2006’da siyasette sıcak günler

Her olayın arkasında mutlaka bir planın ya da hesabın yattığına inanıyor. Siyasette yaşananların; normal olarak görülmeyenlerin başını teşkil ettiğini çok rahatlıkla söyleyebiliriz. Neredeyse verilen her seçim kararında ve yapılan her seçimde, bir takım iç ve dış odaklı güçlerin etkin rol oynadığına kesin gözüyle bakılıyor.


Konunun siyasi boyutunu aşağıda kimi örneklerle irdelemeye çalışacağız.


Ülke genelini ya da geniş halk kitlelerini ilgilendiren, plana ve hesaba dayalı kurgular, tabi salt siyaset bağlamıyla sınırlı değil. Hedef ve amaç hangi kulvarda at koşturmayı gerektiriyorsa, Türk halkının karşısına seçtikleri platformda çıkıyorlar.


İşin uzmanı değiliz, boyumuzu aşan değerlendirmelerde bulunmak istemeyiz ama kuş gribi olayına normal bakmayanların sayısının pek çok olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Durup dururken doğuda Iğdır ve kars’ ta ortaya çıkmasının mantıkı açıklaması nasıl yapılabilir ki?  Daha sonra sanki gizli bir elin serpiştirmesine dayalı imiş gibi, ülkenin değişik illerinde ve bölgelerinde birden bire kendini göstermesi, hangi normal mantıkla açıklanabilir?


Türkiye üzerinde ki oyunlar göz önüne alındığında, işin içersinde PKK denilen bölücü örgütten başlayın; Ermenistan’ı, ABD’yi, AB’nin ülkemiz dostu(!) bilinen büyük devletlerini, İsrail’i birçok konuda olduğu gibi, bu olayda da aklınıza getirebilirsiniz.


Ağca olayına normal bakan bir vatandaşa rastlamamız sanırız olanaklı değil.
Abdi İpekçi’ nin katilinin serbest bırakılmasının, hukukun dışında bir olay olduğunu düşünenler, “durun hele bu işin arkasında kimler var sonunda ne çıkacak?” diye kuşkulu ve meraklı bekleyişlerini sürdürüyorlar.


“Grip ve “katil Ağca” olayı, gündemi fazlasıyla işgal etmeye devam ettiğinden, üzerinde fazla durmuyoruz.


Geçiyoruz siyasete…
Genel medyada (ulusal değil) büyük bir gazetenin kısa süre önce yaptırmış olduğu anketin; yukarıda sözünü ettiğimiz gibi, “planlara ve hesaplara” dayalı olarak yaptırıldığı şeklinde düşünenlerin sayısının da az olmadığını söyleyebiliriz. Kuşkucu toplum haline getirilmemiz nedeniyle, anket normal bir gazetecilik aksiyonu olmuş olsa bile, olayı bu yönüyle görebilmemiz ve değerlendirmemiz, pek olanaklı olmuyor…


Normal seçim tarihine daha bir buçuk sene varken; seçimden 15 gün ya da bir ay önce yapılıyor gibi, neden geniş kapsamlı bir ankete başvuruluyor, tabi akıllara çeşitli sorular getiriyor? Ortaya çıkan anket sonuçlarına göre kimlere, ne gibi mesajlar verilmek istendi acaba?


Sonuçlara bakıldığında, bugün seçim olsa Millet Meclisi’ne 4 parti girebiliyor ve tek parti iktidarı söz konusu değil. CHP’de ise ciddi düşüş var.


Anket sonuçlarına göre, AKP’de kararsızların dağılımından sonra az da olsa düşüş yaşanması, MHP ve DYP’nin rahatlıkla meclise girecek olmaları, AKP nin milletvekili sayısını 250’lilere kadar düşürüyor. Böyle bir durumda hükümet
nasıl kurulur? Pek tabi, koalisyon zorunlu duruma geliyor…


Gelelim şimdi anketin çeşitli açılardan vermiş olduğu mesajlara:


Mesaj 1- Ey halkım… Anket sonuçları gösteriyor ki, yine koalisyonlara ve eski kargaşalara dönülecek ve ülkede eskisi gibi istikrar yine bozulacak. Dolayısıyla böyle bir durumda erken seçim yarar getirmeyeceği gibi hiçbir şeyi de değiştirmeyeceği ortada, ona göre iyi düşün, akıllı hareket et… Bizden hatırlatması…


Mesaj 2- Ey CHP… 3 kasım 2002 seçimlerinden bu yana muhalefette olmana karşın ciddi düşüş yaşıyorsun. AKP iktidarının varlığından, özellikle rejim açısından büyük rahatsızlık duyduğunu millet adına sık sık dile getiriyorsun ama ne yazık ki işler böyle giderse, durumun hiç iç açıcı değil. O nedenle Genel Başkan Deniz Baykal’ın, vakit henüz çok geçmemişken, hiç olmazsa bu aşamadan sonra sağduyulu hareket edip, tarihin önünde başını dik tutabilmesinin fırsatını kaçırmaması, büyük bir özveri göstererek köşesine çekilmesi, hem kendisi hem de partisi açısından son derece isabetli olacaktır. Aksi halde CHP’ye iktidar hayaldir. Bizden hatırlatması


Mesaj 3- Ey vatandaşlar… AKP’nin rejim açısından gidişatı iyi değil. İrtica hala ciddi tehlike olarak varlığını koruyor. İçki yasakları, türbana arka çıkılması, dini devlet işlerine karıştırması (ulema açıklaması) ve benzeri tutum ve davranışlarıyla, AKP, iki adım ileri bir adım geri metodunu uygulayarak, ideolojisini sürdürmesinin kararlılığından hiçbir şekilde vazgeçmiş değil.
Ancak, anket sonuçları gösteriyor ki, ilk seçimde AKP yine birinci parti konumunda ve büyük olasılıkla iktidarda olacak. Seçmen olarak gözünü iyi aç, sonra son pişmanlık fayda vermez. Haberiniz olsun…


Medyumlara, falcılara yüklü paralar yatırarak 2006 da ne olacak diye merak edenler için hemen söyleyelim. Yazıktır paralarınıza, görünen köy kılavuz ister mi ? Türk halkını bu yıl bir hayli sıcak günler bekliyor.(Ağustos sıcağından söz etmiyoruz tabi). Neden derseniz, yanıtımız hazır. Kim ne derse desin, ülke artık  kaçınılmaz bir biçimde erken seçim platformuna girdi, bundan kimsenin kuşkusu olmasın…


Devletin başında, son 30-40 yılın en başarılı cumhurbaşkanı görevde iken ve görev süresinin bitmesine bir yıldan fazla süre bulunuyorken, “istemem ama yan cebime koy” dercesine gizli gizli Cumhurbaşkanlığı hesap ve planları içinde olmanın,  kimilerince açıklaması nasıl yapılabilir acaba?
Neyse…


Kısaca diyoruz ki, hazır ol ey vatandaüş, 2006 da sıcak günler seni bekliyor!
Neler olacak birlikte göreceğiz…


[email protected] 

686060cookie-check2006’da siyasette sıcak günler

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.