Sayıl, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çocuk istismarından söz edildiğinde, sadece dövülen ya da cinsel tacize uğrayan çocukların akla gelmemesi gerektiğini söyledi.
Çocuğun sağlıklı gelişimini olumsuz etkileyecek her davranışın “çocuk istismarı” kavramı içinde algılanması gerektiğini vurgulayan Sayıl, şöyle konuştu:
“Fiziksel hasarın yanı sıra büyüme yetersizliği, gelişimsel gecikme ya da davranış bozukluğuna dair işaretler de çocuğun istismar edildiğini ortaya koyan kanıtlardır. Bu tür istismarlar, kalıcı ya da uzun süreli olduğundan daha kolay anlaşılabilmekte, duruma tepki gösterilebilmekte ve önlem alınabilmektedir. Ancak kimi vakalar, yaygın olmakla birlikte kendisini ele verecek kanıtlar ortaya koymadığı için bilinmemekte ve anlaşılmamaktadır.”
“Bazı dizi, eğlence, reklam ve yarışma programlarında çocukların istismar edildiğini ve bu durumun yetişkinler tarafından hoş ve sevimli bulunduğunu” savunan Sayıl, şunları kaydetti:
“Çocuklara yönelik bir yarışmada, kendisine yöneltilen bir soruyu bilememe çocuğun derin üzüntü yaşamasına, kendine olan güveninin sarsılmasına neden olabilmektedir. Bu tür programlar, çocuklar üzerinde kalıcı ya da uzun süreli olumsuz etki bırakmamasına karşın, çocuğun görüşlerine saygı ve özgürlük gibi temel hakları keyfi olarak ihlal etmektedir.”
Her istismarın, çocuk üzerinde belirgin bir duygusal ya da fiziksel hasar yaratmadığının unutulmaması gerektiğini belirten Sayıl, “Bazı televizyon yayınlarında çocukların istismar edilmesi, toplumdaki bir grup yetişkinin çocuğa bakışını ve çocukların bazı temel haklarının çağdaş bir araçla ihlal edildiğini yansıtması açısından önemlidir” diye konuştu.
Sayıl, programlar hazırlanırken uzman kişilerden görüş alınması gerektiğini sözlerine ekledi.
