“Çözüm isteği var ama güven yok”

İki toplum arasında federasyonun tanımında önemli farklılıklar olduğuna da vurgu yapılan ankette, görüşmelerin mevcut şekliyle devam etmesinin genel kabul gördüğü, toplumların uyuşmazlık noktalarının uluslararası konferans aracılığıyla çözülmesine sıcak baktığı kaydedildi.

Cenevre merkezli uluslararası barış temini amaçlayan Uluslararası Barış Temin İttifakı (Interpeace) tarafından “ KIBRIS 2015: Sürdürülebilir Gelecek için Araştırma ve Diyalog” projesi çerçevesinde “Kıbrıs Uyuşmazlığı ve Müzakere Süreci” ile ilgili ada çapında yapılan 2. kamuoyu araştırma sonuçları açıklandı.

ABD tarafından finanse edilen Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı İşbirliği ve Güven için Hareket (UNDP-ACT) ve Avrupa Komisyonu tarafından desteklenen araştırma, toplumun daha geniş bir kısmının barış sürecine yapıcı olarak iştirak etmesi ve katkı koyması amacıyla gerçekleştirildi

Anketler 5-30 Eylül tarihleri arasında 800 Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rum ile evlerinde gerçekleştirildi. Soruların hazırlanmasında ise her iki toplum da dahil eden katılımcı bir yöntem kullanıldı. Saha çalışması KKTC’de Kıbrıs Sosyal Araştırmalar Merkezi (KADEM), Güney Kıbrıs’ta ise Symmetron Pazar Araştırma Şirketi tarafından gerçekleştirildi.

ARAŞTIRMA SONUÇLARI

Anket sonuçlarına göre, ankete katılan Kıbrıslı Rumların yüzde 68’i ve Kıbrıslı Türkler’in yüzde 65’i “bir anlaşma için yüksek seviyede istek duyuyor”. Kıbrıslı Rumların yüzde 79’u, Kıbrıslı Türklerin de yüzde 76’sı “federasyonu karşılıklı ödüne dayanan bir çözüm olarak kabul etmeye hazır”.

Ankete katılan Kıbrıslı Rumların sadece yüzde 14’ü, Türklerin ise yüzde 21’i “süreçten bir sonuç çıkmamasını istiyor”.

Ankete katılan Kıbrıslı Rumların yüzde 83’ü, Kıbrıslı Türklerin ise yüzde 77’si “mevcut müzakere sürecini destekliyor”.

Ankete katılan Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rum’un yaklaşık yüzde 80’i, “halkların barış süreci ile ilgili bilgilendirilmesini sağlayacak bir mekanizmadan yana”.

Kıbrıslı Türklere karşı güvensizlik duyan Rumların oranı yüzde 84, Kıbrıslı Rumlara karşı güven duymayan Türklerin oranı ise yüzde 70. Taraflar karşılıklı olarak, bir tarafın diğer taraf üzerinde hâkimiyet kurma endişesi taşıyor.

Kıbrıslı Türklerin yüzde 51’i, Kıbrıslı Rumların ise yüzde 33’ü müzakere sürecinde “hakemlik” olayına sıcak bakmıyor. Kıbrıslı Türklerin yüzde 70’i, Kıbrıslı Rumların ise yüzde 82’si BM’nin rolünün “fikir sunmak” olduğu görüşünde.

Kıbrıslı Türklerin yüzde 62’si, Kıbrıslı Rumların ise yüzde 88’i “ihtiyaç duyulduğunda teknik destek için” bir AB temsilcisinin görüşmelere dahil olmasını destekliyor.

Kıbrıslı Rumların yüzde 44’ü, “görüşmelerde karara bağlanmamış konuların tartışılmasına anavatanların dahil edilmesini” reddederken; Kıbrıslı Türkler in yüzde 64’ü bunu savunuyor.

Kıbrıslı Türkler de, Kıbrıslı Rumlar da “sürdürülen görüşmelerin formatının değiştirilmesini istemiyor”.

GÖRÜŞMELERİN SIKLAŞMASINA DESTEK

Kıbrıslı Türklerin yüzde 72’si, Kıbrıslı Rumların ise yüzde 86’sı her iki liderin ne başarmak istedikleri konusunda kıstasları tespit etmelerini isterken, Kıbrıslı Türklerin yüzde 70’i Kıbrıslı Rumların ise yüzde 80’i liderlerin daha sık görüşmesinden yana.

