UKRAYNA’DAN… Gagauz edebiyatının gelişme süreci (I)

GİRİŞ

Gagauzlar, dil, din ve kültür bakımından diğer Türk topluluklarından farklı yapıya sahip ve kendilerine has bir takıp özellikleri olan bir topluluktur. IX.asırlarında Karadeniz’in kuzeyinden Balkanlar’a yönelen Türk akınları ve Selcuklu-Osmanlı Türkleriyle devam eden Türk fütuhatı, Balkanlar ve Orta Avrupa içlerinde çok sayıda Türk bölgesi meydana getirmiştir (Özkan 1996:1). Gagauzlar, devam eden bu süreç içerisinde Hristiyanlaşan bir Türk boyudur.

Köken itibariyle Türk dil ailesine tabi olan Gagauz dili bilim adamları tarafindan çeşitli sınıflandırmaya dahil edilmiştir. R.Rahmeti Arat Gagauz dilini şive diye adlandırırken, A.N.Kononov bu ve diğer halkların konusmalarını bağımsız dil açısından incelemiştir.1 N.A. Baskakov sınıflandırmasında ise Gagauz, Selcuklu Türkleri (bugünku Turkiye), Azerbaycan, Turkmen ve Kırım Tatarların Oğuz kısmını Oğuz grubuna dahil etmiştir (Özkan :37; Baskakov 1952: 121-134; Türk Ansiklopedisi 1982: 72-79).

Dil, gelenek görenek, yaşam tarzı açısından bir çok ortak taraflara sahip olan Türk boyları ortak edebiyat örnekleri açısından da bu zenğinliğe sahip olduklarını tarih içerisinde dunyaya sergilemislerdir. Orhon Yazıtları ,`Divani Lugat-it Turk`, `Kutatğu Biliğ`, `Kitabı Dede Korkut` ve diger eserler ortak Türk edebiyatının eserleri sayıldığı gibi Gagauz edebiyatının da eserleri sayılmaktadır. Eski Sovyetler Birliği zamanında bu eserlerin Gagauz edebiyatı içerisine dahil edilmemesi ise büyük bir eksikliktir. 
çağdaş Gagauz yazılı edebiyatının gelişme sürecine bakıldığında elli yılı geçmediği görülmektedir.Uzun zaman ancak sözlü edebiyat cercevesinde gelisen  Gagauz edebiyati  gerek göçebe, gerek ise yerli yaşam içerisinde bu kültürlerden etkilenmiş ve gelişme göstermiştir. Zengin folklor ve halk edebiyatına sahip olmasına karşın çağdaş, modern edebiyat, yukarıda da belirtildigi gibi, oldukca geç gelişmiş ve oldukca genç bir edebiyat sayılmaktadır. “Gagauzların modern edebiyatlarının bu kadar gecikmesinin önemli siyasi, ekonomik ve edebi sebepleri vardır”2.

1810-1957 yılları arası Gagauz edebiyatının başlangıç dönemi
Ortak edebiyat döneminden sonra  19.yüzyılın başlarına kadar Gagauz dilinde yazılı eserlere rastlamak mümkün değildir.Gagauz edebiyatının başlangıcı  resmi olarak 1957 yıllarında olmuştur. Fakat yazılı kaynaklarda ana dilinde ilk  edebi bilgi 1810 yıllarında verilmektedir. Bu dilde yazılmış olan ilk örnek Viyana’da basılan  Gagauz dilinde Psaltır olmuştur. P.Draganov’un tanınmış bir bibliografya çalışmasında  verilen bilgilere göre, Yunanlı şair Aristophanes (M.Ö.455-385)’in komedileri Gagauz diline çevrilmiştir. Aynı şahıs diğer bir çalışmasında Nikolay ve İvan Fazlı kardeşlerin Aleksandr Puşkin’in  ‘Kış yollları’, ‘Kahırsız kuşçaz’ ve ‘Kış geçeleri’ adıyla üç şiirini Gagauz diline çevirildiğini bildirmektedir (Çevbotar 1993:3-7; Argunşah 1996: 679).

