Mehmet Ali Ağca’nın tahliye gününü yanlış hesapladığı belirtilen sorumlular hâlâ açıklanmadı. “Yanlış hesap”cıların sorumsuz davranışların soruşturulması için Adalet Bakanlığı müfettişlerinin herhangi bir görev alıp almadıkları da belirsizliğini koruyor…
Ağca’nın, Yargıtay’ın tahliye kararını bozmasının üzerinden bir saat geçmeden yakalanarak gözaltına alması, polisin casus filmlerini andıran bir operasyona imza attığını ortaya çıkardı. İstanbul Emniyeti Terör ve İstihbarat Şube Müdürlüğü bünyesinde 28 kişilik bir tim oluşturulduğu ve Ağca’nın 24 saat izlendiği, ayrıca teknik takip yapıldığı öğrenildi.
Ağca’nın yurt dışına çıkma olasılığını gözönüne alan İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün sınır kapılarını ve havaalanlarını da uyardığı belirlendi. Ağca’nın takibi ve yakalanması sürecinin sır gibi saklandı, sadece İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu ile paylaşıldı, operasyonu tümüyle İstanbul Emniyeti’nin yürüttü, Ankara devrede olmadı.
ÇİÇEK’İN AÇIKLAMASIYLA BAŞLADI
İstanbul polisinin Ağca takibi, Adalet Bakanı Cemil Çiçek’in dosyayı Yargıtay’a göndermesi ve Ağca’nın GATA’ya gelmesiyle takviye edildi. İstanbul Terör ve İstihbarat Şube Müdürlüğü’nde görevli, aralarında bir şube müdürü, iki emniyet amirinin de bulunduğu 28 kişilik tim, Ağca’yı gece gündüz izledi. Ağca’nın yakın ilişki içinde olduğu bazı kişilerin telefonları da mahkeme kararıyla dinlemeye alındı.
3 GÜNDÜR AYNI EVDE
Ağca’nın, askerlik durumu için gittiği GATA’dan sonraki durağı yakalandığı, Kartal Yakacık Özoba Sitesi, A Blok, Daire 15’teki ev oldu. Mehmet Ali Ağca’nın kaldığı sitenin etrafına, görevlendirilen polisler konuşlandırıldı. Ağca, yakalandığı ana kadar Özoba sitesindeki evden ayrılmadı. Evden sadece ev sahibi Namık Altan ve ailesinin çıktığı ve market alışverişi yaptığı gözlendi. İstanbul’da Ağca’nın yakalandığı sırada Emniyet Genel Müdürlüğü Sözcüsü İsmail Çalışkan, bir televizyon kanalında canlı yayında ‘Ağca kaçarsa sorumlusu biz değiliz’ yolundaki açıklamasını yineliyordu.
