Kanada, bu amaçla, Uganda’nın lezbiyen ve erkek eşcinsellerine ait davaların sürdürülmesi, gereken yardımların iletilmesi amacıyla kesenin ağzını açtı. Hapiste olan eşcinsellere de yardım eli uzatıldı.
İlk etapta Uganda’daki eşcinsellere ulaştırılmak üzere 500 bin Dolar yardım gönderildi. Kanada’nın muhafazakâr ve dinci çevreleri ise Federal Hükümetin bu kararını eleştiriyor, ¨Bize ne âlemin, Uganda’nın eşcinselinden, bırakın ne hâlleri varsa görsünler¨ diyor, ancak buna karşılık feministler, insan hakları savunucusu gruplar, yeşiller ve hayvan severlerin oluşturduğu çevrecilerse, ¨Bugün onlara, yarın bize, dünyanın neresinde mağdur edilen bir eşcinsel varsa haklarını biz savunuruz¨ diye karşılık veriyor.
Uganda Parlamentosu’nun eşcinselleri cezalandırmak üzere geçtiğimiz Kasım ayında çıkarttığı yasayı kınayan Kanada Dışişleri Bakanı John Baird ise, durumun acilen uluslararası müdahaleyi gerektirecek seviyeye ulaştığını söyledi. Böylesi uluslararası müdahale gereken durumlarda ABD’nin Washington’daki Beyaz Sarayı izni olmadan kimsenin adım atamadığı bilindiğinden, gözler Obama yönetimine çevrildi, ancak ¨Küçük birader Kanada’nın¨ bu türden şeylerle uğraşmasını fuzulî bulan ABD tarafı henüz ses çıkartmadı.
Uganda’nın ana yasalarına göre uslanmayan ve ¨Terbiye edilemeyecek derecede ısrarlı¨ eşcinsellere ağır cezalar getiren ek yasa, özellikle başkent Kampala’da bulunan insan haklarından yana avukatlar ve hukukçuların çabasıyla dünyaya duyurulmaktaydı.
Hâlen 200 civarında eşcinsel Ugandalı ağırlaştırılmış cezalar almak üzere mahkeme kapısında bekliyor. Yasa ölüm cezası verilmesini de kapsayan birçok ağır ceza maddeleriyle dolu. Kanada ise bu davalara en iyi avukatların tutulması ve cezaevlerindeki eşcinsellerin ihtiyaçlarının giderilmesi, ayrıca kamuoyu oluşturulması için para harcamayı göze alıyor.
