Diğer taraf da memleketin kalbi olan İstanbul’un göbeğinde, Sultan Ahmet Meydanın da bugün patlama oldu. Bu patlamada ilk bilgilere göre 10 kişi yaşamını yitirdi. Çok sayıda yaralı var. Bu durum da Ülke Beyrut’u andırmakla kalmadı! Savaşın pisliği için de boğulur oldu. Deyim yerindeyse bu ülkenin bu kadar aciz hale gelmesinde yöneticilerin gerilim politikası yürütmesinin önemli payı olduğu çok açık ve tartışılmaz.
Ötekileştirilen vatandaşlara: ölümlerden ölüm beğenin diyen bir mantığın ülkeye huzur getirmesi mümkün de değil! Her açıklama gerilim ve ayrıştırıcı bir çizgiyi ortaya seriyor. O nedenle de ortalık karmakarışık kimin nerede nasıl öleceği kestirilememekte. 1990’lara tekrar dönüldü. O zaman Beyaz Toroslar alınanlar İNFAZ edilirdi.Hizbullahçılar baltalarla, keserlerle saldırır, domuz bağıyla öldürürlerdi! Bugün işler değişti: Herksin gözü önünde alınan insanlar İnfaz edilerek çatışma süsü verilmekte ya da keskin nişancıların hedefi olabiliyor! Alenen yargısız infazlar devam etmekte.
Mesela: 12 gencin infazına ilişkin birçok bulgu ortaya çıktı. 3 Gün Önce bir miting yapılmış. Bu miting sonrası polisler tarafından çok sayıda genç gözaltına alınmış. Bu infaz olayı da bu gözaltındaki gençlermiş! Devlet yetkililerinin açıkladığı gibi bir çatışma ve ev baskını da olmamış. Bu 12 genç öldürüldükten sonra cesetleri Van Edremit MİT Binasının arkasındaki boş, terk edilmiş bir eve taşınmış. Sonra da bu eve baskın süsü verilerek olay kamuoyuna açıklanmış!
Bu olguları devlet infazı olduğunu açıklayan kanıtlardan en belirgini: Cesetlerin bozulmuş olması, kokması ve enselerinden tek kurşunla vurulmuş olmaları olarak ifade edilmekte. Böyle soğuk bir havada cesetlerin çatışma süresi denen bu kısa anda bozulması ya da kokması imkansız denilmekte!
Ayrıca açıklamalara göre operasyon yapılacağına dair Başsavcılığın bilgisi olmadığı şeklinde: O nedenle 10 saat gibi bir süre de hiç bir savcı olay yerine ve ya hastane Morgun gelmediği bilgisi var.
Olaylar çok yönlü tartışılabilir ama bu tartışmalar gerçek olgulara dayanmadığın da anlamını da kalmaz. Bir devletin kendi vatandaşını infaz etmesi kabul edilemez. Edilmemeli de. Devlet terörüyle diğer terör eylemleri birbirine karıştı. İlk açıklamalara göre Sultan Ahmet Meydanındaki patlama da 10 kişi öldüğü çok sayıda yaralı olduğu belirtilmekte. Bu olayın sonuçları ilerleyen saatler de netleşecek olduğunu da belirtelim. Olayla ilgili bilgiler de saklamalar olacağını unutmayalım.
Her şeye rağmen insan kalabilmek için insanların gördüğü gerçekleri haykırması gerekiyor. Zorbalığın, terörün kimden geldiğine bakmadan doğruları söylemesi insan olmasının gereği olarak kabul edilmeli. Bu topraklarda birlikte yaşamanın şartlarını zorlamak Türklerin de Kürtlerin de diğer azınlıkların da lehine olduğunu düşünüyorum. O nedenle de her şeye rağmen barış demek gerektiğine inanıyorum. Savaşın çocukları barışı da inşa edeceğine inanmakta fayda var.
NOT:İstanbul’daki Patlamayla ilgili yayın yasakları devam ediyor. Cenazelerin görülmesi istenmiyor.
12 Ocak 2016 Tahir Canan
