Vasiliu’nun hayalleri

Benim gibi Mağusa’lı olan ve adı yaygın olarak Yorgos Vasiliu olarak bilinen George Vasos Vasiliou, 1931 doğumlu. Yani tamı tamına 78 yaşında.

Vasiliou’nun babası Dr. Vasos, AKEL’in Merkez Yönetim Kurulu üyesi idi ve Yunanistan Kurtuluş Savaşında da Komünistler safında çarpışmalara katıldı. Sağcılar iç savaşı kazanınca, Vasos’a ülkeyi terk etmek düştü ve Doğu Avrupa’da ülkelerinden Macaristan’a yerleşti. Vasiliou bu nedenle de orta eğitiminin bir kısmını Yunanistan’da bir kısmını da Macaristan’da tamamlayabildi. Üniversiteye de Macaristan’da başlayan Vasiliu, Macaristan’ın Sovyetler Birliği tarafından işgalinden sonra ülkeden hemen ayrılarak İngiltere’ye gitti ve Üniversite eğitimini Londra’da tamamladı. 1963 yılında adaya geri döndü ve politika ile ilgilenmeye başladı.

28 Şubat 1988 tarihinde yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazandı ve 28 Şubat 1993 tarihine kadar Kıbrıs Rum Cumhurbaşkanlığı görevini yaptı.

1993 yılında yapılan seçimleri kaybedince Birleşik Demokrat Parti’yi kurdu ve uzun müddet liderliğini yaptı.
Kıbrıs-AB Katılım Müzakereleri sürecinde Kıbrıs ekibinde Baş Görüşmeci olarak görüşmelere katıldı.
Günümüzde Birinci aşaması tamamlanmış olan Talat-Hristofyas görüşmeleri sürecinde, AB konularını ele almakta olan Rum Çalışma Grubu Başkanıdır.

Talat-Hristofyas görüşmelerinin birinci aşaması sonunda “Yönetim”, “Ekonomi” ve “AB” başlıkları altındaki bazı alt konuların dışında ve çok daha önemli olan “Toprak”, “Mülkiyet”, “Güvenlik ve Garantiler” başlıklarında her hangi bir görüş birliği oluşamamıştır.

İddia edilenlerin aksine, zaman da bu başlıklardaki anlaşmazlıkların üzerine köprü kurulması için yeterli değil. Hep birlikte göreceğiz zaten.

Vasiliu Cumartesi günü yaptığı açıklamasında ya iyimserliğinden, ya da 78 yaşın verdiği hoş görü ile görüşmeler tablosunu pembe kalemle çizdi.

Duyan da, her şeyin iyi gittiğini, üç beş ay içinde de müzakerelerin her iki tarafı mutlu edecek bir şekilde biteceğini zannedecek. Durum pek öyle değil aslında.

Bence, dostum(!) Vasiliu, bu sözleri ile tam bir hayal dünyası içinde olduğunu ortaya koydu. Dostum dedim, her ne kadar fikir birliğimiz olmasa da, gerçekte iyi tanışırız kendisiyle.

Genelde büyük bir başarı ile adada “Barış İsteyen Kişi” veya “Kendini Barışa Adamış Kişi” portresi çizmeye çalışır ve bu konuda da gerçekten başarılı olmuştur.
Ama gerçek hiçte böyle değildir.

Eylül 1988 ile Haziran 1989 tarihleri arasında KKTC Cumhurbaşkanı R. R. Denktaş ile toplamı 100 saat süren ikili görüşmeler yaptı. Ancak beklenenin aksine Vasiliu, Denktaş’ın masaya koyduğu Kıbrıs Türk Halkı’nın ayrı bir kimlik ve kendi geleceğini belirleme hakkı gibi konuları kabul etmeyince görüşmeler başarısızlığa uğradı.

26 Şubat 1990 tarihinde, BM Genel Sekreteri Perez De Cuellar’ın gözetiminde New York’taki BM Genel Merkezinde yapılan toplantıda, Kıbrıs Türk tarafının masaya koyduğu 27 sayfalık “FEDERASYON” teklifini de reddetti.

11 Ekim 1989’da BM Genel Sekreterini tarafından sunulan “ORTAK İYİ NİYET BİLDİRİMİ”ni de, Kıbrıslı Türkleri “Halk” olarak tanımladığı için reddetti.

BM Güvenlik Konseyi’nin 649 (1990) ve 716 (1991) kararları sonrasında BM Genel Sekreteri Butros B. Gali tarafından sunulan S/23789 No.lu Rapor ışığında hazırlanan 18 Haziran 1992 tarihli ünlü “GALİ FİKİRLER DİZİSİ”ni, ki Türk tarafı bu “Plan içinde” yer alan %28.2 oranındaki toprak bütünlüğünü, içine Güzelyurt’un da ilave edilerek %29+ olması halinde, 100 maddenin 91’ini kabul edeceğini açıklarken, Vasiliu tümünü reddetmişti.

Kendi döneminde “Adaya Barış”ın gelmesi için hiç bir olumlu adım atmamış olan Vasiliu, şimdi “Doğrudan müzakerelerde görüşülen AB’yle ilgili konularda ve genel olarak bütün konularda ve iki taraf arasında görüş birlikleri sağlandığını” söyleyerek, Kıbrıs tabiri ile açıkça “Ahkam Kesmekte” ve hedef şaşırttırmaktadır.

Tüm bunlara ilaveten bir de “Avrupa müktesebatından daimi sapmalar olamayacağını, Kıbrıs sorununun çözüm anlaşmasının AB’nin birincil hukuku haline de gelemeyeceğini” söyleyerek, konulardan ne kadar uzak olduğunu ortaya koydu.

Eğer olası bir anlaşma AB’nin Birincil Hukuku olmayacaksa “Hangi KKTC vatandaşı” bu anlaşmaya onay verecek, hiç düşünmedi herhalde.

Nedense bu Rumlar her şeyi kendilerine doğru yontamaya alışmışlar. Onlara göre kendilerinden başka hiç kimsenin bu ada ve bu adanın yönetimi üzerinde herhangi bir hakkı yok ve olmazda.

___________________

* Prof. Dr. Ata ATUN
http://www.ataatun.com

658050cookie-checkVasiliu’nun hayalleri

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.