BE-SEN Genel Başkanı Gürkan Avcı, Özürlüler Yasası’nı toplumun bütünleşebilmesi yolunda işlenecek mozaik taşlarından birisi olarak tanımlayarak uygulamanın adil bir şekilde yapılmasının önemine değindi.
Avcı; “Yüzde 12’nin üzerinde bir oranla özürlü vatandaşa sahibiz. Bu insanların konumları elverenlerin bütününü üretime katkı sağlayacak hale getirmeliyiz. Diğerlerinin de insan gibi yaşamaları için öğretmenini doktorunu evlerine kadar göndermeliyiz. Ancak o zaman amaca uygun bir yasa çıkartmış oluruz” şeklinde konuştu.
Başbakanlık Özürlüler İdaresi Başkanı Dr. Mehmet Aysoy”un ‘Ülkenin öncelikle zihniyet sorunu var’ açıklamasına dikkat çeken Avcı, “Zaten zihniyet sorunu olmasaydı, yasa yıllar önce çıkar ve bugün de eksik yanları tamamlanırdı. Ama, bana göre önümüzdeki yıllar bu yasanın birkaç kez ele alınmasını gündeme getirecektir” dedi. Geçtiğimiz yıllarda, bir çok ilimizde görme engelliler için yapılan okulların öğrenci bulunamadığı için kapatıldığını hatırlatan Gürkan Avcı, “Meclis araştırmalarıyla, illere göre eşek dağılımının haritası çıkartılıyor ama, özürlü vatandaşlarımızın yoğunluğu ve ne tür engellerinin bulunduğu göz ardı edilerek, politikacının gönlü hoş olsun uygulamaları ön planda kalıyor. Burada esas olan, özürlü vatandaşlarımızın gönül rahatlığı içerisinde üretime katkıda bulunarak topluma kazandırılmasıdır” açıklamasında bulundu.
İlköğretim çağına gelmiş çocuklar okula gönderilmediğinde devletin bütün gücüyle ailelerine baskı yaptığına değinen Avcı, “Ancak, sayıları 4 milyonu bulan ilköğretim çağındaki özürlü çocuklarımızın okullardan uzak kalmasına, sanki destekleniyor gibi kayıtsız bakılıyor, aileler böylesi çocuklarını kayıt ettirecek okul bulamıyor” dedi.
Özürlülerin sorunlarının parklarda gezinme, asansör kullanma ile sınırlı olmadığına değinen Avcı şöyle konuştu:
“Eğitime yatkın özürlü vatandaşlarımızın gelişmesine, üretime yatkın özürlü vatandaşlarımızın da çalışmasına bir an önce ağırlık vermeliyiz. Haklarını bugüne kadar teslim etmediğimiz özürlü vatandaşlarımızdan da, torna tezgahı yerine sokak köşelerine attığımız, okul sıraları yerine evine hapsettiğimiz için özür dilemeliyiz.”