Geriye kalan müzakere dosyalarıyla ilgili al-vere dayalı tartışmalar yapılmasını Kıbrıslı Türklerin yüzde 60’ı, Rumların ise yüzde 72’si kabul ediyor.

Kıbrıslı Türklerin yüzde 64’ü, Kıbrıslı Rumların ise yüzde 89’u “görüşmelerde üzerinde anlaşılmamış konuların çözümü için bağımsız düşünce gruplarının kurulmasına” sıcak bakıyor.

ÇÖZÜMÜ MOTİVE EDİCİ ETKENLER

Ankete göre, yeni ticaret ve iş imkânlarının yaratılması, yabancı yatırımcıları Kıbrıs’a çekebilecek ortamların yaratılması gibi ekonomik etkenler, hem Kıbrıslı Rumlar hem de Kıbrıslı Türkler tarafından çözümü motive edici önemli etkenler olarak görülüyor.

ASKERLERİN ADADAN ÇEKİLMESİ

“Yabancı askerlerin” adadan ayrılması ile garanti ve müdahale hakkının ortadan kaldırılmasını Kıbrıslı Rumların hemen hemen tamamı desteklerken, Kıbrıslı Türklerin bu görüşe desteği sırasıyla yüzde 31 ile 25.

YERLERİNDEN EDİLENLER

Kıbrıslı Rumlar hemen hemen tamamı, yerlerinden edilenlerin evlerine dönmelerine izin verilmesini ve 1963/1974 döneminde kaybedilen kasaba ile köylerin kontrolünün tekrardan elde edilmesini bir çözümde gereklilik olarak görüyor.

AMBARGOLAR

Kıbrıslı Türkler’in dörtte üçü, uluslararası izolasyonların sona ermesini ve AB vatandaşlarının yararlandığı haklardan yararlanmak istiyor.

ÇÖZÜMÜ KISITLAYICI ETKENLER

Kıbrıslı Türklerin yüzde 70’i, Rumların ise yüzde 84’ü, “karşı tarafın adil ve geçerli bir anlaşma için gerekli uzlaşma ve tavizleri kabul etmeyeceği” düşüncesinin, Kıbrıs sorununun çözülememesinde önemli etken olduğu görüşünde.

“Gücün paylaşılacağı bir siyasi sistem tarafından yönetilme” veya “bir anlaşma sonucunda bir tarafın tüm Kıbrıs’ı yönetecek konuma gelmesi” endişesi, her iki tarafça çözüm önünde engel görülüyor.

Ankete göre, Kıbrıslı Rumların yüzde 63’ü, “bir anlaşma neticesinde ortaya çıkacak yönetim sisteminin işlevsel olmayacağından” endişe ediyor.

Kıbrıslı Türklerin yüzde 56’sı, Kıbrıslı Rumların ise yüzde 69’u “bir anlaşma sonrasında iki toplum arasında şiddet olaylarının yaşanabileceği ortamların oluşabileceğinden” endişe duyuyor.

Kıbrıslı Türkler’in yüzde 53’ü, “iki toplumun uzun süredir ayrı yaşadığından dolayı artık beraber yaşayamayacağı” fikrini de “çözümü güç kılan etken” olarak görüyor.

Kıbrıslı Rumların yüzde 59’u, kedilerinden çözümün maliyetini karşılamaları ve diğer topluma mali destek vermesi istenebileceği konusunda endişe ederken; Kıbrıslı Türklerin yüzde 52’si daha çok bir çözümde mal mülk konusunu çözmenin maliyetini engel olarak görüyor.

SİYASİ EŞİTLİK

Kıbrıslı Türklerin ve Kıbrıslı Rumların yüzde 71’i, “iki toplum arasında siyasi eşitliği sağlayamayacak bir çözüm planını destekleme konusunda sıkıntı duyuyor”. Kıbrıslı Türklerin yüzde yaklaşık 55’i, “çözüm sürecinin uzun sürmesinden kaynaklanan hayal kırıklığı ve karşı tarafın lehine olacak bir BM sisteminin uygulanması endişesinin” anlaşma istenmemesinde en büyük etken olarak gösteriyor.

ANLAŞMA ÇERÇEVESİ

Anket sonuçlarına göre, Kıbrıslı Rumların yüzde 92’si, uniter devleti diğer alternatiflere tercih ediyor. Ancak ikinci tercih olan federasyona da yüzde 79 destek veriyor.

