12 Mart!

12 Mart, bir çok olayın kesiştiği tarihtir. Acaba demekteyim, o olaylar olması için özellikle mi seçiliyor bu gün?

Benim kafamda, 12 Mart deyince ilk çırpıda bir çok olay canlanıyor ama hangisini öne alacağımı bilemiyorum. Tarih defterini kurcaladım ve en iyisi en başlangıcından kronolojik olarak bakayım dedim. 12 Mart durduk yere seçilmiş bir tarih değildir, çünkü acılar bir şekilde bir biri ile bağlantılı ve zincirin parçası olduğunu düşünüyorum.

Askeri muhtıra tarihimizin önemli kavşaklarından biridir. 12 Eylül askeri darbesinin ön provasıdır ve o prova sonrası geliştirilen iç savaş senaryosu ve savaş senaryosu üzerinden yapılan darbe!

Darbeyi bana bir sembol ile anlat demiş olsalardı, acaba hangi sembolü kendime örnek alırdım diye düşündüm. İdam sehpası mı? Her darbe, idam sehpasını kurdurmuş ve bir çok insanı suçlu olup olmadığına bakılmadan, gücü topluma göstermek için uygulanmıştır. Fransız devriminde giyotin yaşamımıza girmiş ama üç ayak olarak söylenen idam sehpası, şehirlerin büyük meydanlarında her olay sonrası kurulmuştur. İstanbul’da en son ne zaman idam sehpası kurulmuştu? İdam edilenlerin listesi yayınlanmış olsaydı acaba, idam edenlerin tarihi ortaya çıkar mı?

İşkenceler, darbelerin sembolüdür. Her darbe yeni işkence yöntemin uygulanması için fırsattır. 12 Mart işkencesi olarak, falaka ve kaba dayak yanında elektrik öne çıkar ama 12 Eylül darbesi bu konuda akıllara durgunluk verecek yöntemlerin uygulanmasına sahne olmuştur. Benimde aklıma gelen, bu akıl almaz yönetmelerden birini sembol olarak seçmek geldi, çünkü, 1894 yılının 12 Mart’ında CocaCola ilk defa şişede satışa sunulmuştur. İlk şişe büyük olasılıkla kadın vücutlu olarak düşünülmemiştir, daha sonra kadın vücuduna dönülmüştür. Fakat şişeyi yaratanlar, 12 Eylül’de kullanıldığı gibi kullanılacağını düşünmemişlerdir.

12 Eylül’de cola şişesi işkence aletine dönüştürüldü. Şişe, bir çok insanın ölümüne sebep olmuştur, eğer o döneme ait tanıkların ve belgelerin ışığı altında işkence aletleri üzerine bir araştırma ortaya çıkmış olsa, kimsesizler mezarında yatan kaç kişinin faili ortaya çıkmış olur?

12 Mart tarihi içinde Gazi Olayları oldu. 1995 yılını gösteriyordu bu saldırının olduğu gün. O gün, saldırıyı düzenleyenler ve saldırı sonucundan bir şeyler kazananlar henüz tam olarak ortaya çıkmamıştır. Kontrgerillanın uygulamaları ve hedefleri konusunda gerçek anlamda bir sorgulanma olmamıştır, eğer adı çok duyulan ama yaptıklarının büyük kesimi devlet sırı kavramı içinde, olayların üstleri biraz açılmış olsa, bugün kritik noktada görev yapanların maskeleri aşağıya düşebilir mi? O zaman belki, gerçekten demokrasi kavramı ülkemiz topraklarında yeşermesi için fırsat olabilir mi?

12 Mart takvimi içinde, 1999 yılı içinde eski Varşova paktı üyelerinin bir bölümü NATO içinde yerlerini aldı.

Heinrich Mann 1950 yılında öldü.

12 Mart karanlık sayfaları içinde, acaba hangi yaşamları içinde saklıyor? Her takvim yaprağında olduğu gibi; karanlık, aydınlık, güzel, çirkin aynı anda aynı zaman dilimi içinde olmuştur. 12 Mart’a nereden baktığınız ile ilgilidir. Bizim yakın tarihimizin karanlık yüzleri aydınlanmış olsaydı, bugün bunları ne yazar, ne de konuşur olurduk! Karanlığa ışık tutan Diyojen (Diogenes), gündüzde fener taşıyordu, çünkü onun feneri, aydınlık içindeki karanlık noktalara yönelmişti!

12 Mart karanlığına acaba bir ışık tutulmuş ve failleri yargılanmış olsaydı, acaba yaşam kalitemizde neler değişirdi?

—————————————
http://cemoezkan.blogcu.com

1585920cookie-check12 Mart!

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.