Gagauz folklorunu köyden köye gezip derleyen rus askeri, etnograf V.Moşkov bu edebiyatının zengin örneklerle donatılmış olduğunu, fakat yüksek edebiyattan bahsetmenin çok erken olduğunu bildirmektedir (Moşkov 1904). Gagauzları  bir millet sayan  Atanas Manov da yanı düşünceleri paylaşmaktadır.O, sözlü halk edebiyatındaki türküyü açıklarken, Gagauzlar’ın kendilerini ayrı bir topluluk saydıklarını, fakat Gagauz edebiyatının ve aydınların arasındaki birlik eksikliği hissedildiğini vurgulamaktadır   (Manov 1939:107).

Moldova’nın Romanaya’ya bağlı olduğu dönemlerde Gagauz yazılı edebiyatının kurucusu sayılan din adamı, protorey Mihail Çakır (1861-1938) ana diline ortodoks hristian dininin kutsal kitabı olan “Evangeliya” (İncil) , ‘Psalmı’, ‘Liturgiya’,’Çasoslov’, ‘Klisenin kısa tarihi’, ‘Yeni kutsalların tarihi’, ‘Eski kutsalların tarihi’ adında eserleri Gagauz diline   çevirmiştir (Çebotar:7). Bu din adamın katkıları bununla sınırlanmamış ve  hükümete başvurarak ana dilinde gazete ve kitap yayımlanabilmesi için izin isteyip 1907 yılından itibaren Kişinev’de Gagauz dilinde dini gazete çıkarmaya başlamıştır.  Gagauzların kökenini, gelenek göreneklerini, halk edebiyatını araştırıp “Gagauzı Benderskogo Uezda” (Bender vilayetinin Gagauzları) adında hacimli bir eser  ve ‘Gagauzca-Romence laflık’ gibi sözlük de gelecek nesillere bırakmıştır. Latin harfleri ve romen alfabesine dayanan  Gagauz Türçesi ile yazılan bu eserler yüksek edebi nitelik taşımasa da dilinin zengin kelime hazinesine sahip olduğunu göstermekte ve din, dil kültür konusunda  kılavuzluk etmektedir.

Sovyetler Birliğ’inin kurulması birçok halkların federe çatısı altında toplanmasına sebep olmuştur. Stalin zamanında Gagauzlar’ın bir kısmını Ukrayna, diğer kısmını ise Moldova Respublikalarına bağladıktan sonra  Sovyet sistemi içerisinde çeşitli alanlardaki uygulamalar Gagauzlar’a da uygulanmıştır. Bu sınırın çizilmesi neticesinde Gagauzlar’ın büyük bir kısmı Moldova sınırları içerisinde kalmış. Dil ve edebiyat alanında gelişme ve yenilikler genellikle burada oturan halkta görülmektedir.

1957 yılından itibaren bazı harflerin eklenmesiyle kiril alfabesi esasında kurulan gramer dili yazılı edebiyat yolunda ciddi adımlar atmaya başlamıştır. Bu edebiyatın eser sayısı her nekadar ciddi rakamlarla ölçülmese de, başlangıçtan günümüze kadar önemli gelişmeler olmuştur. İlk yıllar ana dilinde şiir, hikaye, roman, pyeslerin yazılmasının yanısıra, başka dillerden eserlerin aktarılması ve çevirilmesi, okul kitapların hazırlanması bu edebıyatın temelini atmıştır. Gagauz edebiyatına katkı koyan Nikolay Arabacı, Nikolay Tanasoglu, daha sonra ise Dionis Tanasoglu, Dmıtriy Karaçoban, Nikolay Baboglu, Mine Köse, Gavril Gaydarjı, Stepan Kuroglu, Stepan Bulgar, Petr Moyse, Konstantin Vasilioglu, Dmitriy Ayoglu, Mariya Durbaylo, Fedor Marinoğlu, Vasiliy Filioglu, Todur Zanet, Petr Çebotar-Gagauz, Afanasiy Karaçoban, Andrey Koçancı, Tudora Arnaut, Olga Radova, Petr Yalancı   vd. önemli isimler kendi eserleri ile bu edebiyata  önemli hizmetlerde bulunmuşlardır.

