Bu yaylada artık keçiler yerine iş makineleri dolaşacak!

 
YUSUF YAVUZ / AÇIK GAZETE – Türkiye’nin en güzel ardıç ve karaçam ormanlarını barındıran bölge vahşi madencilikle yok ediliyor…
 
Isparta’nın ormanlarıyla ünlü Sütçüler ilçesinde yüzlerce mermer ve taş ocağı ruhsatı verilince bölge adeta savaş alanına döndü. Bölgenin zengin orman ve bitki örtüsü vahşi madencilik yüzünden hızla yok olurken, su kaynakları, tarihi yerleşimler ve canlı yaşamı da tehdit altında. Mermer ocağı açılmak istenen orman köylerinden biri olan Hacıahmetler köyü Muhtarı Süleyman Özcan, “Mermer ocağı açılmak istenen arazide tarihi eserler var. Yetkililere haber verdik, gelip baktılar; ‘Bu yapılar önemsiz, yoksul insanlara aitmiş’ diyerek gittiler. Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu ilçemizi ziyaret ettiğinde de kendisine köyümüzde mermer ocağı istemediğimizi ilettik. Burası bizim yaylamız, burada hayvancılık yapıyoruz. Biz burada asla mermer ocağı istemiyoruz” dedi.
 
Isparta Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, İstanbul merkezli Bej Mermer A.Ş tarafından işletilmesi planlanan mermer ocağı için geçtiğimiz ay ÇED Nihai kararı verdi. Yaklaşık 100 hektarlık (1000 dönüm) ruhsat alanı bulunan mermer ocağı sahasında yılda toplam 300 bin metreküp üretim yapılması planlanıyor. Hacıahmetler köyünde, tamamı ormanlık alanda oluşan mermer ocağı, 12 yıl boyunca açık işletme olarak çalışacak.
HACIAHMETLER KÖYÜNDE VAHŞİ MADENCİLİĞE KARŞI İSYAN VAR
Ancak yüzlerce yıldır yöre köylülerinin yayla ve üretim alanı olarak kullandığı bölge, yaban hayatı açısından da oldukça zengin. Son yıllarda Sütçüler çevresinde onlarcası açılan ve büyük bir tahribata neden olan mermer ocaklarının yarattığı telafisi olanaksız zararları gören Hacıahmetler köylüleri, köylerinde yapılmak istenen vahşi madenciliğe karşı ayağa kalktı.
‘BUNLAR BİZANS YAPISI ANCAK FAKİRLERE AİT’
Hacıahmetler köyü Muhtarı Süleyman Özcan, Deveöldüğügedik Mevkii’nde açılmak istenen mermer ocağına köylünün karşı çıktığını belirterek, “Mermer ocağı açılmak istenen bölge hem köylünün mera alanı hem de antik dönemden kalma kalıntılar bulunuyor. Bu konuda Antalya Koruma Kurulu’na da bilgi verdik. Gelip baktılar, ‘Burada Bizans döneminden kalma yapılar var ancak bunlar yoksul insanlara ait yapılarmış’ dediler. Biz fakir olduklarını nereden bileceğiz?” dedi.
mermer
‘BAKANLIK İMZA TOPLAYAN KÖYLÜLERİ SORDU’
Projeyle ilgili ÇED toplantısı yapıldığını ve köylünün bu girişime karşı çıktığını anlatan Muhtar Özcan, “Köylümüz bunu istemiyor. İnsanımızın birçoğu da İstanbul’da. Oradaki köylüler projeye karşı imza toplayıp yetkililere iletti.  Ancak Bakanlık gelip ‘Bu imza toplayanların köy ile bir alakası var mı?’ diye soruyor bize. Köyümüzün 750 nüfusu var. Ama biz fakir bir memleketiz. Nerede iş bulursak oraya koşuyoruz. Bu yüzden birçoğumuz İstanbul’da, gurbette” diye konuştu.
‘BURADA 17 ŞEHİDİMİZ YATIYOR, MERMER OCAĞI İSTEMİYORUZ’
