Tarsus 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada mahkeme Aslan ailesi ve Aile ve Sosyal Politikalar bakanlığı’nın müdahillik taleplerini kabul ederken, kadın örgütleri ve baroların da aralarıdna bulunduğu kurumların müdahillik talebi suçtan zarar görmedikleri gerekçesiyle reddedildi.
Sanıklardan Fatih Gökçe için tecavüz suçundan ek iddianame hazırlanacak.
Türkiye’de büyük yankı uyandıran cinayetle ilgili davayı çok sayıda hukukçu ve sivil toplum örgütü izledi.
Mahkemeye gösterilen ilgi ve katılımın yüksek olması nedeniyle polis geniş güvenlik önlemleri aldı.
Mersin’den de takviye polis gönderildiği, adliye çevresinde itfaiye, ambulans ve TOMA’ların bekletildiği bildiriliyor.
Katil zanlıları minübüs şoförü Ahmet Suphi Altındöken, babası Necmettin Altındöken ve arkadaşı Fatih Gökçe, sabaha karşı sıkı güvenlik önlemleri altında tutuklu oldukları cezaevlerinden adliyeye getirildi.
Suphi Altındöken, ağlayarak yaptığı savunmasında arkadaşı Fatih Gökçe’yi suçladı.
Davayı izleyen gazeteci Hikmet Durgun’un aktardığına göre savunması sırasında Gökçe, Altındöken’e saldırmak istedi, araya jandarmalar girdi.
Mahkeme başkanı Altındöken’i sık sık ağladığı için uyararak “Ağlamaları geçelim” dedi.
‘İlk kez söylüyorum’
Altındöken ifadesinde şunları söyledi:
“İlk kez burada söylüyorum. Fatih arabadan inerken kemerini sıkıp fermuarını çekti. Fatih, ‘Öldürmemiz lazım’ dedi. Ben de bıçağı aldım boğazına sapladım. ‘Hadi gidiyoruz’ dedik, babam ‘Nereye?’ dedi. Fatih de ‘Pikniğe gidiyoruz mangal yakarız’ diye espri yaptı. Fatih soğukkanlıydı. O sırada Fatih yüzümün tırmalandığını görünce, ‘Oğlum sen kimliğini parmaklarına bırakmışsın, suç delili tırnakları. Ellerini keselim sen orada büyük delil bıraktın’ dedi. Bunun üzerine ellerini bilek hizasından bıçakla kestim. Ellerini alıp evin alt katındaki tuvaletin klozetine sakladım.”
“Bana ‘Kız güzelmiş’ dedi, ‘Sen bir şey mi yaptın?’ dedim. ‘Sus sesini çıkarma yoksa seni ihbar ederim’ dedi. Daha sonra ayrı arabalarla yola çıktık. Fatih arayıp üniversitenin oraya çağırdı. Orada buluşup onun aracını takip ettim. Bir yerde durduk ve cesedi indirdim. Fatih bana ‘Benzini getir’ dedi, ben öyle bir niyetim olmadığı için benzin şişesini kasten düşürerek, ‘Yakmayalım’ dedim, o ısrar etti. Ertesi gün buluştuğumuzda Fatih, ‘Bak, dün otobüste kıza öyle yaklaştığımı söylersen çoluğunu çocuğunu kaçırırım’ dedi. Ben maktule cinsel saldırıda bulunmadım.”
Özgecan Aslan’ın öldürülmesi ülke çapında gösterilerle protesto edilmişti. Davayı izlemek üzere Türkiye’nin her yanından avukatlar geldi.
Mersin Barosu Başkanı Alpay Antmen, davaya yaklaşık bin avukatın müdahil olmak istediğini ancak salonun kapasitesine göre alım yapacaklarını söyledi.
Suphi Altındöken’in eşi Neslihan da tanık olarak dinlendi. Neslihan Altındöken kendisinin de mağdur olduğunu söyleyerek, altı yıldır eşinin kendisini dövdüğünü ifade etti.
‘Ceza indirimi uygulanmasın’
Kadın grupları da ellerindeki pankartlarla adliye bahçesine girdi.
Adliye bahçesinde toplanan çeşitli sivil toplum örgütlerinin temsilcileri kadın cinayetlerini kınayarak katil zanlılarına iyi hal indirimi yapılmaması ve en ağır şekilde cezalandırılması çağrısında bulundu.
20 yaşındaki Özgecan Aslan 11 Şubat’ta kaybolmuş, daha sonra cesedi bir dere kenarında bulunmuştu.
Tecavüz girişimine direndiği için öldürülerek yakılan Özgecan Aslan’ın başına gelenler büyük tepki doğurmuştu.