Gagauz edebiyatının incelenmesi, edebiyat tarihinin yazılması son zamanlarda hız kazanmıştır. İlk ciddi ilmi çalışma Petr Çebotar-Gagauz tarafından yapılmıştır. Rus dilinde yazılan kitap 1950-1980 yılları arasında yaratılan eserleri ele almakta ve edebiyat kuramları çerçevesinde irdelenmektedir. Gagauz dilinde edebiyatın incelenmesi makale şeklinde Olga Radova, Stepan Kuroglu, Tudora Arnaut tarafından ‘Sabaa yıldızı’ dergisinde yayımlanmış, İvan Topal, Nikolay Baboglu’nun vd. aydınların tarafından makale veya tanıtma niteliği taşıyan yazıları ‘İlkyaz Türküsü’kitabında ve ‘Ana Sözü’ gazetesinde yer almış, ayrıca Komrat Devlet Üniversitesi ve Krange adına Kişinev Pedagoji Üniversitesinde okuyan öğrencilerin mezuniyet tezlerinde kaleme alınmıştır. Gagauz edebiyatının oluşması ve gelişmesi, yazar ve şairlerin bir arada hizmet vermesi amaciyle sekseninci yıllarda Moldova Yazarlar Birliğinde Gagauz Yazarlar Birliği Bölümü kurulmuş, 11 Şubat 2001 tarihinde ise Gagauz Yeri’nde Gagauz Yazarlar Birliği oluşturulmuştur.
Yazılı edebiyata hizmet etmiş bazı şahısların eserleri ise çeşitli ilmi ulusal ve uluslararası konferans ve sempozyumlarda yabancı ve yerli bilim adamları, araştırmacılar tarafından bildiri olarak sunulmuştur. Gagauz edebiyatı ile Türkiye’de Mustafa Argunşah, Hülya Argunşah, Harun Güngör, Nevzat Özkan vd., Azerbaycan’da Güllü Yoloğlu gibi bilim adamları ilgilenmiş ve bu edebiyatının kendi ülkelerinde tanıtılmasına önemli katkılarda bulunmuşlardır 4.

Gagauz edebiyatını nazım ve nesir türlerine ayırmak mümkündür. Nazım türünde yazılan şiir örnekleri edebiyatta üstünlük sağlamaktadır. Bu nedenle edebiyattaki gelişmeler iki başlık altında toplanabilir.

ÇAĞDAŞ GAGAUZ ŞİİRİ  

Kiril alfabesi kabulünden sonra Gagauz dilinde basılan ilk kitap Bucaktan Sesler olmuştur. İki bölümden oluşan bu eserin birinci bölümü sözlü halk edebiyatı örnekleri içerirken, diğer kısmı şairlerin şiir denemelerini kapsamaktadır. Bu örnekler bizlere şiir alanında modern dönemin başladığının işaretini vermektedir. Bu dönemden itibaren şiirlerin edebi kuramlara uygun olması, zengin söz dağarcığın kullanışı, foklordaki bir çok türünün şiirde işlenmesini göstermektedir. 

Daha sonraki yıllarda birçok şairin  yaratmaları çeşitli gazete, dergi, okul kitaplarında yayımlanmış ve bu şahıslar kendi kitapları ile tanınmışlardır.

Çağdaş Gagauz şiirini beş kademeye bölmek mümkündür. Birinci kademeyi Nikolay Arabacı ve Nikolay Tanasoglu oluşturmaktadır. Bu iki şair Bucağ’ın ecelini, halkın o zamanki durumlara göre sıkıntılarını dile getirmiş Gagauz edebiyatın temel atılmasında büyük çabalar göstermişlerdir.

Çağdaş Gagauz şiirine önemli katkıları olanların arasında Nikolay Arabacı (1893-1960) gelmektedir. Vatanından uzak düşen şair şiirlerinde baba ocağını, halkın çektiği sıkıntıları, özlemini dile getirmiş.

