005 yılında Muğla ve Antalya arasındaki sahil bandında yaşanan yabancılara toprak satışına ilişkin yaptığı araştırmalar önemli etkiler yarattı. Deneme, inceleme, röportaj, düz yazı, haber ve yorumları; Cumhuriyet Akdeniz, Odatv, Yeni Harman, Edebiyat ve Eleştiri, Yolculuk, Evrensel, Atlas, Magma, Aydınlık, Birgün, Açık Gazete gibi dergi ve gazetelerde yayımlandı. Antalya merkezli VTV Televizyonunda, Pelin Gel Ağan'la birlikte 'İki Ağaç İçin' adıyla 16 bölümden oluşan bir program hazırlayıp ve sundu. Kanal V Televizyonunda, Biyomühendis Çağlar İnce ile birlikte, Yörük kültürünü ve tarihsel köklerini ele alan 'Islak Çarıklar' adlı belgesel haber programı hazırlayıp sundu. Araştırma yazılarından bazıları, 'Yer Bize Çimen Verdi' ve 'Darağacına Takılan Düşler' adıyla belgesel filmlere de konu olan Yavuz, şu sıralar 'Islak Çarıklar' adlı bir belgesel haber programı için çalışmalarını sürdürüyor. Ağırlıklı olarak arkeoloji, çevre, kentsel dönüşüm ve tarım konularını ele alan çalışmalar yapmayı yazılı ve görsel medyada sürdüren Yavuz, yıkım politikalarıyla tarımdan hayvancılığa, kültürden mimariye kırsal yaşamın dönüşümünü ele alan araştırma yazılarıyla tanınıyor. Ziraat Mühendisleri Odası Basın Ödülü, Çağdaş Gazeteciler Derneği Belgesel ödülü, Türkiye Ziraatçılar Derneği Tarım ödülü, Kubaba Derneği kültür hizmeti ödülü'nün yanı sıra Türkiye Ormancılar Derneği gibi çeşitli meslek odası, kurum ve kuruluşlar tarafından ödüle layık görülen Gazeteci Yusuf Yavuz, Likya'dan Teke yöresine uzanan coğrafyadaki su kültürüne ilişkin uluslararası bir sanat projesinin de danışmanlığını ve metin yazarlığını üstleniyor.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.