Ve 2009’a giriyoruz…
2008’in son yazısı…
Önce kendimle ilgili bir anekdot düşeyim:
15 Şubat günü doğmuşum.
Rahmetli babamın Kur’an’ın arka sayfasına yazdığı tarihe göre 15 Şubat tarihi doğrudur .
Yine bir kış günü olmalı.
Bu tarihe göre, Kova Burcundayım.
2009 yılı Kova Burcundakiler için şanslı bir yıl olacakmış.
Pek burçlara inanmam ama bu kez ilk defa 2009’a umut bağladım.
Nedeni şu, 2001 yılından bu yana şansım hiç iyi gitmedi..
2008 Türkiye için de pek iyi yıl olmadı.
İktidar her ne kadar popülist politikalardan uzak kaldık diyorsa da, Başbakan Erdoğan; bütün yıl boyunca tek başına ve hemen her ay, her hafta bezan her gün üstelik tek başına yeni bir gündem yaratmayı başardı.
Bu bir anlamda geçtiğimiz yıl, 1 nolu adamın şov yaptığı yıl oldu.
Ekonomiden anlayan oydu.
Keza dış politikadan…
Zaman zaman dış ticaretten sorumlu saydı kendisini.
Kimi zaman merkez bankasındaki rezervlerden sorumlu…
Bazı aylar enflasyonu düşürdüğünden dem vurdu.
Bazen, büyümeden anlayan oydu.
Beş bin dolar olan milli geliri l0 bin dolara çıkardığını ilan etti.
Oysa 2008’de milli gelirin geri teptiğini dünya alem biliyordu.
Kimilerine göre kişi başına düşen milli gelir 3 binlere inmişti bile.
Bir yıl boyunce patlak veren global krizin farkına varamadı. Farkına vardığında iş işten geçmişti ama yine de, önce “teğet geçecek”dedi.
Sonra “Hamdolsun, ekonomimiz iyi yolda”diye ekledi.
En sonunda “Kriz psikolojiktir” diyerek teşhisi koydu.
Zaten “doktorum” demese de “Ölmeyene kefen biçilmez” diyerek gerçek tıpcılara taş çıkarttı..
Başbakanımız sosyolojik konulara da sık sık teşhisler koydu.
Toplumsal sorunlara da..
Ama 2008 yılı, 75 milyonluk halkımız için hiç de iyi geçmedi.
Fakir daha fakir hale geldi.
Zengin, krizi fırsata çeviren taraf oldu.
Her zaman olduğu gibi.
Geride bıraktığımız 2008 heba edilen yıllarda biriydi.
Yazık oldu.
Özetle 2009’a “hoşgeldin” derken herkese sağlık diliyorum.
En fakirinden, en zenginine kadar en değerli olan şey sağlık.
Onun için “önce sağlık” diyorum.
Gerisi fasa fiso…