  Ömür beni sıbıttı
  Irak ana topraamdan-
  Fena eceller sıktı
  Halkımızın buvazında…
  Ah, da ne yapar insan,
  Girgin hem de verilmez!
  Miskin duşmana te sen
  Kaldın ki nice düşmez.
  Orada baba evimiz,
  Anam ihtiar orada
  Düşlerim orada semiz,
  Kaldı sende canım da…(Argunşah:682)

Moskova’da yaşamının bir kısmını geçiren  şair Gagauz edebiyatının gelişmesi, okulların açılması için uğraşmış, Gagauz dilinde Gagauzlar romanını yazmaya başlamıştır. Fakat 1960 yılında ani ölümü bu eseri tamamlamaya yetmemiştir. Şarin ‘Bizim Drumi’ adında dört bölümden oluşan destanı Dionis Tanasoğlu’nun tarafından yayımlanan Bucaktan Sesler kitabında yer almıştır. Bu eser manzum şeklinde yazılıp Gagauzların İkinci Dünya Savaşında Romen ordusunun baskısı altında olmalarını dile getirmektedir. Destan konuyu ele almakta: 1.doğruluk, dürüstlük (baş kahraman Drumi’nin doğruluğu bulması için Doftan zindanından kaçıp köyüne gelmesi ve burada kötülük yapan romen askerini (jandarma) cezalandırması). 2.dostluk konusu ( Zor anlatda Manolun Druminin yanında olması). 3.ana toprağa, köyüne özlem (Sovyetler döndüynen tezdä Drumi’nin adı yayılmıştır Ştä büün o merkezdä Ama aklı küüdä kalmıştır) (Tanasoglu 1959:171).

Şiirin folklorla  iç içe kaynaştığı örnekleri Nikolay Tanasoğlu’nun (1895-1970) yaratmalarında bulmak mümkündür. Fakat kırklı yıllarında şiir yazmaya başlayan şairin eserleri büyük edebi ustalık niteliği taşımamakta. Sözlü halk edebiyatına yakınlık, maani türünde şiir yaratması, şairin folkloru iyi bildiğinin bir göstergesidir. ‘Kuşlar Bey Seçerlär’ adlı uzun şiirinde kendi bakışını, düşüncelerini masaldaki kuş tasvirlerini yaparak göstermeğe çalışırken, diğer şiirlerinde Gagauz maani türünün aabb  kafiye şemasını kullanmıştır:

Başçada bir genç kızçaz,
  İşindä nicäl kuşçaz
  Mari kız, sän bak bana,
  Bir kaç laf deim sana (çadır maaneleri) (Tanasoglu:213).

Tanasoğlu’nun yaratmalarının  arasında ‘Şu yolunda’, ‘Pahalı Çadırım’, ‘Maneler’, ‘Geç güz’, ‘İlkyaz geldi’, ‘Yaz’, ‘Yaz yağmuru’, ‘Okula’, ‘Pek islü’ vd. şiirlerin yanısıra, uzun şiirler (balladlar) ‘Güme kuşları’, ‘Tudora’nın düğünü’, uzun ve kısa anlatmalar ‘Sofi’, ‘Yuvanoğlular’, ‘Başka Gagauzlar’, terçümeleri ‘Revizor’, ‘Taras Bulba’ (N.Gogol), ‘Borodino’ (M.lermontov), ‘Uşaklığımdan’ (İ.Kreange), ‘Kış avşamı’ (A.Puşkin), ‘Boran’ (L.Tolstoy), ‘Çekirge hem Karımca’ (İ.Krılov), ‘Aslan hem Sinecik’ (La Fonten) vb. vardır. 

Edebiyatta şiirin temeli, örnek lerdeki zengin edebi ifadaler Gagauz alfabesinin kabul edilmesi ile başlamaktadır. 1957 yılından itibaren yaratmaya başlayan Gagauz şairleri zengin folklor bilgisi ile donanmış, ayrıca çağdaş rus, moldovan edebiyatından yakından ilgilenen ve Gagauz edebiyatına yeni şiir türlerini kazandıran kişiler olmuşlardır. Bu dönemden itibaren şiirde kafiye, dörtlük, beyit ve hece vezni kullanılmaya başlanmış. Tüm Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliğinde sisteme, liderlere, partiye övgü, kolhoz, çalışkanlık, devlete saygı ve bağlılık, ayrıca aşk, vatanseverlik vd. temalar Gagauz şairlerin eserlerinde de zaman zaman yer almıştır.Yalnız bunları ele alış, görüş ve düşünüş tazları farklıdır. Kimi şairler bazı temalar üzerine fazla dururken, kimileri bunları eksik işlemiş veya zamanla onların yerini milli temalar üzerine yoğunlaşmışlardır. Bu farklılıklar, Gagauz edebiyatını yaratan sanatçıların ve onları yaratan dönemler toplulukların özelliklerinden doğmaktadır.

