DAY MER Yönetim Kurulu’nun çağrısı aynen şöyle:
“21. yüzyıla gireli tam 15 yıl oldu. Politikacıların vaat ettiği huzur ve refah yerine son 15 yılda belleklerimizin en çok duyduğu kavram ‘ekonomik kriz’ oldu. Yapılan bir çok tasarruf politikasına rağmen ‘ekonomik kriz’ bir türlü bitmiyor. İşçi ve emekçilerin hayat ve yaşam koşulları kötüye gitmesine rağmen, krizi yaratan 1%’lik kesim gittikçe servetlerine servet katmaya devam ediyor. Kriz halen belleğimizde ve yaşam koşullarımız daha da kötüleşiyor. Hatta bir çok insan yaşam standartlarımızın 100 yıl öncesine döndüğünü iddia ediyor.
Yaşadığımız ülke İngiltere’de ise durum bundan farklı değil. Avrupa’nin diğer ülkelerine oranla İngiltere’de 2010 yılından beri tasarruf politikalarına karşı sayısız grev, yürüyüş, eylem ve protesto gerçekleşti. Gerek sağlık, gerek kamu alanında, gereksede eğitimde bir çok kesinti ve özelleştirme politikası hayata geçirildi. Gerek dünya da gereksede İngiltere’de işçi, emekçi ve yoksul kesimlere bir yandan bu koşullar dayatılırken, bir yandan da işçi, emekçi ve yoksul kesimlerinin din, dil, ırk ayrımı yapmadan ortak sorunlarına karşı harekete geçtiğini gördük. Bu saygı ve gurur duyulması gereken birlik hareketi başta patron ve sermayederleri korkuturken, bir yandan da kesinti ve tasarruf politikaları yürürlüğe koyan politikacıların korkulu rüyası oldu.
Gerek tarih de gereksede günümüz dünyasında insanların ortak sorunlara karşı bir araya geldiği her dönemde iktidarlar her zaman ‘böl yönet’ silahını kullanarak halkların birlikteliğini bozmaya çalışır. Kimi zaman çalışanları çalışmayanlara karşı, kimi zaman yardım alanları almıyanlara karşı, kimi zaman yerli emekçileri göçmenlere karşı kışkırtmıştır. Bu silahı Avrupa’da bir çok hükümetin yanı sıra İngiltere’de koalisyon hükümetide mücadeleyi bölmek ve tepkileri yanlış yerlere kanalize etmek için kullanıyor. Burda kısa süreli bir bölünmeyi sağlasada bu başarı fazla uzun sürmedi. Ekonomik kriz ve tasarruf politikalarına karşı kısır ve farklı politikaların söylenmediği bir dönemde ırkçılık söylemi yapan UKIP İngiltere’de bir karşılık buldu. Bu doğrultuda UKIP İngiltere’deki gerek sosyal gerek ekonomik her sorunu göçmenler üzerinden anlatarak göçmen toplumları günah keçisi ilan etti. Diğer ana partiler buna karşı göçmenlerin yaptıkları ekonomik, sosyal ve kültürel katkılarından bahsetmekdense, UKIP’in popüler söyleminin peşine takılıp göçmen karşıtı söylemlerden geri durmadılar . İngiltere’nin yanı sıra Avrupa’da da buna benzer ırkçı ve ayrımcı politikalar faşist ve ırkçı partilerin güç kazanmasını sağladı.
Gerek İngiltere gerekse de Avrupa’da ırkçılığa geri adım attırmanın tek yolu ona karşı ortak mücade etmektir. Almanya’dan Ferguson’a, ırkçılığa karşı olan tüm kesimler buna karşı bir araya gelip ‘Irkçılığa Hayır’ dediler. Yüzlerce insan Almanya’da Pegida’ya karşı, Yunanista’da faşist Altın Şafak’a karşı, Türkiye’de MHP’ye ve yaşadığımız ülke İngiltere’de UKIP’e karşı, sokaklara çıktılar.
21 Mart 2015’de Birleşmiş Milletlerin Irkçılığa Karşı eylem gününde, dünyanın bir çok yerinde insanlar yine ırkçılığa karşı sokağa çıkacaklar. 2014 de İngiltere’de 10 bini aşkın insan – öğrenciler, sendikacılar, inançlı ve ateistler, göçmenler, müzisyenler, öğretmenler ve emekliler Londra’da büyük yürüyüşe katılarak ırkçılığa karşı seslerini beraber yükselttiler. 21 Mart 2015’de, Genel Seçimlerden bir ay önce yapılacak bu yılki büyük yürüşe katılıp politikacıları açık bir mesaj yollayıp IRKÇILIĞA VE FAŞİZME HEP BERABER HAYIR DİYELİM.”
YÜRÜYÜŞ
Tarih: 21 Mart 2015, Cumartesi
Buluşma yeri: Londra Toplum Merkezi, Saat 10:00
Yürüyüş başlama noktası: BBC Portland Place London W1A 1AA (en yakın metro istasyonu Oxford Circus)
Bitiş noktası: Trafalgar Square
DAY-MER YÖNETİM KURULU
