Yazmak sevdadır

Günlük işlerinizin  yoğunluğunda bile tutkulu olduğunuz,  konunun derdinden kendinizi alamıyorsanız, gerçekten içinizde sevda var demektir.
Geceleri tutkumuzun etkisiyle, derdinden mütevellit olan düşünceden kaynaklanarak   gözlerinize  uyku girmiyorsa, işte sevda budur.
Uykumuzda bile sevdalısı olduğumuz alanla ilgili olarak ,  hep ilerisini ve  gerisini düşünüyorsak , o alanda gerçekten sevdamızın gerçekleşmesini  istiyoruz demektir.
Sevdanın etkisini , adını, vereceği sevinci, duyacağımız zevki  her zaman yaşamak gerekir.
Bunun gibi yazmanın sevda olması  içinde , insanın içinde ki yeşermeye yüz tutmuş olan, yazma konusunda ki   başarmanın  düşünceden çıkarak, başarıya doğru gayret neticesinde, başarıyı   yakalamada mesafe almışsa kişinin sevdasının  en büyük şahididir.
Geceleri yazı için  kitapları dert ortağı edinmeliyiz ,tıpkı gündüzleri tarlada ekim dikim yapan çiftçiler gibi okuyan, araştıran, herkesin en çok arzuladığı uykuyu kovan insanındır, yazma  sevdası.
Bu sevda kuru kuruya , öyle dostlar alış verişte görsünler için değildir.
Okumanın zevkine ulaşmanın en etkin yollarlarından birisidir yazmak.Yazmak sevda olmasa zamandan feda, paradan feda, yerine göre tatilden feda, ziyaretlerden feda edilir mi?
İnsanın sevdası faydalı yazı yazma neticesinde , yazınızın dostlarınızın çoğalmasıyla, sevda halesi şeklinde dalga halinde yazınızın etkisi  yayılacaktır.
Önceleri sayılı dostlarımız varken, yıllar sonra dostlarımız çoğalacaktır.
İlkler yola çıktıklarında hep sıkıntılı ve  ızdıraplı olmuştur. Yazı sevdası da , sıkıntılıdır, zordur, hele elinizi tutma yerine , itenlerle karşılaşmanız  karşısında zorluklarla boğuşursunuz.
İyi ki ben yazamıyorum , akranlarımdan birisi duygu ve düşüncelerini yazma cesareti göstermiş, yazmaya başlamış sözü yerine , çevremizden olumsuzluk adına ne varsa onu duyarız.
Birbirimizi biliyoruz lakin çokta birbirimizi  hazmedemiyoruz, sosyal hayatın her alanında böyleyiz bizler , acı ama gerçek bu.
Şöyle konuşma duyar mısınız?O, ne güzel eline sağlık mı?Olur mu , öyle denir mi?O zaman olumlu konuşmuş oluruz.
Aramızdan böyle birisi çıkmaz.Çıkacak olsaydı,  şimdiye  kadar çıkardı.Sevda da öyle değil midir?O ‘nun dengi mi ki , talip oluyor denir gençlerimize bile?
Talip olan insanında bildiği vardır ki, talip olmuştur.Hem biz hakem miyiz ki,  kimin, neyi yapması veya yapmaması gerektiğine karar veriyoruz?.
Günlük hayatta da bizim insanımız tutkuların,  sevdaların neleri başaracağını görememektedir.Başarı yoluna sevdayı refik olarak alan hiç yalnızlık yaşamaz.
Yazmanın sevda , sevdanın da insanın geleceğiyle ilgili kararlarında etkili olacağını bilmeliyiz.
Sevda kuru kuruya olmamalı.O’nu yaşamalıyız , tıpkı meşhur darbı-ı meselde olduğu gibi.Adamın biri,  peygamber efendimizi sevdiğini ve rüyasında görmek istediğini alimlerden birisine  sorar.
Alime çok sevdiğim peygamberimizi hangi ameli işlersem rüyamda görürüm diye dertlenir?
Alim cevap verir.
Akşam yatarken bir avuç tuz yiyeceksin,  kesinlikle sabaha kadar su içmeyeceksin , ancak bu dediğimi yaparsan,  rüyan da  belki peygamberimizi görürsün der.
Adam şaşırır , bir yandan da tuzu yersem,  belki görürüm istifhamı vardır.Yalan mı söyleyecek alim insan  der? Adam tuzu yer.
Gecenin nasıl geçtiğini sadece kendisi bilir.İçi yanar.Yandıkça yanar.Nihayet yine göremez rüyada peygamberimizi.
Alime der ki, dediğini harfiyen yaptım yine maalesef.
Alim taşı gediğine koyar.Sen bir avuç tuzu yer , sonra su içmediğin gibi sevdalı olmalısın ki, rüyanda peygamberimizi göresin.
Yazma sevda dedik.Sevdaların sonu yoktur.Sevdanın yüreğimizde kıpır kıpır etmesi bizim o, sevdayı beslememize bağlıdır.
Yazmanın yaşı olmaz,  tıpkı sevdanın yaşla ilgisinin olmadığı gibi.

710350cookie-checkYazmak sevdadır

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.