Kıbrıslı Türklerin yüzde 90’ı ise, iki devletli bir yapıyı tercih ediyor ancak “uzlaşı olarak” federasyonu kabul etmeye hazır.

Kıbrıslı Rumlar yerleşim haklarında kısıtlama ve anavatanların garantisi olmayan bir federasyona yüzde 87, Kıbrıslı Türklerin tanımladığı federasyona ise yüzde 28 destek belirtirken; Kıbrıslı Türklerin yüzde 66’sı federasyon tanımında “yerleşim haklarında kısıtlamaların ve anavatanların garantisinin olmasını” destekliyor.

Kıbrıslı Türklerin yüzde 53’ü Kıbrıslı Rumların tanımladığı şekildeki bir yapıya destek verirken, yüzde 64’ü sözkonusu yapının mevcut durumdan daha kötü olduğu düşüncesinde.

Kıbrıslı Rumların yüzde 38’i, anlaşmalı ayrılık senaryolarına yüzde 38 oranında destek belirtiyor. Diğer taraftan Kıbrıslı Türklerin yüzde 79’u her iki devletin AB içinde olacağı anlaşmalı ayrılığı tercih ederken, Tayvanlaşma’ya yüzde 50, Kosovalaşmaya ise yüzde 46 destek belirtti.

“Kıbrıs’ın Kuzeyinin Türkiye’ye ilhakı” ise, her iki halk için en son seçenek.

ULUSLARARASI KONFERANS

Kıbrıslı Rumların yüzde 83’ü, Kıbrıslı Türklerin ise yüzde 60’ı müzakerelerin BM gözetiminde mevcut şekli ile başarıya ulaşana kadar devam etmesinden yana. Ancak Kıbrıslı Türklerin yüzde 60’ı, Kıbrıslı Rumların ise yüzde 42’si anlaşılamayan konularda BM hakemliğine başvurulmasına karşı.

Her iki halk da yüzde 53-60 arasında üzerinde anlaşmaya varılmayan tüm konuları çözmek için sürecin uluslararası bir konferansa doğru kaydırılmasına veya iki toplumun liderleri arasındaki doğrudan görüşmelerin Yunanistan, Türkiye ve AB temsilcilerinin de katılımı ile genişletilerek sürdürülmesinden yana.

Kıbrıslı Türklerin yüzde 79’u, uygulanan tüm ekonomik, sosyal ve kültürel izolasyonların kaldırılmasına önem verilmesini, yüzde 58’i de görüşmelere son vererek KKTC’nin tanınmasına yönlenilmesine sıcak bakıyor.

Kıbrıslı Türklerin yüzde 55’i, Kıbrıslı Rumların ise yüzde 53’ü görüşmelerin mevcut temelini her iki toplumda referanduma sunmayı ve eğer kabul edilmez ise görüşmelerin temelini değiştirmeyi kabul ediyor.

Kıbrıs’ta görev yapan BM Barış Gücü (UNFICYP) operasyonlarının sona erdirilmesine Kıbrıslı Türklerin yarısı onay verirken, Kıbrıslı Rumların sadece yüzde 11’i bu görüşü destekliyor.

SÖZEN

Kıbrıs 2015 Programı Eş-Yöneticisi Ahmet Sözen anket sonuçları ile ilgili değerlendirmesinde, müzakerelerin Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumlar arasında güven eksikliğinin sürdüğü ve her iki toplumdaki kamuoyunun barış sürecine yabancılaştığı bir ortamda yer aldığını belirtti.

Sözen, siyasi seviyede kapsamlı bir çözüme ulaşmak için, harcanan çabaların halk arasında mevcut olan anlaşmaya dönük güven eksikliğini azaltacak çabalar ile tamamlanması gerektiğini söyledi.

CHRİSTOU

Kıbrıs 2015 Programı Eş-Yöneticisi Spyros Christou da, Kıbrıs 2015 inisiyatifinin proje ile Kıbrıs sorununun sürdürülebilir şekilde çözülebilmesine dönük adada yürütülen mevcut barış çabalarında tamamlayıcı rol oynamayı amaçladıklarını kaydetti.

Christou, insanların geleceğe ve sürdürülebilir kalkınmaya dönük ümitlerini ve korkularını ortaya koyan raporlar ve dokümanterler yayınlayacaklarını da bildirdi.

1516680cookie-check“Çözüm isteği var ama güven yok”

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.