Sürmeli, “Görüşme için Alman uzmanla Sivil Havacılık’a gittik. Kaza kırım ekibinin başkanı, ‘Odaya sen girmeyeceksin’ dedi. İki kez girmeye çalıştım, olmadı. Daha sonra zorla girdim ve cihazları inceledim” diye konuştu
BBP lideri Muhsin Yazıcıoğlu’nun öldüğü kazanın ardından düşen helikopterden çalınan cihazları Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nde (SHGM) gördüğünü söyleyerek, Malatya Özel Yetkili Başsavcıvekilliği’nin başlattığı, aralarında kaza kırım ekibi başkanı Feridun Seren’in de bulunduğu 16 kişinin gözaltına alındığı operasyonun başlamasına kaynaklık eden uzman pilot Volkan Sürmeli, çarpıcı iddialarda bulundu.
Almanya’da yaşayan Sürmeli, kaza yerinde kendilerine cihazların Ankara’da olduğunun söylendiğini, Ankara’da SHGM’de Seren’in masasında cihazları görüp incelediklerini, ancak daha sonra bunların kayıp olduğunun açıklandığını ifade etti. Seren’in, “Bir gün senin de kazanı inceleriz” diyerek kendisini tehdit ettiğini kaydeden Sürmeli, birlikte geldikleri Alman uzmanın da tehdit edildiği için görevi bıraktığını kaydetti.
Başbakan devreye girdi
Malatya Özel Yetkili Başsavcıvekilliği, Yazıcıoğlu’nun öldüğü kazanın ardından helikopterden cihazların sökülmesi ile ilgili başlattığı soruşturma kapsamında, 11’i muvazzaf asker, 16 kişiyi gözaltına almıştı. Gözaltına alınanlar arasında, SHGM’nin kazayla ilgili oluşturduğu kaza kırım ekibinin başkanı Seren ve iki üyesi de yer alıyor. Kaza kırım ekibinin gözaltına alınmasına ise BBP’nin kazadan sonra Almanya’dan Ankara’ya davet ettiği uzman pilot Sürmeli’nin, “O cihazları Seren’in masasında gördüm” iddiasının gerekçe yapıldığı ortaya çıkmıştı.
İddiaların odağındaki Sürmeli, Milliyet’in sorularını şöyle yanıtladı:
– Cihazları gördünüz mü?
– Evet, gördüm. Biz, Alman Sivil Havacılık’tan Uwe Reibel ile 6 Nisan’da Kahramanmaraş’a geldik. 8 Nisan’da enkaz başındaydık. Savcılar, Sivil Havacılık’ın 3 uzmanı, BBP’den Ahmet Şanverdi ve özel kuvvetlere bağlı askerlerle birlikte. İlk kez zaten 8 Nisan’da cihazların olmadığını fark ettik ve sorduk. Ulaştırma Bakanlığı söylemişti çünkü cihazların biz gelene kadar alınmamasını. Onlar da bize parçaların Ankara’da olduğunu söylediler.
Başbakan direktif verdi
GPS cihazı VE hafıza kartının kayıp olduğunu, ancak diğer cihazların Genel Müdürlük’te olduğunu söylediler. Bunun üzerine Ankara’ya Sivil Havacılık’a gittik. İlk gittimizde cihazları göstermeyi kabul ettiler ama sonra vazgeçtiler. Bunun üzerine eski BBP lideri Yalçın Topçu, Başbakan’ı cepten arayarak konuyu izah etti. Başbakan, direktif verdi. Cuma günü, ayın 10’un da Alman uzmanla birlikte heyet olarak Sivil Havacılık’a gittik.
Önce heyetlerarası görüşmeler oldu. Daha sonra Feridun Seren başkanlığındaki kaza kırım ekibiyle bir kat aşağıya indik. Seren’in odası vardı. O sırada Seren, bana dönüp ‘sen girmeyeceksin’ dedi. ‘Niçin’ dedim. Alman uzmanla yalnız görüşeceklerini, sonra beni çağıracaklarını söyledi.