Bu dönemde yetişen şairler şunlardır: Dionis Tanasoğlu (1922-);  Nikolay Baboğlu (1928-); Mina Kösä (1933-1999); Dmitriy Karaçoban (1933-1986); Gavril Gaydarcı (1938-1998); Stepan Kuroğlu (1940).

Gagauz kültür, tarih,tiyatro, edebiyat gibi alanlarda önemli katkısı olan şair, yazar Dionis Tanasoğlu (1922-) gelmektedir. SSCB ve Moldova Yazarlar Birliğinin üyesi olan Tanasoglu şiirlerini şu kitaplarda toplamıştır: Çal Türküm, Adamın İşleri, Gençlik Türküleri.5 Antoloji niteliğini taşıyan ve milli alfabeyle yayımlanan Bucaktan Sesler adında eser bu şair tarafından hazırlanmıştır. Genç yaşlarından itibaren şiir yazan Tanasoğlu rus ve moldovan dillerinden A.S.Puşkin, M.Y.Lermontov, A.A.Nekrasov, ,A.Krılov, V.V.Mayakovskiy, A.T.Tvardovskiy, M.Eminesku, E.Bukov vd. şairlerin eserlerini Gagauz diline çevirmiştir.6 Ayrıca şairin birçok şiirleri Rus, Moldovan, Azerbaycan, Türkmen ve Tatar Türkçesine çevrilmiş ve aktarılmıştır 7. Usta piyes yazarı olan Tanasoğlu’nun kalemine ‘Oğlan hem Länka’(klasik konu), ‘Bucakta yalın’ (Komrat devrimi konusu), ‘Keykavus’ (tarih konusu) adında piyesler ait olup, dünyada tanınmış çeşitli piyeslerin çevirisi de şair tarafından Gagauz edebiyatına kazandırılmıştır.

Şairin, Sovyet sisteminin yoğun  ve katı olduğu zamanlarında yazmış  olduğu şiirlerin konusu komunizm, Lenin, partiye ve rejime övgüler temaları üzerine yoğunlaştığı görülmektedir. Bu tür konuların yanısıra vatandaşlık, insanlık, eşitlik, eski gelenekler, vatan, köyüne hitap ve aşk konuları da bu dönemde basılan kitaplarında işlenmiştir. Gagauz dilinde okul kitaplarını hazırlayan ve uzmanı sayılar Tanasoğlu eserlerinde ana dile büyük önem vermiş ve çeşitli dönemlerde bu konuda birçok şiir yazmıştır. ‘Ana dilim’ adında şiirde ana dilini tatlı bala, salkım çiçeği kokusuna, güzel sese, gevrek söze benzetirken dili koruma gereğini şöyle tamamlamış:

 Dili lazım bilelim
 Biz ona inan evladız;
 Dili hiç kaybetmeyelim
 Salt onunnan biz insanız! (‘Ana sözü’, 1995:4)

Sistemi övme şiirlerin yanısıra, şair ‘Çal, Bucak Türkülerini’, ‘Ay Baba ?akır’, ‘Ne oler halkım seninnenü’vd. dizelerinde diğer büyük ve eğemen halkların arasında kendi halkının direnmesini, gelişmesini, ezilmemesini istemekte, kendi akrabalarının yanında olmasını, uzak dedelerine sahip çıkılmasını dile getirmektedir.

Edebiyata iki kitap kazandıran Nikolay Baboğlu (1928-) eserlerini genellikle gazete, dergi ve okul kiraplarında yayımlamıştır. Gagauz dilinde Tarafımın Piyetleri  ve rus dilinde Dunay pojaluy v dom (Tuna, gie eve) isimli kitapları vardır8.

