Yarın ne olacak?

Bir gün,  gerginliğin devam ettiği, öteki gün ise yumuşamaya başladığı haberlere yansıyor. Gazete ve televizyonlar bile,  sanki ikiye ayrılmış. Bir kısmı, en ufak bir davranışı veya imayı gerginliğin devam ettiğine işaret sayarken, diğer taraf ta, yine ufak bir hareketi  veya sözü, yumuşama olarak kabul etmektedir.
    
Bazı gazeteci ve yazarın bunu bilhassa işlediği varsayılsa bile, üst düzey yetkililerin bu hususta daha dikkatli olması gerekir. Her ne sebeple olursa olsun gergin bir hava beklentisi kimsenin yararına değildir.
    
Diğer yandan, gazeteci veya yazarların,  bu konuda kullanılabileceği de akıldan çıkarılmamalıdır. Aslında böyle durumlarda kimin kimi kullandığı da ayrı bir tartışma konusudur.
    
Gergin bir seçim süreci geçiren vatandaş,  artık huzur ve hizmet bekliyor. Vatandaş, devletin üst düzey yetkililerin bir araya geldiği her toplantıyı,  endişe içinde beklemek veya takip etmek durumunda bırakılmasına haklı olarak tepki göstermektedir.
    
Vatandaş, yarına umutla bakmak istiyor. Yarınla ilgili kaygısı olsun istemiyor,
Endişeli bir bekleyişin, iş adamlarını, bürokrasiyi, esnafı, memuru ve hatta siyasileri nasıl olumsuz etkileyeceği unutulmamalıdır. Böyle ortamlarda bunlardan nasıl verimli işler beklenebilecektir?
    
Kimin ya da kimlerin ne endişesi  varsa,  bir an önce açıkça ortaya konulmalıdır. Konular tartışılmalı  ve sonuca bağlanmalıdır. Samimi endişeler mutlaka ikna edilerek ortadan kaldırılmalıdır.
    
Hakikatte ise, medyanın manşetlere taşıdığı konuların hiçbiri vatandaşın gündeminde değildir. Birilerinin, kendi gündemleriyle vatandaşın kafasını meşgul etmesi, gerçek gündemi yok sayması,  vatandaşın gözünden kaçmamaktadır.
    
Vatandaşın gündemi ise, iş, eğitim, sağlık ve yarına güvenle bakabilmektir.
    
Şimdilik durum maalesef budur.
Yarın, ne olacak?

[email protected]