BBC’de gözüme çarpıyor; Kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Yunanistan’daki borç krizinden etkilenebileceği endişesiyle Kıbrıs’ın kredi notunu düşürmüş.
Yunanistan’a borç vermiş Kıbrıs bankalarının kayıpları olabileceğini düşünen Fitch, çareyi not indirmekte bulmuş. Bu, Kasım ayından bu yana Kıbrıs’ın notunun ikinci indirilişi.
Yeni kredi notu Kıbrıs’ın ileride daha yüksek faizle borçlanmak zorunda kalabileceğine işaret ediyor.
Çünkü Fitch, Kıbrıs da bulunan bankaların varlıklarının yaklaşık üçte birinin Yunanistan’la bağlantılı olduğunu söylüyor.
Yunanistan’daki krizin derinleşmesi nedeniyle, Atina hükümetine ikinci bir kurtarma paketi verilmesi konusunda pazarlıklar sürüyor ancak Euro bölgesi Yunanistan’ın borçlarını geri ödeyemez duruma gelmesinden kaygılı.
Bu durumda içine girdiği darboğazı bir türlü aşamayacak gibi görülen Yunanistan’a AB’den 65 milyar Euroluk bir ek mali yardım daha yapılmasının kaçınılmaz hale geldiği vurgulanıyor. Zira IMF ve Avrupa Merkez Bankası’nın parça parça verdiği 110 milyar Euroluk mali yardım yetersiz kalmış.
Ancak AB’nin dayattığı, Yunan hükümetinin de uygular göründüğü istikrar programının beklenilen sonuçları vermemesi, Haziranda Yunanistan’a verilmesi gereken 12 milyar Euroluk 5’inci taksitini tehlikeye sokuyor.
Bu yüzden IMF ile ECB, Yunanistan’dan kamu sektörünün özelleştirilmesi ve devlet arazilerinin değerlendirilmesi ile ilgili işlemlerini hızlandırmasını şart koşuyor. Bu da Yunanistan’a verilmesi düşünülen 65 milyar Euroluk ek mali yardımın karşılığında IMF tarafından istenen ‘ipotek’ olarak görülüyor.
BBC’den aldığım ayrıntıları günler öncesinde AB Haber Genel Yayın Yönetmeni Vakur Kaya’dan dinlemiştim zaten…
Şöyle demişti Kaya, “ Yunanistan iflas etmiş durumda. AB’nin bürokratları aslında bugüne kadar AB’ye (Brüksel’e) gönderilen dataların (ekonomik istatistik bilgileri) doğru olmadığını biliyordu. Kimse ses çıkarmadı ve sonunda bu noktaya gelindi. Alman Halkı ve politikacıları “tamam para verelim ama Yunanistan’da kendi mükellefiyetini yerine getirecek mi? diyor. AB’de verdiği paralara karşılık Yunanistan’dan somut bir karşılık bekliyor ve 280-350 milyar dolar karşılığındaki kamu şirket ve arazisi olduğunu söyleyerek, bunun satışa çıkarılmasını istiyor. En son Euro bölgesi Ekonomi Bakanlarının Brüksel’de yaptığı toplantıda Yunanistan’dan 2. dilim kredinin ödenmesi için somut adım atması istedi. Yunanistan adım atmıyor, bu borçları ödeyebilecek şekilde hareket etmiyor. Almanya bu parayı verirken geriye dönüşünü garanti etmek istiyor. Yunanistan’ın ev ödevi var, yapmıyor.”
***
Gelelim kredi notu düşürülen Kıbrıs Rum Kesimine. Ekonomik krizi iliklerine kadar hisseden Rum kesimi tasarruf tedbirlerini artırmış.
Adalet Bakanlığı’nın 2011 yılı bütçesi 2010 yılı bütçesine nazaran 24,39 milyon Euro azaltılarak, 337,49 milyon Euro’ya düşürülmüş.
Yeni Adalet Bakanlığı binası, Lefkoşa Polis Genel Müdürlüğü binası ve Limasol İtfaiyesi yeni binasının inşaatı durdurulmuş.
Yine tasarruf önlemleri çerçevesinde, siyasilerin seyahatlerine de bazı kısıtlamalar getiriliyormuş. Bu noktada siyasilerin seyahat masrafları, şayet Avrupa Birliği’ni ilgilendiren konularda seyahat ederlerse karşılanacakmış.
***
Sözün özü her zaman gayri safi milli hasılasıyla kendimizi kıyaslayıp karalar bağladığımız Rum kesimi Yunanistan’a verdiği borç paralar yüzünden zor durumda. Buna Yunanistan’ın mali tedbirlere uymasındaki isteksizlik de eklenince işler iyice sarpa sarıyor. AB’nin Yunanistan’a “toprağını sat, paranı öde” dayatmasının Helen narsistliğine ters düşmesi Yunanistan- AB ilişkilerine darbe vururken, Yunanistan’ın Euro’dan çıkmasının eli kulağında gibi görünüyor. Zira -karşılıklı- hoşnutsuzluk diz boyu.