Bucaktan Sesler kitabinda yer alan şiirlerde politik konular yer alırken daha sonraki  şiirlerde tabiat, ekmek, toprak, Bucağın kaderi, vatan, dostluk, Gagauz halkı için kaygılar ve duygular, ana ve örf ve adeetler vs. temalarını işlemiştir. Eserlerinde çok defa Gagauz folkloruna başvuran Baboğlu kaybolmaya yüz tutmuş bir çok folklor örnekelerini, gelenek görenekleri gazete, dergi ve araştırma niteliğindeki makalelerinde gün ışığına çıkarmış, bazı türlere ise eserlerinde yeni bir canlılık kazandırmıştır. Tarafımın Piyetleri’nin adında kitabının ‘Poemalar, Legendalar, Masallar’ ismini taşıyan  ikinci bölümünde, kitabın adını taşıyan ‘Tarafımın piyetleri’ şiirinde Gagauz masalı konu işlenmiştir. Masalın kahramanı Oğlan, Tuna boyunda düşmanla yaptığı savaşın sonunda ölür ve sevgilisi Länka kendisini Tuna’ya atar ve Tuna İle evlenir. Bu evlenme töreni Gagauz geleneklerine göre yapılır. Bu vesileyle masalda Gagauz adetleri de anlatılır (Argunşah , 685).

DEVAM EDECEK…

* Doç. Dr.

______________________

Dipnotlar
1. R.Rahmeti Arat, ‘Türk şivelerinin tasnifi’ (türkiyat Mecmuası, cilt 10, 1953, s.57-139) başlıklı yazısında,Türk dilinin bütün kollarına şive adını vermiş, yalnız Çuvaşça ve Yakutçayı lehçe (dialekt) olarak değerlendirmiş. daha geniş bilgi için bak:Hasan Eren, ‘Milli Kültür Unsura Olarak Türk Dili’, Milli Kültür Unsurlarımız Üzerinde Genel Görüşler.1990.Atatürk Kültür Merkezi Yayınları.
2. Bunların başında Gagauzların uzun yıllar siyasi bir birlik oluşturamamaları gelmektedir.Küçük topluluklar halinde ve değişik siyasi coğrafyalarda yaşamış olan Gagauzlar, bu sebeple kendilerine ait bir edebiyatın meydana gelmesi için çok gerekli olan ana diliyle eğitim yapamışlardır. Daha geniş bilgi için bak: Hulya Argunşah, ‘İlk Gagauz Romanı ‘Akıncılar Köyün’de Türkiye ve Atatürk Sevgisi’. IV.Uluslararası Gagauz Kültürü Sempozyumu, 17-18 Kasım 1999, 141-142.
3.Ayrıca “Dev adamın oolu” adında masal Çadır kasabasında bulunan M.Çakır adına Gagauz Milli Teatro’nun tarafından defalarca sahneye koyulmuştur.
4.daha geniş bilgi için bak: Komrat Devlet Üniversitesi Gagauzoloji Bölümü’nde ve Krange adına Kişinev Pedagoji Üniversitesi’nde bulunan mezuniyet tezleri; 1996-2002 yılları arası çıkan ‘Sabaa Yıldızı’ dergisi; 1996-1990 yılları arasında yaımlanan ‘Ana Sözü’ gazetesi; İvan Topal, ‘Gagauzların Literaturası:Bakışlar Hem Düşünmekler’, İlkyaz Türküsü, (Haz.Stepan Kuroglu), Kişinev 1989, s.211-217; Güllü Gülmamedova (Yologlu), ‘Çağdaş Gagauz Edebiyatı’Edebiyat ve İncesenet,sayı 16, Nisan 21, Bakü, 1989;
5.Diyonis Tanasoglu, Çal Türküm, Kişinev, 1969
 ……………………………, Adamın İşleri, Kişinev, 1969
……………………………., Hoşluk, Kişinev, 1970
……………………………., Gençlik Türküleri, Kişinev, 1975
6.P.Çebotar, a.g.e., s.17
7.Harun Güngör-Mustafa Argunşah, Dünden Bugüne Ggauzlar, Ankara 1993, s.42
8. Nikolay Baboğlu, Tarafımın Piyetleri, Kişinev 1988; Nikolay Baboğlu, Dunay Pojaluy v Dom, Kişinev 1984.

1613850cookie-checkUKRAYNA’DAN… Gagauz edebiyatının gelişme süreci (I)

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.