3 saatlik bir görüşme oldu. 3 saatlik görüşmede iki defa odaya girmek istedim. Odaya almadılar. Ben de BBP’lilere beni içeriye almadıklarını söyledim. ‘Ne yap et, gir’ dediler. Ben de zorlayıp, girdim. Birlikte çay içtik. Çay içtiğimiz sırada tek tek odada bütün cihazları inceleme imkanı buldum. Bize sadece hafıza kartının ve GPS’in kayıp olduğunu söylediler.
– Diğer cihazları ayrıntılı inceleyebildiniz mi?
– Biz oradaki parçaların ve diğer dokümanların fotoğraf ve kopyalarını istedik. Bundan sonra Alman uzmana CD ile bazı dökümanların fotoğraflarını ve örneklerini verdiler. Yani yazılı bir şekilde bize verdiler aslında. Biz de bunlarla birlikte raporlarımızı yazmaya başladık. BBP’ye de teslim ettik. 10 Nisan’da parçalar oradaydı. Ama sonra yok oldu. Elimizde olsa, incelesek farklı olurdu.
– Askerlerin söktüğü bir cihaz, nasıl Sivil Havacılık’a geliyor?
– Zaten sivil bir havacılık kazasını sadece sivil yetkililer izleyebilir kanuna göre. Askerlerin zaten orada ameliyat yapmaları, bütün meseleyi çıplaklığıyla ortaya koyuyor. Sivil Havacılık uzmanları ile ameliyat yapan askerler, cihazları sökenler aynı araçta görüldüler. Bu görüntü de aslında herşeyi açıklıyor.
– O parçaları detaylı inceleseniz, sonuç değişir miydi?
– O parçalar elimizde olsa bütün çıplaklığıyla konuyu ortaya koyabilecektik. Havadaki ani yükselişler, alçalışlar görülebilecekti. Elimizde bütün dökümanlar olsaydı, ayrıca radar kayıtları olsaydı ve herkesle şeffaf bir biçimde görebilsek bir açık bir rapor hazırlayabilirdik.
– Cihazların varlığını kanıtlayacak başkaca bir kanıt var mı?
– Sökülen cihazlar, orada karın üzerine yatırılmış, karın üzerine söküp koymuşlar, bize de gösterdiler. O fotoğraflar bulunursa, konu da açıklığa kavuşur.
‘Tehdit edildik’
– Alman uzman da sizinle aynı görüşü taşıyor muydu
– SHGM’deki görüşmeden sonra Alman uzman kazayı incelemeyeceğini, bırakacağını söyledi.
– Neden?
– Tehdit edildiğini düşünüyorum. Bırakacağını söyledi. Biz de dedik ki ‘sözleşme var, ödeme yaptık, bırakamazsın’. ‘Ne sizinle ilişkim olsun, ne paranızı istiyorum’ dedi. Sivil Havacılık’ta tehdit edildi. Çünkü ben de tehdit edildim. Feridun Seren’in bana kurduğu cümlelerden bir tanesi, ‘Bir gün olur senin de uçak ya da helikopter kazanı inceleriz’, bir diğeri ‘Kaza yerinde çektiğimiz fotoğraflar bir yerde çıkarsa sen de yanarsın biz de yanarız.’
Genelkurmay açıklama yaptı:
Tüm belgeleri gönderdik
Yazıcıoğlu kazasında askerlere yönelik iddialara bugüne kadar sessiz kalan Genelkurmay Başkanlığı dün bir açıklama yaptı.
Başlangıçtan itibaren, kazayı inceleyen TBMM Araştırma Komisyonu, Devlet Denetleme Kurulu, Kahramanmaraş ve Malatya Cumhuriyet başsavcılıklarınca Genelkurmay Başkanlığı’ndan talep edilen tüm bilgi ve belgelerin ilgili birimlere gönderildiğini belirten açıklamada “TSK; demokrasi ve hukukun üstünlüğüne her zaman büyük önem vermektedir. Bu nedenle, soruşturmanın devam ettiği bu safhada, olayla ilgili herhangi bir açıklama yapılmasına ihtiyaç bulunmadığı değerlendirilmiştir” denildi.
GÖKÇER TAHİNCİOĞLU / MİLLİYET
