Kimse toplumu postalla takunya arasına sıkıştırmamalı!
Asker, Cumhurbaşkanlığı seçimi vesilesiyle bir kez daha “toplum mühendisliği”ne soyunuyor. “Ne mutlu Türküm demeyenleri düşman” ilan ederek tek tip toplum yaratma amacından vazgeçmek istemiyor. Ülkedeki farklı kültürel-etnik yapıları yok saymaktan öte bir tutumla toplumsal bünyemize düşmanlık tohumlarını ekmeye, cepheleşme yaratmaya devam ediyor.
Biz bu filmi daha önce defalarca izledik. 12 Mart ve 12 Eylül darbesiyle izledik. 28 Şubat ile izledik. Darbeler bu ülkeye hiç bir şey kazandırmadı. Aksine ülkeyi karanlık ve kanlı bir ortama sürükleyerek içinden çıkılmaz sorunlar yarattı. İşte askerin bugün şikayet ettiği ortamın sorumlusu bizzat kendisidir.
Biz postalla takunya arasına sıkışmak istemiyoruz.
Türkiye’nin darbelere, askeri müdahalelere, askeri vesayet rejimine ihtiyacı yoktur. Türkiye’nin sivil topluma, sivil parlamentoya ve sivil iktidara ihtiyacı vardır.
Biz askerin; siyasetle uğraşma, siyasete müdahale etme ve topluma biçim verme çabalarından uzaklaşarak asıl rolüyle yetinmesini istiyoruz. Şayet bu yetmiyorsa bir siyasi parti kurabilir veya her zaman olduğu gibi siyasi partilerden birinde aktif siyasete katılabilirler.
Türkiye toplumu demokrasiyi hazmedecek ve onun gereklerine uygun davranabilecek bir olgunluğa erişmiştir. Bunun yolu; bir daha aynı şeylerin yaşanmaması için darbecileriyle bir şekilde hesaplaşmaktan, süregelen darbe rejimini toplumsal, siyasal ve kültürel hayatımızdan silmekten geçmektedir.
_________________
* 78’liler Girişimi Sözcüsü
