Yurdum insanımızı, konumları ve ideolojileri açısından çeşitli sınıflara ayırmak mümkün… Sağcılar, solcular, laikler, anti-laikler, suniler, aleviler, cumhuriyetçiler, şeriatçılar, işbirlikçiler, vatanseverler vs… Bir de bunlara, VURDUMDUYMAZLAR ve VURDUMDUYANLAR (tehlikeyi görenler) olgusu içerisinde ki iki sınıfı daha ekleyebilirsiniz…
Ülkede ne olursa olsun kılı kıpırdamayan, kafasına hiçbir şeyi takmayan, kişisel gereksinmelerini ve zevklerini doyurabilme çabasından başka, yaşamda dertleri olmayan vatandaşlar grubu ise; “VURDUMDUYMAZLAR” sınıfının vefalı ve kronik üyesi olarak tanımlanabilirler…
VURDUMDUYMAZLAR içinde yer alan sevgili vatandaşlarımızın, önde gelen belirgin özellikleri; kitap, gazete, dergi vs gibi (yararsız(!)) yazılı matbuatla ve İnternet gibi de elektronik yayın yapmakta olan medyayla, ilgilerinin olmaması…
Dolayısıyla, ülkemizde gözü olan iç ve dış odakların, planlı faaliyetlerini bire bir algılayarak gerçeği öğrenmekten uzak kalmaları. Hayatında tek bir kitap dahi okumadığını söyleyebilen, lise bitirmiş vatandaşımızın, bu yöndeki açıklamasına bizzat kendi ifadesi ile tanık olmuş talihsiz bir Türk vatandaşı olarak, nasıl iyimser olabiliriz söyler misiniz?… Sadece o mu?
Medya dediklerinde anladıkları ve izledikleri, sadece televizyonlar… Ama hangi programları izliyorlar, bir de onları sayalım:
Acıklı, ağlatıcı, vurdulu kırdılı filmler, televoleler, gelinim olur musun, bana anne diyebilir misin, bir yerime dokunabilir misin, birileri biri gözetlesin, kızımı kaçırdılar bulabilir misiniz vs. ve de en önemlisi maçlar tabi!..
Haklarını yemeyelim… Kitap gazete okumazlar derken, kartel medyasının çıkarmış olduğu “suya sabuna dokunmaz” türdeki her biri bir kilo gelmekte olan renkli gazetelerin “kültür yığını(!)” allı pullu eklerinin “derin bilgisi(!)”nden de tamamıyla uzak olduklarını iddia etmiyoruz
Vatandaşa diyoruz ki;
“Ülkede çok kritik günler yaşanıyor, gelişmeler Güneydoğu’da ürkütücü boyutta… Durum çok ciddi… “
Vermiş olduğu yanıt:
“Bırak Allah’ını seversen, bir de onlara mı kafayı takıyorsun.. Ülkeyi yönetenleri neden seçtik, neden başa getirdik, onlar uğraşsın bu işlerle… Hem öyle senin söylediğin gibi kafayı bozacak bir durum yok ortada…”
Buyurun buradan yakın! Tam siyasetçilerin isteği vatandaş tipi.
Okumuş, sözde bilinçli görünen, emekliliğine kadar devlet de memur düzeyinde görev yapmış, bir yurttaşımızın vermiş olduğu yanıta bakar mısınız!
İşte size tipik bir “KRONİK VURDUMDUYMAZ” ! vatandaş örneği Böyle düşünenler büyük ölçüde çoğunluktaysa; ülkedeki VURDUMDUYANLAR ne yapsın bu durumda?
Sabahlara kadar kitap, gazete, dergi, internet sitesi oku, sonra otur bilgisayarın başına yaz bakalım; “ ülkenin hali ne olacak diye…”, kendin pişir kendin ye… Kendin yaz kendin oku… Kimin umurunda?…
Ülke bölünme noktasına gelmiş, Güneydoğu gitti gider, PKK’nın etkili olduğu illerde yönetim DEHAP’lı belediye başkanlarının eline geçmiş, Atatürk’ün heykelleri yerlerde sürünüp okul bahçesinde cayır cayır yakılıyormuş, her yer PKK bayraklarından geçilmez duruma gelmiş…” Asıl mesele türban dururken bunlar da sorun mu? Kimin umurunda…
Ülkedeki “vatansever” yazarlar, gazeteler, televizyonlar, internet siteleri, yani VURDUMDUYANLAR; istedikleri kadar paralanıp çağrıda bulunsunlar; “Vatandaşım uyan! Ülke uçurumun kenarına geldi, durum ciddi, tehlike büyük ne olur uyan!…” Değişen bir şey yok!
VURDUMDUYMAZLAR’ın kılı bile kıpırdamıyor…
Türk Silahlı Kuvvetlerinin, gücünün ve huzurunun yerinde olmasının en gerekli olduğu içinden geçmekte olduğumuz şu dönemlerde; Genel Kurmay Başkanı ile uğraşmak varken, gazetelerde ordunun üst kademe komutası hakkında, sürekli hayali senaryolu haberler üretmenin sorumsuz çabasındayken, bunlardan ötürü milletin gözbebeği Türk Silahlı Kuvvetleri huzursuz oluyormuş kime ne pervasızlığında; Ülkenin aşından yiyen, suyundan içen, oksijenini teneffüs edenlerin asıl amacı ne ola ki?
Ünlü Düşünür Perikles’in bir sözüyle yazımı noktalayalım
“Yaşamda hiçbir şeye karışmayanlar zararsızdılar, ancak YARARSIZDIRLAR DA “
Yararlı olabilmek her zaman elinizde…
Hele de konu VATANIMIZ olunca!