Mermer ocağı açılmak istenen alanın köy yerleşimine yaklaşık 750 metre mesafede olduğunu dile getiren Muhtar Özcan, “Biz burada böyle bir girişim istemiyoruz. Köylümüz buna şiddetle karşı çıkıyor. Ben de Muhtar olarak çevremi korumak zorundayım. Böyle bir şeyi asla kabul etmiyorum. Bu konudaki itirazlarımızı, Valiliğe ve ilçemizi ziyaret eden Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’na yazılı olarak da ilettik. Henüz bu konuda bize bir geri dönüş olmadı. ‘Yapacağız’ diyorlar, iki de bir gelip gidiyorlar. Biz de her geleni çevirip soruyoruz, ‘sen kimsin, necisin?’ diye. Bizim köyümüzde geçmişteki savaşlardan 17 tane şehidimiz var. Birinin mezarını biliyoruz ama gerisinin yeri belli değil ama mermer ocağı açılmak istenen alanda yatıyorlar. Biz burada mermerci filan istemiyoruz” ifadelerini kullandı.
2026440cookie-checkBu yaylada artık keçiler yerine iş makineleri dolaşacak!
Önceki haberARTI EKSİ 7 LONDRA SEZON 10 BÖLÜM 6
Sonraki haberAsıl terör devlet terörüdür
YUSUF YAVUZ
YUSUF YAVUZ (GAZETECİ-YAZAR) Isparta, Sütçüler'de doğdu. 1990’da edebiyatla ilgilenmeye başladı. Deneme ve inceleme tarzındaki ilk yazıları 1996 yılında 'Atatürkçü Ses' Dergisi’nde yayımlandı. Aynı yıl yerel ölçekte yayın yapan kanallarda 'Dönence' başlıklı radyo ve televizyon programları hazırlayıp sundu. 1999 yılında Antalya'da kurulan Müdafaa-i Hukuk Dergisi’nde yazmaya başladı. 2001’de Gazete Müdafaa-i Hukuk’ta Muhabir-Temsilci olarak görev aldı. Daha sonra adı 'Yeniden Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk' olan dergiyle bağını temsilci-yazar olarak sürdürdü. 2001-2007 yılları arasında Kaş Kitap Şenliğini organize ederek başta çocuklar ve gençler olmak üzere yöre insanının kültür, sanat ve edebiyat çevreleriyle buluşmasını sağladı. 2005 yılında Muğla ve Antalya arasındaki sahil bandında yaşanan yabancılara toprak satışına ilişkin yaptığı araştırmalar önemli etkiler yarattı. Deneme, inceleme, röportaj, düz yazı, haber ve yorumları; Cumhuriyet Akdeniz, Odatv, Yeni Harman, Edebiyat ve Eleştiri, Yolculuk, Evrensel, Atlas, Magma, Aydınlık, Birgün, Açık Gazete gibi dergi ve gazetelerde yayımlandı. Antalya merkezli VTV Televizyonunda, Pelin Gel Ağan'la birlikte 'İki Ağaç İçin' adıyla 16 bölümden oluşan bir program hazırlayıp ve sundu. Kanal V Televizyonunda, Biyomühendis Çağlar İnce ile birlikte, Yörük kültürünü ve tarihsel köklerini ele alan 'Islak Çarıklar' adlı belgesel haber programı hazırlayıp sundu. Araştırma yazılarından bazıları, 'Yer Bize Çimen Verdi' ve 'Darağacına Takılan Düşler' adıyla belgesel filmlere de konu olan Yavuz, şu sıralar 'Islak Çarıklar' adlı bir belgesel haber programı için çalışmalarını sürdürüyor. Ağırlıklı olarak arkeoloji, çevre, kentsel dönüşüm ve tarım konularını ele alan çalışmalar yapmayı yazılı ve görsel medyada sürdüren Yavuz, yıkım politikalarıyla tarımdan hayvancılığa, kültürden mimariye kırsal yaşamın dönüşümünü ele alan araştırma yazılarıyla tanınıyor. Ziraat Mühendisleri Odası Basın Ödülü, Çağdaş Gazeteciler Derneği Belgesel ödülü, Türkiye Ziraatçılar Derneği Tarım ödülü, Kubaba Derneği kültür hizmeti ödülü'nün yanı sıra Türkiye Ormancılar Derneği gibi çeşitli meslek odası, kurum ve kuruluşlar tarafından ödüle layık görülen Gazeteci Yusuf Yavuz, Likya'dan Teke yöresine uzanan coğrafyadaki su kültürüne ilişkin uluslararası bir sanat projesinin de danışmanlığını ve metin yazarlığını üstleniyor.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.