Yeni yılda geçmişe bakabilmek

Yeni yılda herkesin yeni planları, yeni beklentileri, yeni umutları var.  Dünyanın her yerinde yeni yıl yeni umutların yılıdır zira.


Yeni yıl mesajları hep sevgi, barış ve kardeşlik üzerinedir. Birbirimize gönderdiğimiz mesajlarda, kartlarda, maillerde hep sevgiden, barıştan, mutluluktan söz ederiz. Savaşsız, kavgasız, kardeşçe bir dünya hayal ederiz ve sonra da merak ederiz; bunca iyi dileğe rağmen nasıl oluyor da dünyada savaşlar, kavgalar bitmiyor; nasıl oluyor da insanlar dil, din ve ırk adına birbirlerini katletmeye devam ediyor, diye.


Aslında bu soruların cevaplarını hepimiz biliyoruz, bilmesine de; yine de güzel olanı istemekten, beklemekten, hayal etmekten vazgeçmiyoruz.


Çünkü hayatımızı bunların anlamlandırdığını da biliyoruz. Umutlarımız, beklentilerimiz olmasa yaşayamayacağımızın farkındayız. 


İşte bu yüzden yeni yılı önemsiyoruz. Yeni olan her şey gibi, o da bizi heyecanlandırıyor.


Galiba yanlış ya da eksik olan, geçmişe dönüp bakmamamızda. Oysa geçmişe dönüp baksak, geleceği daha net görebiliriz. Neler yaptık, neleri yapamadık? Neler öğrendik, neleri öğrenemedik? Neler yakaladık, neleri kaçırdık?


Küçük bir iç hesaplaşmaya gidebilirsek, günahıyla sevabıyla iç dünyamıza bir yolculuk yapıp, kendimize dışardan bakabilirsek eğer, kim bilir neler görürüz?


Ünlü İngiliz filozof Bertrand Russel, çocukluk yıllarında önünde yaşanmamış uzun ve gereksiz yıllar olduğu için sıkıldığını, gençlik yıllarında bu sıkıntının yerini yaşamaktan nefret etmek ve kendini öldürmek düşüncesinin aldığını yazıyor “Mutluluk Yolu” adlı kitabında. Ünlü düşünür, yaşlılık yıllarında ise hayattan beklentilerinin neler olduğunu keşfettiği için yaşamaktan zevk almaya başladığını söylüyor.


Gençlik perspektifinden yaşlılığa bakamadığımız için, yaşanmamış pek çok güzellikler, mutluluklar bırakıyoruz arkamızda. Yaşlılık perspektifinden gençliğe baktığımızda ise, hırs ve iddialarımızın eridiğini görecek ve gençlik yıllarında hayatı yakalamamış olmanın pişmanlığını duyumsayacağız.


Jorge Luis Borges, “yaşam nedir?” diye soranlara verdiği cevapla bu pişmanlığı şöyle anlatıyor:


“Eğer yeniden başlayabilseydim yaşamaya
İkincisinde daha çok hata yapardım.
Kusursuz olmaya çalışmaz, sırtüstü yatardım.
Temizlik sorun bile olmazdı asla.
Daha çok riske girerdim,
Seyahat ederdim daha fazla.
Daha çok güneş doğuşu izler,
daha çok dağa tırmanır,
daha çok nehirde yüzerdim.
Görmediğim birçok yere giderdim.
Dondurma yerdim doyasıya, daha az bezelye.
Gerçek sorunlarım olurdu hayali olanların yerine.
Yaşamın her anını gerçek ve verimli kılan insanlardan olurdum.
Farkından mısınız bilmem, yaşam budur zaten.
Anlar, sadece anlar,
siz de “an”ı yaşayın.
Hiçbir yere; yanına termometre, su, şemsiye ve paraşüt almadan gitmeyen insanlardanım ben.
yeniden başlayabilseydim,
ilkbaharda pabucumu fırlatır, atardım.
Bilinmeyen yollar keşfeder,
güneşin tadına varır,
çocuklarla oynardım,
bir şansım daha olsaydı eğer.
Ama işte, 85’indeyim ve biliyorum..
Ölüyorum…”


DİKENCİK’TE BENSİZ YILBAŞI


17 Ekim 2007’de “Dikencik Evleri’nde üç gece” adlı bir yazı yazmıştım. Sevgili arkadaşlarım Ayşe ve Cengiz Genç’in Fethiye Üzümlü’deki “Dikencik Evleri”nde geçirdiğimiz üç güzel günü anlatmıştım. Yazımın sonunda da arkadaşlarını bir araya getiren organizasyonlar yapmakta son derece başarılı olan sevgili arkadaşım Ayten Zorlu’ya teşekkür etmiştim. İşte bu arkadaşım yılbaşında arkadaşlarını bu güzel yere götürdü. Ben ne yazık ki onların arasında değildim. Bu kez bana onların fotoğraflarına ve videolarına bakıp kıskanmak düştü.


Ayşe ve Cengiz, yardımcıları Teslime ile birlikte yine muhteşem bir şekilde ağırlamış misafirlerini. Teslime’nin topladığı mantarlar ve yabani otlarla süslenen sofralarda kuş sütü eksikmiş tek. Ayşe’nin maharetli elleri sadece mutfakta değil, yılbaşı gecesinde de kendini hissettirmiş. Sürpriz hediyeler, ilginç şapkalar, dansözler, oyunlar geceye neşe katmış.


Misafirlere kendi evindeymiş hissini veren bu yer gerçekten görülmeye değer güzellikte. Buradan Ayşe ve Cengiz’e en kısa zamanda orda olacağımı haber veriyorum. Bekle beni Dikencik, geliyorum…


***


“Dikencik Evleri”yle ilgili daha fazla bilgi için
http://www.yesiluzumlu.com/


 “Dikencik Evleri”yle ilgili yazımı okumak isteyenler için
Dikencik Evleri’nde üç gece


 

669300cookie-checkYeni yılda geçmişe bakabilmek

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.