İyilik yapmak isteyenler iyi düşünsünler

Öyle ki, insanımızın içine korku kültürünün hâkim olduğunu açıkça anlamıştı.
Yazmamın sebebini açıkladım. Bugün senin bahsettiğin kişilik eksikliği olan birçok insan var dedim. Ve de doğru dürüst kişiler böyle açık göz geçinenlere prim vermişlerse bundan sonra daha dikkatli olur belki dedik.
İçimizde arkadaşımın sahip çıkıp ta işinden sonra üç yüz altmış derece dönenlere karşı mutlak dikkatli olunmalı.
Kapıları ardına kadar kapatmalı bu tür işi için insanların erginden geçinen parazitlere karşı. Okusun ki insanımız, hayatta yanılgıya düşmesin dedi.
Bir nebze hizmetimiz geçerse kendimi insanlık adına mutlu hissedeceğim.
Aynen katılıyorum böyle işi için çalmadık kapı bırakmayanlara karşı net tavrımızı oluşturmalıyız.
Bundan sonra aynı insan kapıma gelse hoş geldin derim, hiçbir derdine kulak vermem çünkü çekirge iki kere atladı. Üçüncüde atlaması mümkün değil.
Bu tipler toplum içinde ki kanser hastalığından daha zararlıdır. Çünkü kanser olan insanın vücudu zarar görür lakin bu tür sırttan geçinenler ise insanlığın tüm kesimini etkiler.
Haklı olan insanların hakkını teslim edemedikçe bu durumlar yaşanmaya devam eder ve gider. Bu minval üzere konuşmamız devam etti.
Az bile yazmışsın dedi. Ne bu öfke, bu kızgınlık dememe fırsat tanımadı inanın. İyi ki dememişim. Çok haklıydı hem de yerden göğe, gökten yere kadar.
İnsan olan insan iyiliğin karşılığında bunu yapmamalıdır. İnsanların horlamasından öte karşılığında teşekkür bile duymayan insan gülemezdi.
Hay Allah ben çok mu ağır yazdım derken. İnsan ilişkilerinin bu kadar kötüleştiğini anlattığımdan dolayı defalarca teşekkür etti.
Ben ne bekliyordum, ne ile karşılaştım. Tıpkı arkadaşımın ümidin kırıldığının aksine beni olumsuz karşılar derken, çok olumlu karşılaması hoşuma gitti. Arkadaş o kadar düşünceli ki, ben seni arayayım diyerek telefonunu kapattı.
Kendi telefonuyla aradı beni. Bakınız samimi olan insanların dışında kimselere sakın güvenme demesin mi?
Ben isem güvenmeyi seven insanların güvenilmesi gerektiğine candan inana biriyim. Sakın ola ki insanların huyu değişmez, özellikle eskiden sana kötülük yapanın kolayca seni düşüneceğine inanırsan çok aldanırsın dedi.
Ben de geçmişimi düşündüm katıldım arkadaşımın fikrine. İnsan içinde ki, kişilerin başına hep gelir bunlar. En büyük sermayem aldatan olmamaktır diye de ekledi.
Aldatan insanların sakladıkları gerçek yüzlerini, bilmemiz için çok uzaklara gitmeden de anlaşılabileceğini öyle güzel tasvir etti ki, bunları çok iyi biliyorsun dedim.
İnsanların özünün değişmesi noktasında çokta kolay olmadığını anladık. Önceliliğimiz çalışmanın insan hayatına katkısı olduğunu unutmamak gerektiğini öğrendik dedi.
İnsanın çalışkanlığını nasıl anlarsınız? Basit değil mi çalışkan insanla, üretmeyen insanların özellikleri? Çok basittir, çalışkan insan üretim yapar.
Üreten insanda sürekli göze batar. Göze batan insan da dar bölgede çok konuşulur. Bölgede çok konuşulan insanın çalışmasının karşılığını mutlaka almalıdır.
Çalışkan ve üreten insana ne kadar ülkemizde ihtiyacımız olduğunu anlamak için bir şeyler olmaya gerek yok. Üreten insan evinde oturmaz. Üreten insan dışarıda iken korkudan saatine bakıp durmaz.
Özgür iradesiyle işini yapar. Evden dışarı çıkamayan insanların olduğu yerde ne olur? Durgunluk, donukluk, atalet ve başarısızlıklar olur.
Kim olursa olsun önce çalışkan olmalıdır.
İşinin ehli olmayan kişilerin gelecek adına iyi ürünler ve çıktılar kazandıracağına inanmıyorum. Dar çerçeve de onu, bunu çekiştiren insanların toplum nezdinde değeri olmaz. Bir yerlerde işinle, katkınla varsan değerin vardır.
Çalışmadan, kültür birikimi olmadan bir yerlere gelinebilinir. Köksüz ağaç ayakta duramaz. Köksüz ağaç var gibidir, aslında o ağaç değildir.

746590cookie-checkİyilik yapmak isteyenler iyi düşünsünler

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.